İstanbul Yorgancı ve Hallaç Esnafı Sanatkarları Odası Başkanı Nazmi İnce, yorgancılığın tamamen Türkiye’ye özgün bir sanat olduğunu belirterek, "Almanya Başbakanı Angela Merkel’e bile yorgan gönderdik. Ben Cumhurbaşkanımızın kızından birçok ünlü kişiye yorgan gönderdim" dedi.
Doğanın en güzel çiçeklerini motiflere dönüştürüp yorgana ilmek ilmek işleyen yorgan ustalarının sayısı, makineyle seri üretimin başlamasının ardından gittikçe azalmaya devam ediyor. Türk kültürüne has motiflerin yer aldığı geleneksel yorganlar artık eskisi gibi ilgiyi görmüyor. Usta çırak ilişkisiyle devam ettirilen mesleği gelecek nesillere taşıyacak çırak dahi bulunamıyor.
Yorgancılık mesleğinin en revaçta olduğu dönem olan Osmanlı İmparatorluğu zamanında yorgancılar, 3’üncü Murat’ın şehzadelerine yaptığı sünnet düğününde de sultanın önünde yapılan resmi geçide hak kazanabilen sanatkarlar içerisindeydi. Evliya Çelebi’nin ünlü "Seyahatname"sinde yalnızca Kapalıçarşı’da 105 adet yorgancı dükkanı bulunuyordu. Kapalıçarşı’da bulunan Yorgancılar Kapısı hala yerini korurken, mesleği temsilen sadece “İstanbul Yorgancı ve Hallaç Esnafı Sanatkarları Odası” bulunuyor.
“ODAYA KAYITLI 400 ESNAF BULUNUYOR”
Bir yorgan ustasının yaptığı yorganlar 200 ile bin TL arasında satışa sunulurken, İstanbul Yorgancı ve Hallaç Esnafı Sanatkarları Odası’na kayıtlı olarak 400 yorgancı esnafı bulunuyor. Odaya kayıtsız olarak da 400 esnafın İstanbul’da mesleği sürdürdüğü biliniyor.
“İSTANBUL’DA 50 YAŞININ ALTINDA BİR ÇIRAK GÖRDÜM”
45 yıldır yorgancılık yapan İstanbul Yorgancı ve Hallaç Esnafı Sanatkarları Odası Başkanı Nazmi İnce, “Bu sanata yıllarını vermiş bir usta olarak çırak bulamıyoruz. Esnafımızı dolaşıyorum şuanda en büyük sıkıntımız çırak yok. Gençlerimizin okumasına karşı değiliz ama el becerisi ve sanata sevgisi olanların mutlaka bu sanatları da yapması gerekir. Altyapı olarak öncelikle çıraklık okulu açılması gerekiyor. Bugün gördüğünüz gibi altyapısı olmayan futbol takımı küme düşüyor. Biz 1970 yıllarında bir dükkanda 2 çırak çalışıyorduk. Esnafı dolaştığımda gördüğüm çırakların yaş ortalaması elli. Yaş ortalaması ellinin altında 1 çırak gördüm koskoca İstanbul’da. Son zamanlarda caddelerin pahalı olması bizim esnafımızı ara sokaklara taşırmıştır. Kira bedellerinin yüksek olması bizim sanatımızı etkiledi. Tamamen Türkiye’ye özgün bir sanattır” dedi.
“ANGELA MERKEL’E BİLE YORGAN GÖNDERDİK"
American New York Üniversitesi’nden bir heyetin İstanbul’a gelip yorgancılık mesleğinin araştırdığını ifade eden İnce, “American New York Üniversitesi’nden gelen heyet yorgancılık müzesi düşünüyorlar. Ben bu müzenin İstanbul’da olmasını isterim. Almanya Başbakanı Angela Merkel’e bile yorgan gönderdik. Ben Cumhurbaşkanımızın kızından birçok ünlü kişiye yorgan gönderdim. Korsan yorgandan kesinlikle uzak durmalıyız. Çocuklarımızın bezini alırken bile organik olsun diyoruz. Ama ondan önce yorganı yastığı mutlaka organik olmalı. Ahilik ahlakı ile bu yola çıktık. Bir usta ve oda başkanı olarak kararlıyım. Kesinlikle sanat ölmez buna katılmıyorum. İnsanlar yaşadığı müddetçe bir düğmeyi bir tesisatı yapacak ustaya ve sanatkarlara ihtiyaç olduğunu düşünüyorum” şeklinde ifadeler kullandı.
