DİYARBAKIR - ÖMER YASİN ERGİN - EKREM SENVAR
İstanbul'da 15 Temmuz'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimini engellemeye çalışırken yaşamını yitiren 7 çocuk babası Askeri Çoban'ın Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde yaşayan ailesinin Çoban'ı kaybetmenin acısı ilk günkü gibi sürüyor.
Daha iyi bir iş ve yaşam kurmak için ailesi ile 20 yıl önce memleketi Ergani ilçesinden İstanbul'a giden 15 Temmuz şehidi Askeri Çoban, darbe girişimi gecesi oğluyla birlikte çıktığı evine FETÖ mensuplarının saldırısı sonucu bir daha geri dönemedi.
Çoban'ın yeğeni Abdullah Çoban, amcasının Ergani'de bir süre çalıştıktan sonra 1997'de İstanbul'a yerleşerek bir tekstil işiyle uğraştığını belirterek, ancak hiçbir zaman memleketinden kopmadığını, sürekli ilçeye geldiğini aktardı.
Çoban, amcasının yüzünün çok sert göründüğünü ancak yumuşak ve sevecen biri olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
"Amcamı bir cevize benzetiyorum. Dışarıdan çok sert ama içi o kadar güzeldi ki tanıyan bir daha bırakmak istemiyordu. Amcam hiçbir zaman kendini büyük görmezdi, herkesle güzel bir şekilde muhabbet ederdi. O bizim için ölmedi yaşamaya devam edecek. Bizim amcamızdı ama bir yandan da babamız gibi bir insandı."
"Bu acı hiçbir zaman dinmeyecek"
Eşi ve çocuklarının babalarını çok özlediğini dile getiren Çoban, katledilişinin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen acılarının halen taze olduğunu, hiçbir zaman da bu acının dinmeyeceğini söyledi.
Amcasının hiçbir zaman yanlışın yanında olmadığını, daima doğru tarafta durduğunu belirten Çoban, "Hak ve adaleti savunan biriydi. O gecede vatanı için onu yapması gerekiyordu ve onu yaptı." ifadelerini kullandı.
Bedri Çoban ise amcasının her yıl Kadir Gecesi'nde mevlit okuttuğunu ve yakınlarını davet ettiğini söyledi.
Amcasının maddi durumu yetersiz ailelere sürekli yardım yaptığını ifade eden Çoban, geçen yıl İstanbul'a gittiğinde kendisine para vererek ilçedeki ihtiyaç sahiplerine dağıtmasını istediğini belirtti.
Darbe girişimi günü yaşanaları anlatan Çoban, şöyle devam etti:
"Amcamın pos bıyığı vardı o gün gidip berberde kesmiş. Yeni elbiseler alıp eve gelmiş ve ailesiyle birlikte yemek yemişler, sohbet etmişler. Darbe girişimini ilk haberlerde öğrenmiş. Cumhurbaşkanı halkı sokaklara davet edince o da bir oğluyla beraber sokağa çıkmış. İlk önce Kısıklı'ya gitmişler, orada oğlunu bırakmış ve vatandaşlarla yürüyerek Boğaziçi Köprüsü'ne geçmiş. Orada darbeye karşı duruyor, göğsünü siper ediyor. Saat 5'te şehit oluyor."
Amcasının tüm yeğenlerini kendi çocuğu gibi gördüğünü anlatan Çoban, kimin yardıma ihtiyacı olduysa Askeri Çoban'ın yardımına koştuğunu vurguladı.
Çoban, amcasının ailesine çok düşkün olduğunu, çocuklarının geleceği için elinden geleni yaptığını anlattı.
Amcasının şehit haberini aldıklarında İstanbul'a gittiklerini belirten Çoban, şunları kaydetti:
"Gittik şehidimizin cenazesini alıp memleketine, çok sevdiği topraklara getirdik. Acısı halen ilk günkü gibi taze. Sanki bir yerden çıkıp gelecekmiş gibi oluyoruz. İstanbul'da yaşadığı için sanki şehit olmadı da halen orada diyoruz, çocukları da 'Babamız Diyarbakır'da' diyor. Amcam vatan ve millet için canını feda etti. Allah ondan ve onun gibilerinden razı olsun. Devletin onlardan intikam alacağını biliyoruz ve sabrediyoruz. Askeri Çoban bizlere bir devlet gibi sahip çıkıyordu. Ondan sonra da Allah razı olsun devletimiz sahip çıktı bize. Beklentimiz yüzlerce şehitlerimizin binlerce gazimizin hesabının onlardan sorulmasıdır."