İSTANBUL (AA) - Türk Karaciğer Vakfı Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Çakaloğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığı bünyesinde oluşturulan pek çok çalışmanın hepatit virüsünü engellemeye yönelik olumlu sonuçlar verdiğini, çalışmalara sivil toplum kuruluşlarının da destek sağladığını anlattı.
Dünya Sağlık Örgütünün 2030 için belirlediği hepatit virüsünü önlemeye yönelik hedeflerine ulaşabileceğine işaret eden Çakaloğlu, "Dünya Sağlık Örgütü, bütün dünyayı bu konuda motive etmek ve harekete geçirmek için '2030 itibarıyla herkes ülkesindeki hepatitli hastaların yüzde 90'ına tanı koysun. Hastaların yüzde 90'ına ulaşalım, ulaştığımız yüzde 90'ın en az yüzde 80'ini elimizdeki ilaçlarla tedavi edelim.' diye bir hedef koydu. Böylece 2030'a geldiğimiz zaman Hepatit B ve C'den ölümlerin yüzde 65 önüne geçelim ki bu, 7 milyon kişinin hayatta kalması anlamına geliyor." diye konuştu.
Prof.Dr. Çakaloğlu, Sağlık Bakanlığının, kendi vakıflarının da aralarında yer aldığı sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla 2018-2023 arasında uygulanmak üzere hepatitler hakkında korunma, önleme ve farkındalık oluşturma programı hazırladığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"O nedenle yakında bütün polikliniklerde, hastanelerde bununla ilgili afişler, birtakım broşürler halkımıza dağıtılacak. Herkesin test yaptırması ve eğer pozitif çıkarsa uzman doktora başvurup değerlendirilmesi, ilaç tedavisi gerekiyorsa tedavi olması eğer Hepatit B taşıyıcısı ise mutlaka belli aralıklarla kontrol altında olması gibi önlemler alınacak. Bu 5 yıllık plan iyi uygulanırsa Dünya Sağlık Örgütünün 2030 için belirlediği hedeflerine de ulaşabiliriz diye düşünüyoruz.
Bizim kendi içimizdeki hedeflerimize dönmemiz gerekiyor. Bu konuda da gerçekten Sağlık Bakanlığı çok duyarlılık gösterdi ve yapılan toplantılarla belli hedefler belirlendi. İlk hedefimiz toplumda farkındalık yaratmak. Yazılı-görsel basın aracılığıyla halkımızı hepatitin önemi konusunda uyarmak, ailelerinde hepatitli varsa, takibini ihmal eden varsa onun doktora gitmesini sağlamak. Herkesin en az birer kere testlerini yaptırıp, hepatit durumunu öğrenmesi, aşı olması gerekenlerin Hepatit B ve A'ya karşı aşılanması, tedavi olması gerekenlerin mutlaka uzman doktora gidip tedavi olmalarını sağlamak görevimiz."
Hastalığın bulaşmasını önlemek açısından riskli grupları eğitmek istediklerinin altını çizen Çakaloğlu, "Hepatit B ve C'li hasta havuzu var. O havuzu küçültmenin yolu mümkün olduğu kadar çok hastayı tedavi ederek bulaşmayı önlemek. Diğer taraftan da riskli gruplara ulaşarak onlara o riskleri azaltıcı tedbirleri almasını sağlamak. Bunun sonucu da hepatitin kontrol edilebildiği nadiren yeni hastaların ortaya çıktığı bir toplum haline gelmek. Bu da bizi mutlu edecektir." dedi.
"Biz her yıl 5 bine yakın Hepatit C hastasını tedavi edebiliyoruz"Yılmaz Çakaloğlu, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre bazı ülkelerde Hepatit C hastaları için özel programlar uygulandığını aktararak, "Mısır, dünyada Hepatit C'nin en yoğun olduğu ülkedir. Mısır'da belli bir dönem kaynatılan, bir kere kullanılıp atılmayan, hijyen koşullarına uyulmayan ya da bazen kaynatılmadan kullanılan enjektörler yaygın olarak hastalara ilaç vermek için kullanıldı ve sonunda Hepatit C inanılmaz derecede yaygınlaştı. Dünya Sağlık Örgütü ve ilgili kurumlar, bu ülkeleri hedef ülke olarak belirleyip onlara ücretsiz ilaç sağlayarak 100 binlerce hastanın tedavi olmasının olanaklı hale getirdi ve orada Hepatit C ile büyük bir mücadele başlattı." diye konuştu.
