Ankara
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davanın sanıklarının güvenlik güçleri ve sivilleri hedef alan eylemleri cezası kalmadı.
Darbe üssünde o gece
Akıncı Üssü'ndeki darbe girişiminde son perde
Akıncı Üssü’ndeki darbe girişimine ilişkin davada sona gelindi. ’Sivil imamlar’ ile bomba yağdıran pilotlar için artık karar zamanı. 365’i tutuklu 475 sanık hakkında hüküm verilecek.
Bu sanıklardan darbe girişimini Akıncı Üssü'nden yöneten sivil imamlardan Nurettin Oruç, 15 Temmuz'a kadar FETÖ'nün "jandarmadan sorumlu imamı" olarak faaliyetlerine devam etti.
AA muhabirinin dava dosyasından derlediği bilgilere göre, Oruç, uzun yıllar örgütün dershanelerinde çalıştıktan sonra Milli Eğitim Bakanlığına geçip, Diyarbakır'a öğretmen olarak atandı ve Mart 2014'te istifa edene kadar bu görevini sürdürdü.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 19 Ocak 2014'te, Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması eylemine katılanlara yönelik hazırladığı iddianamede, Oruç'un FETÖ'nün askeri yapılanması içerisinde jandarma personelinden sorumlu olduğu ve MİT tırlarının durdurulmasında aktif görev aldığı ifade edildi.
İddianameye göre, tırlara operasyon kararı, Diyarbakır Diclekent Villaları'ndaki örgüt evinde yapılan toplantıda alındı. Toplantıya katılanlar arasında Nurettin Oruç da vardı.
Toplantıda terörist başı Gülen'in talimatıyla tırların durdurulması ve Türkiye'nin terör örgütlerine yardım ettiği algısı yaratılmasına yönelik kararlar alındı. Konuyla ilgili takip görevi, örgüt içindeki jandarma unsurlarına verildi.
Sorumluluğu da örgütün o dönemde "Güneydoğu Anadolu Bölgesi jandarma imamı" olan Nurettin Oruç üstlendi.
Oruç, daha sonra, Türkiye genelindeki "jandarmadan sorumlu imamlığa" getirildi. Darbeye hazırlık kapsamında, kendisine bağlı bölge imamlarına Pensilvanya'dan aldığı talimatları iletti. Oruç, Ocak 2015'ten Haziran 2016'ya kadar 7 defa ABD'ye gitti.
Ankara'daki bir villada yapılan darbeye hazırlık toplantılarında aktif görev alan Oruç, toplantılara katılan jandarma personeline darbe girişimi sırasındaki görevlerini anlattı.
Darbe girişimi gecesi Oruç'un da Akıncı Üssü'nde bulunduğu filonun kamera kayıtlarına yansıdı. Darbe girişimi başarısız olunca üsten kaçarken tarlada yakalanan Nurettin Oruç, ilk ifadesinde "Hayvan yetiştiriciliğiyle ilgili belgesel çekimi için görüşme yapmaya gittim." dedi.
Adli tıp uzmanları, 143. Filo koridorundaki görüntüler ile Oruç'un jandarma karakolunda kaydedilen görüntülerini inceleyerek, koridorda görülen kişinin Nurettin Oruç olduğunu kemer ve ayakkabılarına varıncaya kadar tespit etti.
FETÖ'nün sivil imamı Oruç, 3 Ağustos 2017'de Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde ilk savunmasını yaptı.
Akıncı'nın bulunduğu Kazan ilçesinde çekmeyi planladıkları hayvancılık, hayvan kesimi ve törenlerde hayvan etlerinin pişirilmesine ilişkin belgeselden bahseden Oruç, "Kazan da Ankara'ya çok yakın, hayvancılığı gelişmiş, dolayısıyla bunu şey yapalım istedik. Daha önce Cumhuriyet Lokantası vardı Kazan yolu üzerinde, proje oradan çıkmıştı." diye konuştu.
Mahkeme Başkanı, Oruç'a, "16 Temmuz sabahı evinizden çıkıyorsunuz. Bu haberleri de izlemişsiniz. Böyle riskli bir işe neden kalkışıyorsunuz? Neden Akıncı'ya gidiyorsunuz?" diye sordu. Nurettin Oruç, bu soruya, "Meslektaşlarım zaten gece boyunca orada çekim yapıyorlardı. Bu mesleğe sahip biri olarak gitmem anormal değil." karşılığını verdi.
Kazan'a giderken yanına film çekimiyle ilgili herhangi bir teçhizat alıp almadığı sorulan Oruç, yanında bir teçhizat bulunmadığını söyledi. Telefonunun o gün yanında olup olmadığı sorusu üzerine ise Oruç, "Yok, telefonum yoktu. Yanımda değildi. Evde unutmuşum." dedi.
Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın "Neden telefonunu yanına almadın? Belgesel çekeceğin insanlarla nasıl irtibat kuracaktın? O gün yaşananlardan haberin var. Başına bir şey gelse telefona ihtiyacın olacağını düşünmedin mi?" sorusunu sanık Oruç, "Çok telefon kullanan biri değilim. Bu nedenle telefonumu genelde unuturum." şeklinde yanıtladı.
Akıncı Üssü 143. Filo'daki görüntü ve fotoğrafları gösterilen Oruç, fotoğraftaki kişinin kendisi olmadığını öne sürdü. Oruç, "Koridordaki bana kısmen benziyor ama ben değilim. Kabul etmiyorum. Ben orada değilim." diye konuştu.
Esasa ilişkin son savunmasını, 20 Ağustos'ta yapan Oruç, üzerine atılı iddiaları reddetti. Yargılama sonucunda Oruç, 79 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 3 bin 901 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Sanıklara verilen cezalar
Akıncı Üssü davasında 291 sanık, en az bir kez "ağırlaştırılmış müebbet" hapis cezasına çarptırıldı.
Bunlardan 15'i asker, 4'ü sivil 19 sanık, yönetici sıfatıyla bütün eylemlerden sorumlu tutularak "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Cumhurbaşkanına suikast" ve 77 kişinin şehit edilmesine ilişkin toplam 79'ar kez ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırıldı.
Bu sanıkların tamamı, 198 kişiye ilişkin "kasten öldürmeye teşebbüs", 22 kişiye yönelik "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ve bir kişiye yönelik "kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya teşebbüs" suçlarından da toplam 3 bin 901 yıl 6'şar ay hapis cezasına mahkum edildi.
Sanıklardan 46'sına "müebbet hapis" cezası, 19'una "anayasal düzeni ihlale teşebbüse yardım" suçundan 12 yıl 6'şar ay ile 16 yıl 8'er ay arasında değişen hapis cezaları verildi.
"Silahlı terör örgütüne üyelik" suçundan 41 sanığın 6 yıl 3'er aydan 9'ar yıla kadar hapis cezasına mahkum edildiği davada, 70 sanığın bütün suçlamalardan beraatine hükmedildi.
Aralarında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile firari Adil Öksüz'ün bulunduğu 6 sanığın dosyası ise ayrıldı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com