Antalya’da bu yıl 54’üncüsü düzenlenen Film Festivali’nde dünya sinemasından 13 film festivalin resmi seçkisinde yer alırken, yarışmada yer alan 10 film önemli ödüller için rekabet edecek.
Seçkide kadın yönetmenlerin yönettiği 6 uzun metraj film de yer alıyor.
Aida Begic’in Never Leave Me filmi resmi seçkinin açılış filmi olacak. Seçki, Dorota Kobiela ve Hugh Welchman’ın Loving Vincent filmiyle kapanacak.
Tüm dünyadan kapsamlı bir film seçkisi ve çok sayıda sinemacının sahne alacağı, 21-27 Ekim 2017 tarihleri arasında düzenlenecek Antalya Film Festivali’nin Artistik Direktörü Mike Downey, festivalin resmi seçkisinde yer alacak 13 filmi açıkladı.
Bu yılki festivalin resmi seçkisinde 13 ülkeden kurgusal ve belgesel uzun metraj filmler yer alırken, iki film dünya prömiyerini Antalya’da yapacak.
Festival, izleyicilere günümüz dünya sinemasının ustalarının bugünün meselelerini kendilerine özgü sinematik yaklaşımlarla ele aldığı dramlar, komediler ve belgesellerle geniş çeşitlilikte bir sinema deneyimi vadediyor. Festivalde yer alacak yeni filmler arasında Saraybosnalı yönetmen Aida Begic’in tamamı Türkiye’de çekilen Türkiye-Bosna ortak yapımı filmi Never Leave Me yer alacak. Şanlıurfa’da travmatik geçmişlerinden kurtulmaya, hayatlarına yeniden bir anlam bulmaya çalışan iki Suriyeli yetim erkek çocuğun öyküsünü konu alan film, dünyanın en saygın kadın sinemacılarından birinin imzasını taşıyor. Bu yıl Antalya’ya seçilen küresel göçmen krizine kendine özgü ve hakiki bir bakış açısı getiren filmler arasında yer alan Never Leave Me, Antalya Film Festivali’nin 21 Ekim’de açılışını yapacak ve bu yılki festivalin gündemini belirleyecek. Begic’in Children of Sarajevo filmi 85. Akademi Ödülleri’nde Bosna Hersek’in Yabancı Dilde En İyi Film Ödülü için adayı olmuş ve Cannes Film Festivali’nin Un Certain Regard bölümünde Jüri Özel Mansiyon Ödülüne layık görülmüştü.
Seçkide yer alan filmler arasında Meksikalı yönetmen Michel Franco’nun 2017 Un Certain Regard Jüri Özel Ödüllü, bir genç kızla uzun zamandır görüşmediği ve kızının 17 yaşında hamile kaldığını öğrendiğinde onun hayatına yeniden giren annesi arasındaki ilişkiyi konu alan filmi April’s Daughter, Akademi Ödülü sahibi Fransız yönetmen Michel Haznavicius’un yönetmen Jean-Luc Godard ve genç oyuncu Anne Wiazemsky arasındaki ilişkiyi konu alan filmi Redoutable; Türk yönetmen Andaç Haznedaroğlu’nun ilk Türkiye-Ürdün ortak yapımı olan ve savaşta yıkıma uğrayan şehrinden kaçan bir Suriyeli kadını konu alan Misafir; İranlı yönetmen Mohammad Rasoulof’un 2017 Un Certain Regard Ödülü sahibi, yolsuzluk ve adaletsizlik temalı filmi A Man of Integrity; Amerikalı yönetmen Sean Baker’ın 6 yaşındaki erken gelişmiş bir çocuğun bir yaza yayılan hikayesini konu alan ve yönetmenin ödüllü filmi Tangerine’ın ardından çektiği The Florida Project; Çinli sanatçı Ai Wei Wei’nin küresel göçmen krizini ele aldığı Human Flow; Çinli yönetmen Vivian Qu’nun bir otelde orta yaşlı bir adamın saldırısına uğrayan iki kız öğrenciyi konu alan Angels Wear White; Naomi Kawaski’nin 2017 Cannes Film Festivali’nde Ekümenik Jüri Ödülü’nü alan, görme duyusunu kaybetmekte olan bir fotoğrafçıyı konu alan Radiance; Ana Urushadze’nin aile hayatıyla yazma tutkusu arasında seçim yapmak zorunda kalan bir kadının öyküsünü konu alan Gürcistan yapımı filmi Scary Mother; ve yönetmen Ender Özkahraman’ın görünüşü değiştirmek isteyen bir kadınla ilgili aile draması Zor Bir Karar filmleri bulunuyor.
Finlandiyalı yönetmen Aki Kaurismaki’nin 2017 Berlin Film Festivali’nde Gümüş Ayı ödülünü alan, göçmen krizine bir gezgin satıcı ve restoran işletmecisinin gözünden kendine özgü bir bakış getiren komedi-drama filmi The Other Side of Hope ise festivalde yarışma dışı gösterilecek.