(İHA)
Doğanın en güzel çiçeklerini motiflere dönüştürüp yorgana ilmek ilmek işleyen yorgan ustalarının sayısı, makineyle seri üretimin başlamasının ardından gittikçe azalmaya devam ediyor. Türk kültürüne has motiflerin yer aldığı geleneksel yorganlar artık eskisi gibi ilgiyi görmüyor. Usta çırak ilişkisiyle devam ettirilen mesleği gelecek nesillere taşıyacak çırak dahi bulunamıyor.
Yorgancılık mesleğinin en revaçta olduğu dönem olan Osmanlı İmparatorluğu zamanında yorgancılar, 3’üncü Murat’ın şehzadelerine yaptığı sünnet düğününde de sultanın önünde yapılan resmi geçide hak kazanabilen sanatkarlar içerisindeydi. Evliya Çelebi’nin ünlü "Seyahatname"sinde yalnızca Kapalıçarşı’da 105 adet yorgancı dükkanı bulunuyordu. Kapalıçarşı’da bulunan Yorgancılar Kapısı hala yerini korurken, mesleği temsilen sadece “İstanbul Yorgancı ve Hallaç Esnafı Sanatkarları Odası” bulunuyor.
“ODAYA KAYITLI 400 ESNAF BULUNUYOR”
Bir yorgan ustasının yaptığı yorganlar 200 ile bin TL arasında satışa sunulurken, İstanbul Yorgancı ve Hallaç Esnafı Sanatkarları Odası’na kayıtlı olarak 400 yorgancı esnafı bulunuyor. Odaya kayıtsız olarak da 400 esnafın İstanbul’da mesleği sürdürdüğü biliniyor.
“İSTANBUL’DA 50 YAŞININ ALTINDA BİR ÇIRAK GÖRDÜM”
45 yıldır yorgancılık yapan İstanbul Yorgancı ve Hallaç Esnafı Sanatkarları Odası Başkanı Nazmi İnce, “Bu sanata yıllarını vermiş bir usta olarak çırak bulamıyoruz. Esnafımızı dolaşıyorum şuanda en büyük sıkıntımız çırak yok. Gençlerimizin okumasına karşı değiliz ama el becerisi ve sanata sevgisi olanların mutlaka bu sanatları da yapması gerekir. Altyapı olarak öncelikle çıraklık okulu açılması gerekiyor. Bugün gördüğünüz gibi altyapısı olmayan futbol takımı küme düşüyor. Biz 1970 yıllarında bir dükkanda 2 çırak çalışıyorduk. Esnafı dolaştığımda gördüğüm çırakların yaş ortalaması elli. Yaş ortalaması ellinin altında 1 çırak gördüm koskoca İstanbul’da. Son zamanlarda caddelerin pahalı olması bizim esnafımızı ara sokaklara taşırmıştır. Kira bedellerinin yüksek olması bizim sanatımızı etkiledi. Tamamen Türkiye’ye özgün bir sanattır” dedi.
“ANGELA MERKEL’E BİLE YORGAN GÖNDERDİK"
American New York Üniversitesi’nden bir heyetin İstanbul’a gelip yorgancılık mesleğinin araştırdığını ifade eden İnce, “American New York Üniversitesi’nden gelen heyet yorgancılık müzesi düşünüyorlar. Ben bu müzenin İstanbul’da olmasını isterim. Almanya Başbakanı Angela Merkel’e bile yorgan gönderdik. Ben Cumhurbaşkanımızın kızından birçok ünlü kişiye yorgan gönderdim. Korsan yorgandan kesinlikle uzak durmalıyız. Çocuklarımızın bezini alırken bile organik olsun diyoruz. Ama ondan önce yorganı yastığı mutlaka organik olmalı. Ahilik ahlakı ile bu yola çıktık. Bir usta ve oda başkanı olarak kararlıyım. Kesinlikle sanat ölmez buna katılmıyorum. İnsanlar yaşadığı müddetçe bir düğmeyi bir tesisatı yapacak ustaya ve sanatkarlara ihtiyaç olduğunu düşünüyorum” şeklinde ifadeler kullandı.
(İHA)