28 Şubat davasında ifadesine başvurulan dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener, “Ben kendimi mağdur saymıyorum. Benden çok daha fazla mağdur olanlar olduğu için hicap duyduğumdan mağdur saymıyorum” dedi.
28 Şubat dönemi ile ilgili 103 sanığın yargılandığı davanın 73. duruşması başladı. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada 103 sanık, ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni cebren devirmeye, düşürmeye iştirak’ suçundan yargılanıyor. 28 Şubat davasında mağdur sıfatıyla ifadesine başvurulan dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener, 28 Şubat sürecinde pek çok insanın ama en önemlisi Türk milletinin mağdur olduğuna dikkat çekerek, "Peygamber ordusu" kabul edilen Türk ordusunun bazı davranışları nedeniyle milletteki algısının tahrip olduğunu ifade etti. Akşener, “Ben kendimi mağdur saymıyorum. Benden çok daha fazla mağdur olanlar olduğu için hicap duyduğumdan mağdur saymıyorum” diye konuştu.
SÖYLEDİKLERİMİN ARKASINDAYIM
REFAHYOL Hükümeti’nin düşmesinin ardından 3 Temmuz 1997’de Mesut Yılmaz’ın başbakanlığında yeni hükümet kurulduğuna değinen Akşener, hemen sonrasında basında "casusluk yaptığı, Hıyaneti Vataniye Kanunu ile divanı harpte yargılanacağına" ilişkin haberler yayımlandığını anlattı. Bunun üzerine 8 Temmuz 1997’de bir açıklama yaptığını söyleyen Akşener, o gün söylediklerinin bugün de arkasında durduğunu söyledi. Beyanındaki "yağlı kazık" olarak hatırlanan söze ilişkin ise Akşener, İçişleri Bakanlığı bürokratları ile asker arasında dönemin İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Teoman Ünüsan ile "ismini zikretmekten utandığı bir generalin olduğu" resmi görüşme yapıldığını ifade etti. Akşener, "Görüşme esnasında herkesin çok sıklıkla benim için kullandığı, ilginçtir ’Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin İçişleri Bakanı ileri geri konuşmasın, geldiğimizde bakanlık önüne koyduğumuz bir yağlı kazığa kendisini oturturuz’ denmiştir" ifadelerini kullandı.
Müsteşar Ünüsan’ın bunu dönemin bakanlarından Bekir Aksoy’a, onun da Tansu Çiller’e ilettiğini bildiren Akşener, sözü duymasının ardından Ünüsan ile görüştüğünü kaydederek, şöyle konuştu:
"Sayın Ünüsan, yemin ettiğini, isim söylemeyeceğini, ama böyle bir tehdit olduğunu söyledi. Bunu Meral Akşener’e yönelik tehdit olarak algılamadım. Sıradan bir Meral Akşener olsaydı böyle bir söz söylenmezdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin İçişleri Bakanı olduğum için söylendi. Sayın Cumhurbaşkanına gereğinin yapılması için ilettim. Gereği yapılmak üzere davranacağını söyledi. Türkiye Cumhuriyeti’nin ordusunun mensubunun böyle bir densiz, edep dışı davranışı sebebiyle kurumların tahrip edilmemesi gerektiğini söyledi. Sayın Çiller, Sayın Erbakan da böyle söyledi. Kişisel olarak algılamadım. Kişisel olarak algılamış olsaydım, o zaman o konuda aynı şekliyle gereğini yapardım. Çok üzüldüğüm, rencide olduğum bir konuydu. Ben Türk ordusunu Metehan’ın kurduğuna ve 2 bin 200 yıllık tarihi olduğuna inanırım. Bağrından Atatürk’ü çıkarmış bir ordunun, Balkanlar’da acılar çektirmiş Kont Vlad’ı örnek alması benim için manidar olmuştur.”
HİCAP DUYUYORUM
28 Şubat döneminde birçok kişinin mağdur olduğunu yeniden vurgulayan Akşener, "Onları gördüğüm zaman kendimi mağdur olarak tariflemem hicap duymama sebep olur. Ben bugün TBMM Başkanvekili olarak huzurunuzdayım. Kendimi mağdur saymadığım için şikayetçi değilim. Çok uzun yıllar silahlar beldeyken, çok sert atmosfer varken görüşlerini dile getirmiş biriyim. O dönemde kabinede 4 kadın bakan vardı, Sayın Tansu Çiller, Işılay Saygın, Ayfer Yılmaz ve Meral Akşener. Eğer bu sadece Meral Akşener’e geldiyse, kadın olduğundan değil, İçişleri Bakanlığı görevindendir. O nedenle ben o edep dışı terbiyesizliği, haksızlığı, Başkomutana kadar götürdüm. O gün gereğini yaptığım için bugün herhangi bir şikayetim yok” şeklinde konuştu.
Kendisine yönelik "yağlı kazık" sözünün sahibine ilişkin ise Akşener, Çevik Bir isminin söylendiğini ancak Çetin Saner’in olduğunu çok sonra öğrendiğini söyledi.
(İHA)