Türkiye'nin de Dünya Sağlık Örgütünün hedeflerine ulaşması için sağlık tedbirlerini titizlikle uygulaması gerektiğini vurgulayan Çakaloğlu, şöyle devam etti:
"Elimizdeki kesin olmayan rakamlara göre, biz her yıl 5 bine yakın Hepatit C hastasını tedavi edebiliyoruz. Halbuki olması gereken rakam en az 10-15 bindir. Yani biz bu rakamı 2-3 katına çıkaramazsak bu mücadelede başarılı olamayacağız gibi gözüküyor. O zaman daha çok test yapmamız ve daha çok hasta bulmamız lazım. Türkiye için Hepatit B'de durum daha başka çünkü 3 milyon Hepatit B'li hastamız var. Ama bunların hemen ilaç tedavisi gerektirenleri yaklaşık yüzde 10-20 arasında. Biz bunların yaklaşık her yıl 25-30 binini tedavi ediyoruz. Orada da rakamı mutlaka 60-70 binlere çıkarmamız gerekiyor ki 2030 hedeflerine ulaşalım. Bunun için hep beraber mücadele edeceğiz, farkındalık yaratacağız ve halkımızı iyi bir şekilde bilgilendireceğiz.
Amacımız, hepatitsiz bir dünyadır. Hatta bu seneki temamız, 'Hepatitli hasta kalmasın. Haydi, hepatitsiz bir dünyaya ulaşmak için çalışalım.' Dedik ki 'Biz hepatit için her türlü tanı imkanına sahibiz. Ülkemizin her köşesinde laboratuvarda bu testler yapılabiliyor. Tanı konulduktan sonra bu hastaların her türlü tedavi imkanına sahibiz. Sosyal Güvenlik Kurumumuz gerek Hepatit B gerekse Hepatit C için gereken tedavileri ücretsiz karşılıyor. Türkiye bu konuda imrenilecek bir durumda, eğer biz bu hastalara ulaşabilirsek ve tanı koyabilirsek hepsini tedavi etmek istiyoruz.' Baktık ki Hepatit C'de hakikaten gelişmeler oldu ve baş döndürücü bir hızla yeni tedaviler gelişti."
"Hepatit A, kronikleşmediği takdirde aşı ile halledilmesi gerekiyor"Türk Karaciğer Vakfı Başkanı Prof. Dr. Çakaloğlu, Hepatit B'li bir hastanın Hepatit A virüsüne yakalandığı durumda ikinci bir darbeyle karşı karşıya geleceğini vurgulayarak, "Bazen Hepatit B veya C üzerine eklenen Hepatit A, karaciğer yetmezliğiyle sonuçlanan tablolara sebep olabiliyor. Hepatit A için de aşı var ülkemizde. Hepatit A kronikleşmediği takdirdi aşı ile halledilmesi gerekiyor." dedi.
Türkiye'de Hepatit A için kullanılan aşılar hakkında bilgi veren Çakaloğlu, şunları kaydetti:
"Hepatit A aşısı, yeni doğan bebeklere değil ama iki yaşında uygulanıyor. Erişkinlerde de erişkin, karaciğer sorunu için hekime başvurmuş ve testlerinden Hepatit A geçirmediği anlaşılıyorsa onlara da aşı yapıyoruz çünkü erişkin yaşta Hepatit A kronikleşmese ve binde bir dışında öldürücü olmasa da uzun süren hastalıklara yol açıyor. Hepatit A'nın korunmasını sağlamak mümkün. Genellikle hepatit olan kişide diğer hepatit olunca daha olumsuz bir seyir oluyor. Bunun en önemli örneği, Delta Hepatitidir. Delta Virüsü, ancak Hepatit B enfeksiyonu olan kişilerde ikincil olarak yani sonradan eklenen bir parazit virüstür. Ama Delta Virüsü işin içine karıştığı zaman karaciğer hastalığı daha ağır seyrediyor, daha çabuk siroza ilerliyor. Virüs, daha çok karaciğer kanserine sebep oluyor ve maalesef tedavisi de daha zor."
Muhabir: Ayşe Büşra Erkeç