Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, “Her çocuğumuz tercih ve yeteneğine göre en az bir spor alanına yönlendirilecek, özel eğitimlere tabi tutulacak. Böylece 8 yıl içinde her çocuğumuzun kendine en uygun spor alanında sporcu lisans düzeyinde eğitimden geçmesini hedefliyoruz” dedi.
Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında işbirliği protokolü imzalandı. Milli Eğitim Bakanlığı Başöğretmen Toplantı Salonu’nda düzenlenen törenle imzalanan protokole göre, 5. sınıftan itibaren her öğrenci Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından taramaya tabi tutulacak ve taramanın ardından öğrencilerin yatkın olduğu spor branşlarına göre her öğrenci lisanslı sporcu olacak. Konuya ilişkin açıklama yapan Milli Eğitim Bakanı Avcı, “Bu çalışma ile 4+4+4 düzenlememizin en temel hedeflerinden birini daha hayata geçirmiş oluyoruz. 4+4+4 düzenlemesi yapılırken bu düzenlemenin temel dayanağının çocuklarımızın her birinin özel yeteneklerinin dikkate alınacağı bir eğitim düzenini kurmak olduğunu vurgulamıştık. Biz inanıyoruz ki her çocuğumuz özeldir ve onların bu özel yetenekleri olabildiğince erken yaşta teşhis edilir ve ona göre kendilerine özel eğitim programlarına kavuşturulursa Türkiye bundan çok kazançlı çıkar. Bugün de Gençlik ve Spor Bakanlığı ile imzalayacağımız bu protokol gereğince çocuklarımızın olabildiğince genç bir yaşta, 5. sınıfta başlıyoruz ama uygulamanın sonuçlarına göre daha küçük sınıflara da yaygınlaştırmayı planlıyoruz. Gençlik ve Spor Bakanlığımızın bugüne kadar zaten rutin olarak yapmakta olduğu taramalara ilave olarak bu protokol çerçevesinde bütün çocuklarımız sportif yetenekleri bakımından, sportif tercihleri ve hevesleri bakımından her yıl düzenli taramalardan geçirilecekler ve her çocuğumuz kendi tercih ve yeteneğine göre en az bir spor alanında yönlendirilecek, özel eğitimlere tabi tutulabilecek. Böylece önümüzdeki 8 yıl içerisinde her çocuğumuzun kendine en uygun spor alanında sporcu lisans düzeyinde bir eğitimden geçmesini hedefliyoruz. 4+4+4 düzenlememizin temel ilkelerinden bir tanesi de sadece sportif alanda değil; kültürel ve sanatsal alanda da çocuklarımızın eğilimlerinin, tercihlerinin olabildiğince erken yaşta teşhis edilip ona göre yönlendirilmeleri için tıpkı Gençlik ve Spor Bakanlığımız ile yaptığımız gibi Kültür ve Turizm Bakanlığımız ile de protokol hazırlığımız sona ermek üzeredir. Onu da en kısa sürede hayata geçireceğiz. Böylece çocuklarımız ders dışı faaliyetler konusunda da özenli bir eğitim sürecine tabi tutulabilecekler. Hem sportif, hem kültürel, hem de sanatsal alanda kabiliyetlerine göre çocuklarımızın önlerinde yeni kulvarlar açmış olacağız” diye konuştu.