Yedi gün sürecek olan festival, 27 Ekim’de Dorota Kobiela ve Huch Welchman’ın, Hollandalı post-empresyonist ressam Vincent van Gogh’un hayatını ve gizemli ölümünü konu alan merakla beklenen animasyon filmi Loving Vincent ile kapanacak. Film, bu yılki Annecy Film Festivali’nde İzleyici Ödülü’nü kazanmıştı.
Tüm yarışma filmleri, En İyi Film 50 bin Euro), En İyi Yönetmen 25 bin Euro, En İyi Kadın Oyuncu 25 bin Euro, En İyi Erkek Oyuncu 25 bin Euro, Behlül Dal Ödülü, Jüri Özel Ödülü ve Dr. Avni Tolunay Ödülü (İzleyici Ödülü) 10 bin Euro olmak üzere toplamda 7 ödül için yarışacak.
Antalya Film Festivali Artistik Direktörü Mike Downey, "Küresel göçmen krizi ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği günümüzün en önemli sorunlarından ikisini teşkil ediyor. Elbette küratörlüğünü yaptığım bu ilk seçkinin bu durumu yansıtması son derece doğal. Sinema, içinde yaşadığımız dünyanın bir yansımasıdır ve biz de bu seçkide gerek yerel gerekse küresel anlamda zamanımızı yansıtmaya çalıştık. Festival aynı zamanda yeni kuşak sinemacılar için bir kuluçka merkezi olarak işlev görmeyi amaçlıyor. Bu amaçla festival, Türkiye sinemasının büyük ustalarını takdir ederken, bugün Türkiye’de üretilen en iyi uzun metraj filmleri seçkisine alarak ve dünya sinemasındaki eşdeğerleriyle yan yana yarıştırarak Türkiye film endüstrisinin dünya sinemasıyla eşit düzeyde yarışmasını ve uluslararası sahnede hak ettiği onurlu yeri almasını sağlıyor" dedi.
Bu yıl Antalya’da 21-27 Ekim tarihleri arasında, aralarında yapımı yeni tamamlanan Cam Piramit Açık Hava Tiyatrosu ve 7 Mehmet’in de yer aldığı beş farklı mekanda ikisi dünya prömiyerini yapan filmler olmak üzere 30’un üzerinde film gösterilecek.
Antalya Film Forum Direktörü Zeynep Atakan ise "Antalya Film Forum kurulduğu yıldan bu yana Uluslararası Antalya Film Festivali içinde çok önemli bir platform haline geldi. Forum, Türkiye’den projelerin kalitesini yükseltmeye ve dünyanın her yerinden sinema profesyonelleri ile endüstriyi buluşturmaya devam ederek Türkiye sinemasına katkısını artırmayı amaçlıyor. Bu yıl Festival ve Forum arasındaki işbirliğini güçlendirerek tüm uluslararası konukları Türkiye film profesyonelleri ile bir araya getirmeyi umuyoruz. Festival’in bu sene oluşturduğu başarılı film seçkisinin yanı sıra katılacak olan isimler için de Forum adına büyük mutluluk duyuyorum."
Antalya Film Festivali’nde 2’si dünya prömiyeri ve 25’i Türkiye prömiyeri olmak üzere toplamda 30’dan fazla filmin gösterimi yapılacak.
Resmi Seçki’de yer alan filmler:
ÖKSÜZ (AİDA BEGİC), TÜRKİYE/BOSNA - AÇILIŞ GECESİ FİLMİ (DÜNYA PRÖMİYERİ) [YARIŞMA DIŞI GÖSTERİM]
Never Leave Me, hayatta anlam arayışı, ve yetim çocuklar arasındaki arkadaşlık ve acıya dair bir öykü. İsa, Ahmed ve Muataz adlı üç Suriyeli çocuk, Türkiye’nin büyülü, efsanevi kenti Şanlıurfa’da göçmen olarak zor bir hayat yaşamaktadır. Travmatik geçmişlerinden kurtulmaya çalışan üç çocuk, yıkıcılık ve düşmanlıktan anlama ve sevgiye giden yolu kat ederken, birbirlerinde buldukları dostluk ve sevgiyle aradıkları iç huzura kavuşurlar.
LOVİNG VİNCENT (DOROTA KOBEİLA/HUGH WELCHMAN), BİRLEŞİK KRALLIK / POLONYA - KAPANIŞ GECESİ FİLMİ [YARIŞMA DIŞI GÖSTERİM]
Vincent van Gogh’un hayatını ve gizemli ölümünü konu alan bir uzun metraj animasyon film.
