İstanbul
Arama Kurtarma Derneği (AKUT) Başkanı Recep Şalcı, derneğin 25. kuruluş yılı dolayısıyla AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut'un da katılımıyla basın toplantısı düzenledi.
AKUT'un da bünyesinde yer aldığı BM Uluslararası Arama ve Kurtarma Danışma Grubu "INSARAG" ve arama kurtarmanın AB'si kabul edilen "ECPP" başkanlarının çevrim içi onur konuğu olduğu toplantıda konuşan Şalcı, AKUT'un, 1996 yılında Türkiye'de kurulan ilk sivil arama kurtarma derneği olduğunu hatırlattı.
Şalcı, 1998 Adana Ceyhan depremindeki çalışmalarından dolayı kamu yararına dernek statüsü kazanan AKUT'un, 1999 Marmara Depremi ile Türkiye'nin tanıdığı, bildiği, güvendiği bir arama kurtarma derneği haline geldiğini söyledi.
Derneğin bugün 27 ekibi, 2 bin 300 gönüllüsüyle 7 gün 24 saat her türlü arama kurtarma operasyonunda görev alabilecek kapasiteye sahip olduğunu aktaran Şalcı, "Biz bu süreçte şunu gördük; sadece Türkiye'de değil, yurt dışında da iş birliği ve standartlarınızı yükseltmek adına bazı çalışmalar yapmamız gerekiyor. Bunun için 2011 yılında Birleşmiş Milletlerin akreditasyonu olan INSARAG'a akredite olan ilk arama kurtarma ekibi olduk. 2018 yılında Avrupa Sivil Koruma Mekanizması'na resmen girmiş olduk." diye konuştu.
AKUT Başkanı Şalcı, arama kurtarma ile ön planda olmanın çok sevdikleri bir durum olmadığını dile getirerek, "Çünkü biz, arama kurtarma ile ön planda değil, şehirlerimizin dirençli, afetlere hazır olmasıyla ön planda olmak ve bununla gurur duymak isterdik. Ancak günümüzde Türkiye'nin bu alanda daha yetersiz olduğunu ve çalışmaların sürdürülmesi gerektiğini söylememiz gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
İzmir'de meydana gelen depreme değinen Şalcı, "6,8 büyüklüğündeki bir depremin bu kadar yıkıcı etkisinin olmaması gerekiyordu. Bu depremde 116 vatandaşımızı kaybettik ve birçok bina ağır hasar gördü. Bu da bize öncelikle şehirlerimizin afetlere hazırlığı konusunda hazırlık yapmamızı ön plana almamız gerektiğini gösteriyor." ifadelerini kullandı.
Olası İstanbul depremi
Türkiye'nin hatta dünyanın İstanbul'da bir deprem beklentisi olduğunu hatırlatan Şalcı, sözlerine şöyle devam etti:
"Bunun ne zaman olacağını çok bilmiyoruz ama artık yakın olduğunu biliyoruz. AKUT olarak olası İstanbul depremi için acil durum eylem planlarımızı hazırladık. İstanbul ekibini bunun dışında tuttuk afetten etkilenebileceğini düşündüğümüz için. Diğer 26 ekibimiz, olası afet için iki ana bölge oluşturarak Anadolu ve Trakya acil durum merkezleri olarak İstanbul depremine müdahale edecek. Bu depreme sahada müdahale edecek 600 profesyonel gönüllümüz ve 1000'e yakın lojistik destek verecek gönüllümüz ile 1600 kişilik ekiple müdahale etmeyi planlıyoruz.
Özellikle bu süreçte 2011 yılında acil durum yönetim sistemi ile çok ciddi gelişmeler sağladık. Bu gelişmelerimizi hem AB ile hem de BM ile akredite olacak seviyeye getirdik. Bu yaptığımız planları AFAD ile de koordineli şekilde yürüttük. Çünkü olası bir afetin doğru yönetilebilmesi için iş birliği ve koordinasyon en önemli unsurlardan biri. Bunun için de yaptığımız planları AFAD ile görüşerek onlarla ortak yürüteceğimiz planlar haline getirdik."
"Çok ciddi farklı afetler görülmeye başlandı"
Türkiye'de deprem gerçeği ile birlikte son dönemlerde özellikle küresel ısınmanın artmasıyla ortaya çıkan iklim değişiklikleriyle çok ciddi farklı afetlerin görülmeye başlandığını anlatan Şalcı, haziran ve eylül ayları içinde sel vakalarının arttığını ve bunların afet boyutuna geldiğini söyledi.
Bunun için de arama kurtarma alanında çalışmaları tamamladıklarını ama tıpkı deprem gibi bu alanda da dirençli şehirler yapılması gerektiğini vurgulayan Şalcı, evlerin nehir yataklarına yapıldığı bir yerde kurtarmadan bahsetmenin çok doğru olmayacağını dile getirdi.
AKUT'un dünyada da önemli başarılara imza attığını, özellikle yurt içi ve yurt dışında yaptığı operasyonlarla çok ciddi tecrübe kazandığını aktaran Şalcı, AKUT'un Türkiye'de 3 bin 600'ün üzerinde operasyon yaptığını, yurt dışında Yunanistan, Tayland, Pakistan, İran, Haiti, Nepal ve Mozambik'te yaptığı arama kurtarma faaliyetlerinde dünyadaki insanlara da fayda sağlamaya çalıştığını ifade etti.
Afetlerle başa çıkabilmenin en doğru yolunun, afet öncesinde yapılması gerekenler olduğunu belirten Şalcı, "Eğer siz hazırlıklarınızı afetin olmamasına ya da olduğu zaman etkilerini azaltmaya yönelik yaparsanız o zaman doğru bir afet yönetimi oluşturursunuz. Umuyorum ki bundan sonraki süreçlerde devlet, yerel idareler, sivil toplum örgütleri ve vatandaşlarımızla birliktelik oluşturup afetlere karşı çok daha dirençli bir ülke oluştururuz." diye konuştu.
Recep Şalcı, konuşmasının ardından AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut'a günün anısına bir hediye takdim etti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com