Arjantin'de döviz kontrolü getirilmesinin ardından ülkede derinleşen ekonomik krizin gelişmekte olan ülkelere bulaşabileceğine dair endişeler gündeme gelirken, göstergeler Arjantin'in borç yapısı ve kırılganlıkları ile bu gruptan negatif ayrıştığını ortaya koyuyor.
Mali kaynaklarını ölçüsüz harcaması nedeniyle sık sık ekonomik darboğazla karşı karşıya kalan ve 2000'li yılların başından itibaren kriz söylentilerinin bitmediği Arjantin, son olarak da döviz kontrolü getirmesi ile gündeme geldi.
Arjantin'de yayımlanan kararname ile ellerindeki dövizi bozduracak ve yurt dışına yapılan döviz aktarımlarında kullanacak bankalar ile ihracat yapan bütün şirketlere, ülke merkez bankasından izin alma zorunluluğu getirildi. Öte yandan tüzel kişilerin dolar alması da aylık 10 bin dolarla kısıtlandı.
Yıl sonuna kadar geçerli olacak kararname ile ekonominin normal işleyişinin güçlendirilmesi, döviz piyasasının ölçülü bir şekilde yönetilmesine katkı sağlanması, finansal değişkenlerdeki dalgalanmanın azaltılması ve finansal akımların reel ekonomi üzerindeki etkisinin bastırılması amaçlanıyor.
Arjantin ile 57,1 milyar dolarlık bir standby anlaşması bulunan Uluslararası Para Fonu (IMF) ise kararname sonrası yaptığı açıklama ile Arjantin'e yardıma hazır olacağını bildirdi.
Geçmişte de borç yükü kaynaklı ekonomik krizlerle karşı karşıya kalan Arjantin, sorunun çözümü için defalarca IMF kapısını çalmıştı. Öte yandan döviz kontrolü uygulamasına daha önce de başvuran Arjantin'de, hükümet mali sistemden nakit para çıkışını önlemek amacıyla 1 Aralık 2001'de mudilerin bankalardaki mevduatından para çekişlerini ayda 500 dolarla sınırlama kararı almıştı. Ülkede 2002'de de bankaları mali çöküşten korumak için mudilerin alacaklarının ''nakit para yerine uzun vadeli devlet tahviliyle'' ödenmesinin yasalaştırılması gündeme gelmişti.
IMF desteklerine rağmen 2000'li yıllardan bu yana tam olarak ekonomik açıdan feraha kavuşamayan Arjantin, fonun desteklerinin mali krizleri çözmede yetersiz kalabileceğine dair başarısız bir örnek teşkil ediyor.
Arjantin'e IMF desteğiArjantin, bugüne kadar IMF'ye en çok başvuran ülkeler arasında bulunurken, geçen yıl Fon ile toplamda 57,1 milyar dolarlık stand-by anlaşması yaptı.
Latin Amerika'nın en büyük üçüncü ekonomisi konumundaki Arjantin, pesoda yaşanan sert değer kaybıyla derinleşen ekonomik kriz nedeniyle geçen yılın mayıs ayında IMF'nin kapısını çalmak zorunda kalmıştı. Arjantin'in talebi üzerine ülkeye 50 milyar dolar borç verilmesini öngören 3 yıllık stand-by anlaşması geçen yılın haziran ayında onaylanmıştı.
IMF'nin bugüne kadar vereceği en yüksek borç miktarını içeren stand-by anlaşmasına, son olarak Eylül 2018'de 7,1 milyar dolar daha ilave edilmesine karar verilmişti. Böylece Arjantin ile IMF arasında stand-by anlaşmasının tutarı da 57,1 milyar dolara ulaşmıştı.
Geçen yıl yapılan stand-by anlaşmasının gereği olarak Arjantin, ülke merkez bankasının döviz piyasalarına sadece çok sıra dışı koşullarda müdahalede bulunacağını kabul etmişti.
Arjantin'in 1956'dan bu yana Fon ile yaptığı anlaşma sayısı geçen yılki anlaşmalar ile 40'a ulaşmıştı. Geçen yılın haricinde Arjantin en son 2000'de IMF'den 40 milyar dolar borç almıştı.
