USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

'Arakan’da sadece insanlar, köyler değil hepimizin vicdanı yanıyor'

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili Benli, "Sözde uygar olduğunu iddia eden birçok devlet yaşananlara karşı sessiz kalıyor. Arakan’da sadece insanlar, köyler değil hepimizin vicdanı yanıyor" dedi.

'Arakan’da sadece insanlar, köyler değil hepimizin vicdanı yanıyor'
12-09-2017 16:22
Google News

TBMM - İSMAİL ÇİMEN

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili ve AK Parti İstanbul Milletvekili Fatma Benli, "Yıllardır en büyük kanayan yaramız Arakan’da vakıa bu kadar açık ve netken BM, AB başta olmak üzere sözde uygar olduğunu iddia eden birçok devlet yaşananlara karşı sessiz kalıyor. Arakan’da sadece insanlar, köyler değil hepimizin vicdanı yanıyor." dedi.

Benli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Myanmar'da Arakanlı Müslümanlara yönelik katliamı eleştirerek, dünyanın en büyük utançlarından biri olan Arakan'da yaşananların sadece çok küçük bir kısmının dünya kamuoyu tarafından görüldüğünü söyledi.

"Bir anne düşünün bütün dünya yaşadıklarına karşı kör ve sağır, beş çocuğu var, askerlerce köyü yakılmış, etraf mayınlar ve kaçanlara dahi hunharca ateş eden insanlarla dolu, denizden kaçamıyor, sınırda Bangladeş almıyor, dağlarda saklanmaya çalışsa hangi çocuğunu alıp kaçsın?" ifadelerini kullanan Benli, Birleşmiş Milletler'in (BM) kuru bir "kınama"dan ibaret girişiminin de faydasız olduğunu, beş çocuğuyla bir başına kalan anneye bu durumu anlatacak kelime bulunamayacağını kaydetti.

BM İnsan Hakları ve Mülteciler Bürosunun raporuna göre Arakan Müslümanlarının "vatansız halklar" listesinde ilk sırada yer aldığını, 1982'de çıkarılan kanunla en başta vatandaşlıklarını kaybettiklerini, kimlik verilmediğini, hiçbir haktan yararlanamadıklarını anımsatan Fatma Benli, "Arakan’daki Müslümanların yaşadığı yeni değil. Devletin varlıklarını tanımadığı, 'yok' saydığı bir ortamda çocuklar okula gidemiyor, insanlar seyahat edemiyor, evlilik yapamıyor, mülk edinemiyor, mevcut mallarına el konuluyor. Ülke nüfusunun yüzde 15'ini oluşturan Arakanlı Müslümanlar sırf etnik kimlikleri ve dinlerini yaşadıkları için sistematik hak ihlallerine maruz kalıyor." dedi.

Benli, Arakan'da yaşananların birkaç hafta önce tamamen katlanılmaz hale geldiğini, Myanmar askerlerinin eş zamanlı olarak başlattıkları operasyonlarda 60'dan fazla Müslüman köyünün basılarak boşaltıldığını, 32 köyde bin 800'ü aşkın ev, cami, medrese ve iş yerinin yakıldığını ve kullanılamaz hale geldiğini anlattı. Benli, şöyle devam etti:

"3 bin civarında Arakanlı Müslüman öldürüldü. Yaralıların 2 bin 500'ü aştığı, Bangladeş'e geçmeyi başarmış 400-500 civarında yaralının ise kaderlerine terk edilmiş durumda kaldıkları gelen bilgiler arasında. Bangladeş hükümeti son döneme kadar mültecilere engel olmaya çalışsa da 30 binden fazla Müslüman'ın Arakan'dan yasa dışı yollarla Bangladeş'e geçtiği, kalanların sınıra yakın bölgeler ya da dağlarda hayatlarına devam etmeye çalıştığı ifade ediliyor. İnsanların en tabii haklarından olan yaşam hakkı, dünyadaki tüm devletler tarafından korunmak zorunda. Bu insanların gidecek yeri yok, ormanlarda saklananların yiyecekleri, içecek suları yok, köylerine dönemiyorlar, denize kaçamıyorlar, Bangladeş'e giremiyorlar, ormanlarda vahşi hayvanların saldırılarıyla karşılaşan bu insanlar ne yapsın?

Yıllardır en büyük kanayan yaramız Arakan’da vakıa bu kadar açık ve netken BM, AB başta olmak üzere sözde uygar olduğunu iddia eden birçok devlet yaşananlara karşı sessiz kalıyor. Arakan’da sadece insanlar, köyler değil hepimizin vicdanı yanıyor. Dünyanın en fakir ülkelerinden Bangladeş'le temasa geçip, sınırı açması ve gelenler için imkan sağlayacağını söyleyen birebir bu mazlumlar için mücadele eden tek ülke ise Türkiye. Çünkü biz beş çocuğundan hangisini kaçırabilirim deyip, diğerlerini bırakmak zorunda kalan annelerin acısını yüreğimizde hissediyoruz. O yüzden salt konuşmak yerine Cumhurbaşkanımızın eşinin ve hükümet yetkililerimizin, Kızılay'ın, AFAD'ın, TİKA'nın yaptığı gibi oraya gidiyor, Cumhurbaşkanımızın yaptığı gibi oradaki insanlarının yarasına merhem olmaya çalışıyoruz."

Benli, Türkiye'nin Bangladeşli yetkililerle yaptığı görüşmeler neticesinde, bu ülkeye sığınan 146 bin Müslüman'ın acil ihtiyaçlarının karşılanması için çalışmaların yürütüldüğünü, sivil toplum kuruluşlarının da Türkiye genelinde yardım kampanyalarına başladığını kaydetti.

Fatma Benli, "BM, AB ve sözde uygar dünya bu sınav karşısında ciddi bir hayal kırıklığı olmaya devam etsin, aslında Cumhurbaşkanımız önderliğinde Türkiye, büyük bir devlet olmanın gereğini yapıyor, Türkiye'deki herkes, fakiri zengini, genci yaşlısı necip bir millet olmanın bilinciyle tüm dünya mazlumlarına olduğu gibi bugün de Arakanlı Müslümanlara yardım ediyor." dedi.

İnsan hak ve hürriyetlerine bu kadar vurgu yapılan bir dönemde, Arakan'da yaşanan etnik temizliğe ses çıkarılmamasının Batı'nın haklar konusundaki çifte standardının başka bir göstergesi olduğunu vurgulayan Benli, "Biz ise coğrafi konumu ne kadar uzak olursa olsun gönül coğrafyamızda olan Arakan’a yardım etmeye devam edeceğiz." ifadesini kullandı.

Benli, "Türkiye'yi her fırsatta en ağır şekilde eleştirmekten çekinmeyen Batı dünyasının unuttuğu çok basit bir gerçeğin farkındayız. Eğer yanınızda yer alan insanları kaldırmazsanız, eninde sonunda siz de düşmeye mahkumsunuz. Kulaklarını kapatıp vicdanınızın düğmesini kapattığınızda, aslında en büyük zararı kendinize veriyorsunuz. Bu nedenle biz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın deyimiyle 'Dünya 5’den büyüktür' diyoruz, birbirine kenetlenmiş 'büyük ve güçlü Türkiye' diyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