İstanbul
Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları SUAM Nöroloji Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu Prof. Dr. Füsun Domaç, günümüzde alzaymır tedavisinin hala eşlik eden bulguların tedavisine yönelik olarak yapıldığını belirterek, "Alzaymır hastalığının kesin nedeni bilinmemekle birlikte, son yıllarda gelişen moleküler biyoloji biliminin de katkılarıyla hastalığın oluşma mekanizmaları hakkında veriler elde edilmektedir. Alzaymırda sebebe yönelik, yani hastalığa özel tedavilerin geliştirilmesi için çalışmalar devam etmektedir." dedi.
Prof. Dr. Domaç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, alzaymırın en sık görülen bunama (demans) tipi olduğunu, ön planda bellek olmak üzere bilişsel işlevlerin etkilenmesine göre hastalığın hafif, orta ve ileri evre olarak ayrıldığını ve tedavi seçeneklerinin de buna göre belirlendiğini aktardı.
Tedavide çeşitli ilaçlar ile ilaç dışı bazı uygulamaların kullanılmakla birlikte, hastalığın kesin tedavi yönteminin olmadığını ifade eden Domaç, tedavideki amacın hem unutkanlık gibi bilişsel işlevlerdeki bozulmanın yavaşlatılması hem de kaygı, depresyon, huzursuzluk, halüsinasyon gibi psikiyatrik şikayetler, uyku düzenindeki bozulmalar, beslenme sorunları ve eşlik eden diğer nörolojik bulgular ile tıbbi hastalıkların bir bütün olarak ele alınması olduğunu söyledi.
Domaç, öncelikle hastaların yaşadıkları ortamda gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğini vurgulayarak, özellikle yalnız yaşayan hastalar için hatırlamayı kolaylaştırmaya ve unutmayı engellemeye yönelik bazı hatırlatıcı, not ve işaretlerin evin belli yerlerine konulmasının önerildiğini ifade etti.
Tedavide en çok kullanılan ilaçların bellek, öğrenme, dikkat ve uyanıklık için önemli bir molekül olan ve beyindeki sinir hücrelerinde de bulunan asetilkolin molekülünün yıkılmasını önlemeye yönelik ilaçlar olduğuna işaret eden Domaç, "Yapılan çalışmalarda bu ilaçların hastanın bellek fonksiyonu ile evde, işte ve kişisel bakımda olmak üzere değerlendirdiğimiz günlük yaşam aktiviteleri üzerine etkileri olduğu gösterilmiştir. Aynı zamanda davranışsal bozukluklar, huzursuzluk, sinirlilik üzerine de etkisi olan bu ilaçlar hastalığın ortadan kaldırılmasına yönelik bir tedavi yöntemi değildir." diye konuştu.
Domaç, "Günümüzde alzaymır tedavisi halen eşlik eden bulguların tedavisine yönelik olarak yapılmaktadır. Alzaymır hastalığının kesin nedeni bilinmemekle birlikte, son yıllarda gelişen moleküler biyoloji biliminin de katkılarıyla hastalığın oluşma mekanizmaları hakkında veriler elde edilmektedir. Alzaymırda sebebe yönelik, yani hastalığa özel tedavilerin geliştirilmesi için çalışmalar devam etmektedir." değerlendirmesini yaptı.
Tedavi yaklaşımı
Prof. Dr. Füsun Domaç, ilaç tedavilerinin alzaymır hastalarında yararın var olduğu düşünüldüğü sürece kullanılmaya devam edilmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Depresyon, halüsinasyon, kaygı gibi psikiyatrik belirtiler için kullanılacak ilaçlar düşük dozlarda başlanmalı ve yavaş artırılmalıdır. Hastalığın evresi ilerledikçe uyku-uyanıklık döngüsü bozulmakta olup bu hastalar gece uyumamaktadır. Hastaların gün içinde uyumamaları için uğraşı verilmesi, hastanın gece uykuya dalmakta veya sürdürmekte güçlük çekmesi süreklilik gösteriyorsa ilaç tedavisi başlanması önerilmektedir. İlaç dışı tedavi yöntemleri arasında egzersiz programları, bilişsel uyarma veya rehabilitasyon ile uğraşı terapisi sayılabilir. Bulmaca çözme, kelime ve sayı oyunları, bahçe ve mutfak uğraşıları, geçmiş, hatıralarla tedavi gibi bilişsel uyarma veya rehabilitasyon özellikle erken ve orta evredeki hastalarda önerilmektedir. Bu tedavi yaklaşımları azalan bilişsel fonksiyonu dengeleyecek stratejiler geliştirmek ve bellek fonksiyonunu korumaya yöneliktir. Bazı çalışmalarda yararları olduğu gösterilmiş olsa da bu yaklaşımların tedaviye katkısı ile ilgili elimizde kesin veriler bulunmamakta olup ilaç tedavisinin yerini tutmamaktadır."
"Egzersiz programları hastalığın her evresinde önerilmektedir"
Prof. Dr. Domaç, egzersiz programlarının hastalığın her evresinde önerildiğini, fiziksel fonksiyonun arttırılması ya da fiziksel kötüleşmenin yavaşlatılması ve depresyon gibi psikiyatrik bulgular üzerine etkili olan egzersiz programlarının bilişsel fonkiyonlar üzerine olumlu bir etkisinin gösterilemediğini söyledi.
Erken ve orta evredeki hastaların ilgisine ve becerisine göre seçilen uğraşı tedavisinin hastaların fonksiyonel kapasitesini arttırırken psikiyatrik bulguları azalttığını ve bellek kaybını yavaşlattığını vurgulayan Domaç, sözlerini şöyle tamamladı:
"Özellikle ileri evre alzaymır hastalarında sık görülen yemek yeme reddi ve yetersiz beslenme kilo kaybına yol açmakta, aynı zamanda çeşitli tıbbi sorunlara yol açarak ölüm riskini arttırmaktadır Bu hastalara yüksek kalori içeren ek gıda takviyeleri önerilmektedir. Bunların yanı sıra denenmekte olan ancak faydası olduğu kanıtlanmamış tedavi yöntemleri de bulunmaktadır."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com