İSTANBUL - Uğur Samet Avcı
Anadolu Ajansı (AA) ekibi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi'nin Silivri İstasyonunda, itfaiyecilerin 24 saatlik zorlu görevlerine tanıklık etti.
Sabah 10.00'da göreve başlayan personel, önce "Allah'ım tehlikeye düşmüş her canlının, özellikle küçük bir çocuk ya da yaşlı birinin imdadına geç kalmadan yetişebilmem için bizlere güç ver." şeklinde başlayan itfaiyeci duasını okuyor. 24 saat esasına göre çalışan ekip, nöbetteki arkadaşlarından görevi devraldıktan sonra işe koyuluyor. A-B-C olarak 15'er kişilik 3 gruba ayrılan personel, gelen ihbara göre göreve çıkıyor.
İstasyonda, araçların kontrolü, bahçe temizliği, eğitimler, toplantılar ve spor gibi çeşitli faaliyetler yapan ekip, ihbar geldiğinde yaklaşık 30 saniyede istasyondan çıkış yapıyor. Sirenlerini çalarak olay yerine en hızlı şekilde ulaşmaya çalışan itfaiyeciler, yangın söndürme çalışmalarına hemen başlıyor.
Kızının gözünde bir kahramanİstasyonda 12 yıldır görev yapan Bahadır Işıklı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her meslekte olduğu gibi itfaiyeciliğin de zor yanlarının bulunduğunu belirterek, "Ama itfaiyecilikte daha tehlikeli görevler ve olaylar var." dedi.
Işıklı, Fatih'te bir otelin saunasında çıkan yangına müdahale sırasında yaralanan ve kaldırıldığı hastanede şehit olan Taner Çebi ile Bağcılar'da bir inşaat alanındaki tırda çıkan yangına müdahale ettiği sırada yakıt deposunda meydana gelen patlama sonucu şehit düşen Ersin Gezer gibi görevi sırasında şehit olan çok sayıda arkadaşlarının bulunduğunu söyledi.
Yaşadığı bir olayı da anlatan Işıklı, "Çocuklarımla beraber Çanakkale'ye gittim. Vapurda küçük kızım kendi yaşlarındaki bir kızın yanına giderek 'Benim babam itfaiyeci.' dedi. Diğer kız da 'Benim babam da pilot.' dedi. Bunun üzerine kızım da 'Benim babam kahraman.' dedi. İşte onun için itfaiyecilik kutsal meslek." ifadelerini kullandı.
"Van depreminde ölüm tehlikesi atlattım"Yangınlarda, kurtarma olaylarında, trafik kazalarında, sel ve deprem gibi doğal afetlerde görev yaptıklarını dile getiren Işıklı, "Yine hayvan kurtarmaya da gidiyoruz. Kuyuya köpek, koyun, inek düşüyor. Ağaçta mahsur kalan kedilere, eve giren yılanlara, canlıların hayatına kasteden her türlü olaya gidiyoruz." dedi.
Görevi sırasında ölüm tehlikesini çok yaşadığını belirten Işıklı, "Görev sırasında itfaiyecilerin çoğu ölüm tehlikesi gibi durumlarla karşılaşıyor. 2011'deki depremde Van'a ekip olarak gittik. Bir vatandaşın binanın içinde olduğu ihbarını aldık. Binanın her tarafına baktık, tek kalan yer asansör boşluğuydu. Oraya girdiğimiz anda 5,5 şiddetinde bir artçı deprem yaşadık. Üzerimize molozlar düşmeye başladı. Son anda kendimizi dışarı attık." şeklinde konuştu.
Bahadır Işıklı, itfaiye teşkilatında çalışmaktan mutluluk duyduğunu sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com