Hakkâri’nin Çukurca ilçesindeki Kavşak Karakolu'na, PKK'lı teröristlerin düzenlediği saldırıda 24 arkadaşı şehit edilen ve yanında patlayan mayından parmaklarını kaybeden Müjdat Çoban, kendisine gazilik unvanı verilmesini istiyor.
Ardahan Merkeze bağlı Çataldere köyü ikametine kayıtlı olan ve şu an Kocaeli’de yaşayan Müjdat Çoban, 5 yıl önce askerlik görevini yaparken teröristlerle girilen çatışmada üç parmağını kaybetti. Şırnak askeri hastanesinde ameliyat olduktan sonra Ankara GATA’da 7 ay tedavi gören Müjdat Çoban’ın engelli raporunun da yüzde 16'da kalmasıyla malul gazilik unvanı da verilmedi.
PKK tarafından düzenlenen ve çıkan çatışmada 24 askerin şehit düştüğü, 18 askerin de yaralı olarak kurtulduğu çatışmada parmaklarını kaybeden Müjdat Çoban kendisine gazilik unvanının verilmesini istiyor. Çoban, 91/1 tertip olarak askere gittiğini, acemi birliği eğitiminin ardından Hakkâri Çukurca’ya bağlı Kavşak Karakolu’nda askerliğini yapmaya başladığını söyleyerek, ’’2011 yılında PKK tarafından karakola düzenlenen saldırıda 24 arkadaşım şehit oldu 18 arkadaşım yaralandı, bunların içerisinde ben de varım.
İlk ameliyatım Şırnak’taki askeri hastanede yapıldı. Daha sonradan Ankara GATA’ya sevk ettiler. Gata’da 7 ay tedavi gördüm, ama buna rağmen Gazi yapmadılar. Şu anda mağdurum? İşe girmek istiyorum ama parmaklarımdan dolayı kimse işe almıyor. Çünkü bu riski almak istemiyorlar.’’
Çoban, ’’Benden daha sağlıklı arkadaşlarım vardı, onlar gazi oldular ama ben olamadım. Hakkım neyse olu istiyorum çünkü şu anda mağdurum. Başbakanımızdan ve Cumhurbaşkanımızdan bu konuda yardım istiyorum. Bu güne kadar kimse arayıp sormadı ve hiç kimsenin de desteğini görmedim’’ dedi.
Baba yücel Çoban ise, ’’Benim oğlum Hakkâri Çukurca'da vatani görevini yaparken19 Ekim 2011 tarihinde teröristlerin baskını sonucu 24 tane evladımızın şehit, 18 evladımızın da yaralı olduğu çatışmada yaralanan askerlerimizden bir tanesidir. Yaralı askerlerin içersinde en ağır şekilde yaralanan benim kendi oğlumdu. Ama maalesef çok zorluklar yaşadım.
2011 yılından 2015 yılına kadar devlet tarafından sahip çıkılmadığını gördüm. Bir çok yere müracaatta bulundum, ama maalesef bir çok zorlukla karşılaştım. 2011 yılından 2015 yılına kadar hiçbir devlet yetkilisi tarafından sahip çıkılmadığını gördüm. Milli savunma bakanlığına, Genelkurmay başkanlığına, Başbakanlığa ve Cumhurbaşkanlığına birçok yazı yazdım. Daha sonradan mahkemeye verdik ve mahkemeyi kazandık.
Ama maalesef ki tekrardan Haydarpaşa Gata’nın verdiği raporu, Ankara’daki Gata oranını düşürterek benim çocuğuma para dahi doğru dürüst ödenmedi. Hatta ödenen paranın bir kısmını da Milli savunma Bakanlığı geri aldı. Biz bir anne bir baba olarak vatana bir evlat gönderdik. Bugüne kadar Türkiye Cumhuriyetinde savaşlar görmeyip de sadece gemiye binip, gidip gelenlerin gazi olduğunu gördük.
Çürük raporu alıp askere gitmeyenleri biliyoruz. Şu anda benim çocuğum 3 parmağını da kullanamıyor ve raporunda yüzde 16 ve bununla da gazi olunmuyor. Ama nedense benim çocuğuma şu ana kadar hiçbir psikolojik tedavi uygulanılmamıştır. Akıbetinde benim çocuğum 2 defa intihara kalkışmıştır.’’
Vatan için savaşan, vatan için can veren, vatan için ölene saygı duymak lazım diyen Baba Çoban, bu saygıyı görmüyoruz diyerek, ’’Ben buradan yetkililere sesleniyorum, Sizin evladınız olmuş olsaydı ne yardınız. Siz hiç ağlayarak yemek yediniz mi, sizin hiç boğazınızdan bir lokma ekmek geçerken çocuğunuz için ağladınız mı? Benim şu an tek isteğim, benim çocuğumun hakkı olan ya gaziliğini ya da eğer ki başarıyorsalar parmaklarını en kötü ihtimal yapsınlar ve eski hayatına benim çocuğum geri dönsün. Vatan için savaşan, vatan için can veren, vatan için ölene saygı duymak lazım diyen Bu saygıyı görmüyoruz. Şimdi ne yapmamız lazım, kalkıp hırsızlık mı yapalım, birilerinin canına mı kast edelim. Benim çocuğum şu anda eşine, kendine çalışıp da bir lokma ekmek getiremiyorsa bunu ayıbı bende değil, bu vatana hizmet edip de sonrada unutanların ayıbıdır.’’
dikGAZETE.