Ankara
Bohlen, Ankara Şebnem Selçuk Ebru Atölyesi'nde 3 yılı aşkın süre boyunca aldığı ebru eğitimine dair düşüncelerini AA muhabirine anlattı.
Türkiye'ye gelmeden önce eşiyle Almanya dışında bir ülkeye gitme kararı aldıklarını ve bu karar sonucunda 5 yıl önce geldiklerini belirten Bohlen, gelmeden önce Türkçe öğrenmeye başladığını ama Türkiye'de pratik yapma şansı bulduğunu söyledi.
Bohlen, "Türkiye'ye geldiğimizde yeni bir hobi bulmak istedim. Tesadüfen bir ebru tablosu gördüm ve bu ilgimi çekti. Hemen kursa başladım ve 3 yıldan beri ebru yapıyorum, bu çok hoşuma gidiyor. Ebru, çok eski bir Türk sanatı, yapılışını çok seviyorum." ifadelerini kullandı.
"Ebru sanatında bir felsefe var ve bunu öğrenince beni büyüledi." diyen Bohlen, ilk ebru çizimlerinden güzel sonuçlar aldığını kaydetti.
Bohlen, renklerle çalışmanın kendisini mutlu ettiğini söyleyerek, daha teknik çizimler yapmak için çalıştığını dile getirdi.
Ebru eğitmeniyle ders aralarında Türk kültürünü, müziklerini, yemeklerini konuştuklarını anlatan Bohlen, "Ebru sanatı, çok sakin bir el sanatı. Yaparken ona odaklanmanız lazım. İlk çalışmalarımda istediğim sonucu alamıyordum, içinde bulunduğum ruh hali de çalışmalarıma yansıyordu. Başarılı olmak için Tanrı'dan güç almak lazım." dedi.
"Almanya'da çok meşhur olan 'İki Yaramaz Çocuk' hikayesini ebruyla birleştirdim"
Bohlen, Almanya'da ebrunun pek bilinmediğine ve yaptığı sanatı Almanlara anlatmanın zor olacağına dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Ebru, sadece bir güzellik değil, çok derin bir sanat. Yılbaşında çam ağacıyla ebru yaptım, Almanya'da çok meşhur olan 'İki Yaramaz Çocuk' hikayesini ebruyla birleştirdim. Bu hikayeyi Almanya'da her çocuk bilir. Bence bu çok eğlenceli bir şey. Bazen portre yaptım, bazen ağaçları ebruyla birleştirdim."
"Bir ebru tablosunda bir aileyi işledim. Tabloda anne, baba ve bir çocuk ebruyla birleştirilip işlendi. Van Gogh'tan aldığım ilhamla çiçekleri tablolaştırdım." diyen Bohlen, ağaçları çok sevdiğini, özelikle ağaç çalışması yapmayı sevdiğini anlattı.
Bohlen, aralıkta Almanya'ya geri döneceklerini, buradaki çalışmalarını özleyeceğini belirterek, "Burada özel bir atölye ve güzel bir ortam var. Almanya'da bu ortamı bulursam bu sanatı sürdürmek isterim." şeklinde konuştu.
Peter da eşine her zaman destek verdiğini, yaptığı çalışmaları çok beğendiğini kaydederek, "Bir defa bu sanatı denedim ama tekniği bana zor geldi, başladığım gibi bıraktım, bir daha yapmadım." dedi.
Bohlen, yaptığı çalışmaları Altındağ Belediyesi Ulucanlar Cezaevi Sanat Sokağı Sergi Salonu'ndaki "Rita'nın Ebru Dünyası" adlı sergide sanatseverlerle buluşturmuştu.
Sergideki çalışmalar, geleneksel ebrulardan ziyade Bohlen'in denemek istediği çalışmaların birleşiminden oluşmuştu.
Bohlen, sergide satılan tabloların gelirini, Ulucanlar Cezaevi Sanat Sokağı'nda bulunan kedilerin mama ve veteriner ücreti olarak bağışlamıştı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com