TEOG’DA EK PUAN OLACAK
Öğrencilerin alanlarındaki başarılarının da değerlendirileceği ve bir puana tabi tutulacağını kaydeden Avcı, şöyle devam etti:
“Hemen sınavla irtibatlandırmak hiç doğru olmaz. Bu yapılan düzenleme, çocuklarımızın ders dışı faaliyetlerine de bir çeki düzen vermek ve onların önünde 4+4+4 için söylediğimiz değişik kulvarlar açma ilkesinin somut bir uygulamasıdır. Çocuklarımız yaşlarına uygun olan bütün branşlarda taramadan geçirilecek. Bütün spor branşlarında, çocuklarımızın hangi branşa daha eğilimli olduğu, hangi branşta eğitim alması halinde kendisi için daha yararlı olacağı gibi çalışmalar bu protokol kapsamında gerçekleştirilmiş olacak. Eğer çocuklarımızın eğiliminin olduğu branşlarda o okulumuzda veya o bölgemizde bir alt yapı sorunu varsa hem Milli Eğitim Bakanlığımız hem de Gençlik ve Spor Bakanlığımız bu alt yapının da yenilenmesi veya yoksa yapılması için iş birliği yapacak. Daha sonra bu çalışmalar, çocuklarımızın sportif alandaki başarıları, gayretleri, çabaları onların akademik değerlendirmelerine ilave olarak da dikkate alınacak. Protokolün maddelerinden bir tanesi de çocuklarımızın bu alandaki başarılarının daha sonra değişik aşamalarda, ortaöğretime geçiş aşamasında yani TEOG’da bir ek puan olarak değerlendirilmesi, daha sonra lise düzeyinde de bu başarıların, çocuklarımızın akademik başarılarına katkıda bulunacak şekilde değerlendirilmesi protokolün amaçlarından bir tanesidir. Çocuklarımız hem kendi kabiliyetleri doğrultusunda spor yapacaklar hem de bu faaliyetleri Milli Eğitim Bakanlığı tarafından değerlendirmeye alınacak ve onların akademik başarılarına da bu yansıtılacak. 2016-2017 ders yılı başından itibaren 5. sınıftaki öğrencilerimizin tümü bu protokol kapsamında taramadan geçirilecek ve çocuklarımızın hangi spora daha yatkın oldukları bilimsel taramalar neticesinde belirlenecek. Ona göre de çocuklarımıza özelleştirilmiş programları uygulama şansımız olacak.”
BAKAN KILIÇ
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç ise, 8 yıl içerisinde her bir öğrencinin en az bir branşta lisans almasının sağlanacağına dikkat çekerek şunları söyledi:
“Bu protokol ile gençlik merkezlerinde verilen eğitimlerin aynı Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki verilen eğitimler ile eşdeğer olması konusunda bir anlaşmaya varacağız. Halk Eğitim’in vermiş olduğu kursların, hem gençlik merkezlerimizde hem KYK’da da hayata geçmesini sağlamış olacağız. Özellikle sporcularımızın ve spora yatkın olan kardeşlerimizin, aynı zamanda da spor ile iç içe olan öğretmen olup ama aynı zamanda hakemlik veya farklı branşlarda görev yapan eğitmenlerin de okulların nakilleri konusunda bu protokol çerçevesinde bir çerçeve çizmiş ve onların da bu anlamdaki desteklerine katkı vermiş olacağız. Milli Eğitim Bakanlığımızın kendi çalışmaları içerisinde organize edeceği, özellikle TEOG sınavları noktasında sportif faaliyetlerin de puanlamalarda veya burslardaki yerini alması noktasında çalışma gerçekleştirilecek. En önemli unsur olarak gördüğümüz özellikle önümüzdeki 8 yıl içerisinde her bir gencimizin en az bir branşta lisans alması noktasında bir işbirliğimiz olacak. 2002 yılında Türkiye’de 278 bin civarında lisanslı sporcu vardı. Şuan da bu sayı 6 milyona gelmiş durumdadır. Bu yeterli değildir. 14 yılda 20 kattan fazla bir artış söz konusu ama 79 milyona yaklaşan Türkiye’nin lisanslı sporcu sayısının çok daha fazla olması gerekiyor. Bu yaptığımız çalışma ile buna büyük bir ivme kazandıracak. 5. sınıfta Milli Eğitim Bakanlığı’nın bünyesinde beraberce yapacağımız taramalar ile tüm öğrencilerimiz bir taramadan geçirilecek. Bu bir kabiliyet taramasıdır. Bu noktada orada öne çıkan kardeşlerimizin hangi branşta öne çıkıyorlarsa onlara destek olacağız. Milli Eğitim Bakanlığımızın alanları ve aynı zamanda çok ciddi spor salonları var. Bunlar okul kullanımı dışında pek verimli kullanılmıyordu. Bu protokol ile bu fiziki alt yapının, sporcularımız, kulüplerimiz ve federasyonlarımız tarafından koordineli bir şekilde sporcularımızın kullanımına verilecek olması en büyük kazanımlarımızdan birisi olacaktır. Bu alt yapıyı en verimli bir şekilde kullanmamız gerekiyor.”