NİSAN’IN KIZLARI (MİCHEL FRANCO), MEKSİKA
Üvey kız kardeşi Clara ile birlikte Puerto Vallarta’da yaşayan Valeria, 17 yaşında hamile kalır. Her ne kadar uzun zamandır görüşmediği annesi April’in hamileliğinden haberdar olmasını istemese de ekonomik sıkıntılar ve bir bebek büyütmenin sorumluluğuyla annesini aramaya karar verir. April, kızlarının hayatına yeniden girer, fakat fazla geçmeden Valeria’nın neden ondan uzak kalmak istediğini anlarız.
REDOUTABLE (MİCHEL HAZANAVİCİUS), FRANCE
Fransız yönetmen Jean-Luc Godard, bir film çekimi sırasında 17 yaşındaki oyuncu Anne Wiazemsky’e aşık olur, ve daha sonra onunla evlendir.
MİSAFİR (ANDAÇ HAZNEDAROGLU), TÜRKİYE (DÜNYA PRÖMİYERİ)
İlk Türkiye-Ürdün ortak yapımı olan film, seçkide yer alan Never Leave Me gibi Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan destek aldı. Ürdünlü oyuncu Saba Mubarak, yaşadığı savaşta yıkıma uğrayan şehirden savaşta ölen komşularının çocukları sekiz yaşındaki Lena ve küçük kardeşiyle birlikte kaçan Suriyeli Meryem’i canlandırıyor.
DÜRÜST BİR ADAM (MOHAMMAD RASOULOF), İRAN
İran toplumunda yolsuzluk ve adaletsizliği konu alan bir dram. "Ya ezilen olacaksınız, ya da hayatta kalmak için ezenlerle bir olacaksınız!"
Florida Projesi (Sean Baker), ABD
Bir yaz boyunca geçen öykü, 6 yaşındaki erken gelişmiş bir çocuk olan Moonee’nin haylaz oyun arkadaşlarıyla yaramazlık ve macera peşinde koşuşunu, isyankar fakat şefkatli annesiyle arasındaki bağı, ve Disney World’ün gölgesinde geçen hayatını konu alıyor.
İNSAN SELİ (Aİ WEİ WEİ), ÇİN/ALMANYA [BELGESEL]
Ai Wei Wei, baskı ve zulmün tüm biçimlerine en şefkatli, tutkulu ve oluşturucu şekillerde yanıt vermekten hiçbir zaman geri durmayan cesur bir sanatçı. Çin’in en ünlü uluslararası sanatçısı olan Wei Wei, aynı zamanda ülkesini en açık sözlü biçimde eleştirenlerin başında geliyor. Wei Wei, Human Flow’da küresel göçmen krizini ele alıyor. Dünya prömiyerini Venedik’te, Kuzey Amerika prömiyerini ise Telluride’da yaptıktan sonra Toronto’da gala gösterimi yapan Wei Wei’nin filminin sıradaki limanı Antalya.
MELEKLER BEYAZ GİYER (VİVİAN QU), ÇİN
Küçük bir kıyı kasabasında iki kız öğrenci bir otelde orta yaşlı bir adamın saldırısına uğrar. O gece resepsiyonda çalışmakta olan bir genç kız olan Mia, olayın tek tanığıdır. İşini kaybetme korkusuyla hiçbir şey söylemez. Bu esnada kurbanlardan biri olan 12 yaşındaki Wen, başına geleceklerin henüz yeni başladığını anlar. Güvensiz bir dünyada kapana kısılan Mia ve Wen, bir çıkış yolu bulmak zorundadır.
AŞKIN GÖZÜ (NAOMİ KAWASE), JAPONYA/FRANSA
Görme engelliler için film açıklamaları yazan tutkulu bir yazar, her geçen gün görme duyusunu kaybetmekte olan bir fotoğrafçıyla tanışır.
Umudun Öteki Yüzü (Aki Kaurismaki), Finlandiya/Almanya [Yarışma Dışı Gösterim]
Poker tutkunu eski bir gezgin satıcı ve restoran işletmecisi, Finlandiya’ya yeni gelmiş olan bir grup göçmenle arkadaşlık kurar.
ANNE (ANA URUSHADZE), GÜRCİSTAN
50 yaşındaki bir ev kadını olan Manana, aile hayatıyla yıllardır bastırmak zorunda kaldığı yazarlık tutkusu arasında bir seçim yapmak zorunda kalır. Tutkusunun peşinden gitmeye karar veren Manana, kendini yazmaya kaptırır, ve bu uğurda kendini zihinsel ve fiziksel olarak kurban eder.
ZOR BİR KARAR (ENDER ÖZKAHRAMAN), TÜRKİYE
Genç bir kadın olan Eylem küçük bir beldede yaşamakta ve halı atölyesinde çalışmaktadır. Burnunun çok büyük olduğunu düşünür ve estetik ameliyat olmanın hayalini kurar. Ancak, kardeşlerinden biri örgüte katılmıştır ve yaşadığı beldede çok kişi de bu çatışmalarda hayatını kaybetmiştir. Eylem bu zorlayıcı ikilemden çıkmanın bir yolunu bulabilecek midir.?
dikGAZETE.com