Tunus'ta bölgenin birçok sorununa çözüm arayışıyla toplanacak Arap Birliği Liderler Zirvesi'nde, Körfez krizinin gözardı edileceği ifade ediliyor.
Körfez krizinin patlak vermesinin ardından ikinci defa düzenlenen Arap Birliği Liderler Zirvesi, 31 Mart Pazar günü Tunus'ta toplanıyor. Zirvenin ana gündeminde Filistin sorununun yanı sıra Suriye, Yemen ve Libya konuları yer alıyor.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Mısır'ın terör suçlaması yönelttikleri Katar'la yaşadıkları krizin üzerinden 2 yıl geçti. Katar'ın suçlamaları reddettiği ve bu ülkelerin kendisine vesayet uygulama peşinde olduğunu savunduğu krizde çözüm adına henüz bir aşama kaydedilemedi.
Zirveyi değerlendiren siyasi uzmanlar, toplantının gündeminde Körfez krizinin yer almayacağı, Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve Mısır'ın önem verdiğini belirttikleri Filistin, Suriye, Yemen ve Libya konuları ile İran'a yönelik eleştiriye dikkat çekilmek istendiği öngörüsünde bulundu.
Arap dünyasının ve uluslararası toplumun isteksizliğiAA muhabirine konuşan Kahire Amerikan Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Said Sadık, Körfez krizinin gündeme alınmamasına ilişkin, özellikle Suudi Arabistan ve BAE'nin bu konuyu görüşmekte isteksiz olduğunu söyledi.
Sadık, Körfez'deki ülkelerin yeniden temasa geçmesi ve bu dosyanın yeniden harekete geçirilmesi için Arap dünyası ve uluslararası arenada irade eksikliğinin, Körfez krizine gereken önemin gösterilmemesine neden olduğunu belirtti.
Dr. Sadık, "Arap ülkeleri ve uluslararası düzeyde Körfez krizinin çözümüne yönelik isteksizlik nedeniyle bu konu toplantıda önemli bir yer tutmayacak." dedi.
Arap siyasetinin yolunu şaşmasıKahire merkezli Siyasi ve Stratejik Arap Araştırmalar Merkezi Başkan Yardımcısı Muhtar Gabbaşi, "Krizin ardından ikinci defa düzenlenen Arap Birliği Liderler Zirvesi'nde Körfez krizinin yer almaması, Arap dünyasındaki siyasetin yolunu şaştığını gösteriyor." diye konuştu.
Gabbaşi, "Arap siyasetinin pusulası, diplomatik açıdan ölü olan Filistin davası, ABD'nin işgal edilen Golan Tepeleri üzerinde İsrail'in egemenliğini tanımasıyla karışan Suriye meselesi, Yemen'in durumu, Körfez krizi ve Arap-Batı ilişkilerinin ortasında kalarak kayboldu." değerlendirmesinde bulundu.
Arap devletlerinin tıkanan bu krizlerin açılması için girişimden ve mekanizmadan yoksun olduklarını belirten Gabbaşi, çözülmesi zor hale gelen bu konuların ABD ve diğer Batı ülkelerinin kararına kalması durumunda genellikle kalıcı bir çözüm sağlanamadığını kaydetti.
Diyalogdan kaçmaGabbaşi, Suudi Arabistan, BAE, Mısır ve Bahreyn'in Katar'a uyguladığı ambargonun devam etmesinin, krizin Arap Birliği bünyesinde tartışılması konusunda Körfez ülkelerinin gösterdiği isteksizlik ve konuyu kendi bünyelerinde ele almalarından kaynaklandığını dile getirdi.
Süre uzadıkça krizin daha kompleks bir yapıya büründüğünün altını çizen Gabbaşi, aralarındaki bölünmüşlük nedeniyle Arap ülkelerini eleştirerek, bu durumun krizlerin çözülememesine yol açtığını vurguladı.
Suudi Arabistan, Mısır, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), 5 Haziran 2017'de aldıkları ortak kararla Katar'la diplomatik ilişkilerini kestiklerini duyurmuştu. Gelişen süreçte bu ülkeler Katar'a karşı ekonomik ve siyasi ambargo uygulamaya başlamıştı. Kuveyt de bu krizde ara bulucu rol üstlenmişti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com