(İHA)
Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında işbirliği protokolü imzalandı. Milli Eğitim Bakanlığı Başöğretmen Toplantı Salonu’nda düzenlenen törenle imzalanan protokole göre, 5. sınıftan itibaren her öğrenci Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından taramaya tabi tutulacak ve taramanın ardından öğrencilerin yatkın olduğu spor branşlarına göre her öğrenci lisanslı sporcu olacak. Konuya ilişkin açıklama yapan Milli Eğitim Bakanı Avcı, “Bu çalışma ile 4+4+4 düzenlememizin en temel hedeflerinden birini daha hayata geçirmiş oluyoruz. 4+4+4 düzenlemesi yapılırken bu düzenlemenin temel dayanağının çocuklarımızın her birinin özel yeteneklerinin dikkate alınacağı bir eğitim düzenini kurmak olduğunu vurgulamıştık. Biz inanıyoruz ki her çocuğumuz özeldir ve onların bu özel yetenekleri olabildiğince erken yaşta teşhis edilir ve ona göre kendilerine özel eğitim programlarına kavuşturulursa Türkiye bundan çok kazançlı çıkar. Bugün de Gençlik ve Spor Bakanlığı ile imzalayacağımız bu protokol gereğince çocuklarımızın olabildiğince genç bir yaşta, 5. sınıfta başlıyoruz ama uygulamanın sonuçlarına göre daha küçük sınıflara da yaygınlaştırmayı planlıyoruz. Gençlik ve Spor Bakanlığımızın bugüne kadar zaten rutin olarak yapmakta olduğu taramalara ilave olarak bu protokol çerçevesinde bütün çocuklarımız sportif yetenekleri bakımından, sportif tercihleri ve hevesleri bakımından her yıl düzenli taramalardan geçirilecekler ve her çocuğumuz kendi tercih ve yeteneğine göre en az bir spor alanında yönlendirilecek, özel eğitimlere tabi tutulabilecek. Böylece önümüzdeki 8 yıl içerisinde her çocuğumuzun kendine en uygun spor alanında sporcu lisans düzeyinde bir eğitimden geçmesini hedefliyoruz. 4+4+4 düzenlememizin temel ilkelerinden bir tanesi de sadece sportif alanda değil; kültürel ve sanatsal alanda da çocuklarımızın eğilimlerinin, tercihlerinin olabildiğince erken yaşta teşhis edilip ona göre yönlendirilmeleri için tıpkı Gençlik ve Spor Bakanlığımız ile yaptığımız gibi Kültür ve Turizm Bakanlığımız ile de protokol hazırlığımız sona ermek üzeredir. Onu da en kısa sürede hayata geçireceğiz. Böylece çocuklarımız ders dışı faaliyetler konusunda da özenli bir eğitim sürecine tabi tutulabilecekler. Hem sportif, hem kültürel, hem de sanatsal alanda kabiliyetlerine göre çocuklarımızın önlerinde yeni kulvarlar açmış olacağız” diye konuştu.