Rakamlarla ArjantinIMF verilerine göre, Arjantin'in nüfusunun bu yıl itibarıyla 45 milyonun üzerine çıkacağı öngörülüyor.
Gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) açısından Brezilya ve Meksika'nın ardından Latin Amerika'nın üçüncü büyük ekonomisi konumundaki Arjantin'in, geçen yıl 518,1 milyar dolar olan ekonomik büyüklüğünün 2019'da 477,7 milyar dolara gerileyeceği tahmin ediliyor.
Son yıllarda giderek artan borçluluk oranı, Arjantin'in başlıca sorunlarından biri halini almış durumda. 2016'da yüzde 53,1 bir olan kamu borcunun GSYH'ye oranı, 2018 sonunda 86,2 düzeyine çıkmış bulunuyor. Ülkede 1997-2018 döneminde ortalama yüzde 64,6 olan kamu borcunun milli gelire oranı, 2002'de 166,7 ile tüm zamanların en yüksek seviyesinde gerçekleşmişti.
Türkiye'ninde aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkeler grubunda aynı indikatör incelendiğinde, 2018 sonu itibarıyla bu oranın Çin'de yüzde 50,5, Rusya'da yüzde 13,5, Hindistan'da yüzde 68,3, Güney Afrika'da yüzde 55,8 ve Türkiye'de yüzde 30,4 düzeyinde seyrettiği görülüyor.
Bu yılın mart ayı itibarıyla yüzde 10,1 düzeyindeki işsizlik oranıyla karşı karşıya kalan Arjantin, enflasyon oranıyla da dünya ülkeleri arasında ilk sıralarda bulunuyor. Ülkede enflasyon oranı 2018'de yüzde 47,6 iken, bu yılın haziran ayında yüzde 54,4'e yükseldi. Gerçekleşen rakamlara bakıldığında, IMF'nin Arjantin'in bu yılı yüzde 43,7'lik enflasyonla tamamlayacağı öngörüsünün oldukça iyimser kaldığı görülüyor.
Arjantin'in derecelendirme kuruluşları ile imtihanıMoody's, 30 Ağustos'ta Arjantin'in kredi notunu "yüksek risk" olarak nitelendirdiği “Caa2'ye” düşürmüştü.
Moody's Arjantin'in notunu düşürmesine gerekçe olarak, hükümetin 28 Ağustos'ta 7 milyar dolar civarındaki kısa vadeli borç ödemesini ertelemeyi planladığını duyurmasının ardından, kamu finansmanı üzerindeki artan baskılar ve bunun sonucunda yatırımcı güvenindeki düşüşü göstermişti.
Kuruluşun derecelendirme basamaklarında, "Caa2" grubunda Arjantin'in yanı sıra Küba, Kongo Cumhuriyeti ve Zambiya bulunuyor.
Fitch de Moody's ile aynı tarihte Arjantin'in kredi notunu "sınırlı temerrüt" sınıfını temsil eden "RD"ye çekmişti.
Fitch, ülkenin notunu düşürmesine gerekçe olarak Arjantin'in borç yükündeki artışı gösterirken, kuruluşun açıklamasında, hükümetin tek taraflı olarak borç yükümlülüklerini geri ödemeyi ertelemesinin temerrüt olarak değerlendirildiği, bu durumun sıkıntılı bir borç değişimi oluşturduğu vurgulandı.
Halihazırda Fitch'in RD not basamağında değerlendirdiği ülkeler arasında Arjantin haricinde Mozambik ve Venezuela da yer alıyor.
Gerek ekonomik göstergeler, gerek derecelendirme kuruluşlarının ülkeye bakışı dikkate alındığında, Arjantin'in diğer gelişmekte olan ülkelerden oldukça negatif ayrıştığı görülüyor. Hali hazırda ülkenin IMF'ye bağımlı durumda olması da ekonomik açıdan hareket alanının kısıtlı olduğunu teyit ederken, tüm bunlar yatırımcıların Arjantin'e dair olumsuz bakışını teyit ediyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com