TEOG’DA EK PUAN OLACAK
Öğrencilerin alanlarındaki başarılarının da değerlendirileceği ve bir puana tabi tutulacağını kaydeden Avcı, şöyle devam etti:
“Hemen sınavla irtibatlandırmak hiç doğru olmaz. Bu yapılan düzenleme, çocuklarımızın ders dışı faaliyetlerine de bir çeki düzen vermek ve onların önünde 4+4+4 için söylediğimiz değişik kulvarlar açma ilkesinin somut bir uygulamasıdır. Çocuklarımız yaşlarına uygun olan bütün branşlarda taramadan geçirilecek. Bütün spor branşlarında, çocuklarımızın hangi branşa daha eğilimli olduğu, hangi branşta eğitim alması halinde kendisi için daha yararlı olacağı gibi çalışmalar bu protokol kapsamında gerçekleştirilmiş olacak. Eğer çocuklarımızın eğiliminin olduğu branşlarda o okulumuzda veya o bölgemizde bir alt yapı sorunu varsa hem Milli Eğitim Bakanlığımız hem de Gençlik ve Spor Bakanlığımız bu alt yapının da yenilenmesi veya yoksa yapılması için iş birliği yapacak. Daha sonra bu çalışmalar, çocuklarımızın sportif alandaki başarıları, gayretleri, çabaları onların akademik değerlendirmelerine ilave olarak da dikkate alınacak. Protokolün maddelerinden bir tanesi de çocuklarımızın bu alandaki başarılarının daha sonra değişik aşamalarda, ortaöğretime geçiş aşamasında yani TEOG’da bir ek puan olarak değerlendirilmesi, daha sonra lise düzeyinde de bu başarıların, çocuklarımızın akademik başarılarına katkıda bulunacak şekilde değerlendirilmesi protokolün amaçlarından bir tanesidir. Çocuklarımız hem kendi kabiliyetleri doğrultusunda spor yapacaklar hem de bu faaliyetleri Milli Eğitim Bakanlığı tarafından değerlendirmeye alınacak ve onların akademik başarılarına da bu yansıtılacak. 2016-2017 ders yılı başından itibaren 5. sınıftaki öğrencilerimizin tümü bu protokol kapsamında taramadan geçirilecek ve çocuklarımızın hangi spora daha yatkın oldukları bilimsel taramalar neticesinde belirlenecek. Ona göre de çocuklarımıza özelleştirilmiş programları uygulama şansımız olacak.”
BAKAN KILIÇ
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç ise, 8 yıl içerisinde her bir öğrencinin en az bir branşta lisans almasının sağlanacağına dikkat çekerek şunları söyledi:
“Bu protokol ile gençlik merkezlerinde verilen eğitimlerin aynı Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki verilen eğitimler ile eşdeğer olması konusunda bir anlaşmaya varacağız. Halk Eğitim’in vermiş olduğu kursların, hem gençlik merkezlerimizde hem KYK’da da hayata geçmesini sağlamış olacağız. Özellikle sporcularımızın ve spora yatkın olan kardeşlerimizin, aynı zamanda da spor ile iç içe olan öğretmen olup ama aynı zamanda hakemlik veya farklı branşlarda görev yapan eğitmenlerin de okulların nakilleri konusunda bu protokol çerçevesinde bir çerçeve çizmiş ve onların da bu anlamdaki desteklerine katkı vermiş olacağız. Milli Eğitim Bakanlığımızın kendi çalışmaları içerisinde organize edeceği, özellikle TEOG sınavları noktasında sportif faaliyetlerin de puanlamalarda veya burslardaki yerini alması noktasında çalışma gerçekleştirilecek. En önemli unsur olarak gördüğümüz özellikle önümüzdeki 8 yıl içerisinde her bir gencimizin en az bir branşta lisans alması noktasında bir işbirliğimiz olacak. 2002 yılında Türkiye’de 278 bin civarında lisanslı sporcu vardı. Şuan da bu sayı 6 milyona gelmiş durumdadır. Bu yeterli değildir. 14 yılda 20 kattan fazla bir artış söz konusu ama 79 milyona yaklaşan Türkiye’nin lisanslı sporcu sayısının çok daha fazla olması gerekiyor. Bu yaptığımız çalışma ile buna büyük bir ivme kazandıracak. 5. sınıfta Milli Eğitim Bakanlığı’nın bünyesinde beraberce yapacağımız taramalar ile tüm öğrencilerimiz bir taramadan geçirilecek. Bu bir kabiliyet taramasıdır. Bu noktada orada öne çıkan kardeşlerimizin hangi branşta öne çıkıyorlarsa onlara destek olacağız. Milli Eğitim Bakanlığımızın alanları ve aynı zamanda çok ciddi spor salonları var. Bunlar okul kullanımı dışında pek verimli kullanılmıyordu. Bu protokol ile bu fiziki alt yapının, sporcularımız, kulüplerimiz ve federasyonlarımız tarafından koordineli bir şekilde sporcularımızın kullanımına verilecek olması en büyük kazanımlarımızdan birisi olacaktır. Bu alt yapıyı en verimli bir şekilde kullanmamız gerekiyor.”
(İHA)