Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, 'Eğer, AK Parti güçlü bir şekilde varsa çözüm süreci var, AK Parti güçlü bir şekilde varsa yeni anayasa yapılabilir. AK Parti güçlü değilse bunların hiçbiri olmaz' dedi.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, 'Birileri şu parti şu
barajı geçmezse şöyle olur’ diyor. Hiçbirinin
önemi yok. Eğer, AK Parti güçlü bir şekilde varsa çözüm süreci var, AK Parti güçlü bir şekilde varsa yeni anayasa yapılabilir. AK Parti güçlü değilse bunların hiçbiri olmaz' dedi.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Anfapark’ta
düzenlenen ’AK Parti Ankara İl
Teşkilatı Mahalle Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada,
yapılan etkinliğin seçim öncesindeki önemine dikkat çekerek, 13,5 yılda birçok seçimin
olduğunu ve hepsinden Ankara
olarak yüzlerinin akıyla çıktıklarını
ifade etti. 2011 genel seçimlerinde yüzde 49 oy aldıklarını belirten Akdoğan, bunun büyük bir başarı olduğunu ve mahalle başkanlarının oynadığı rolün çok
kritik olduğunu söyledi. Bu hareketin bel kemiğini ’mahalle başkanlarının’ oluşturduğuna dikkati çeken Akdoğan, mahalle başkanlarının, yönetim kurulu üyelerinin,
sandık müşahitlerinin büyük başarının mimarı olduğunu belirtti.
Seçim medya ile
değil insanla kazanıldığını anlatan Akdoğan, 'Seçimi
kazanan sizlersiniz, insanların yüreğini dokunan, elini tutan, arazideki o
kişi seçimi kazanan kişidir' şeklinde konuştu.
'7 HAZİRAN SEÇİMLERİNDE ARTIK YÜZDE 50’Yİ DEVİRMEMİZ GEREKİYOR'
'7
Haziran seçimlerinde
artık yüzde 50’yi devirmemiz gerekiyor' diyen Akdoğan, 'Biz, başarıya doyan bir parti değil, başarı bizi kamçılıyor. AK Parti teşkilatı başkanımızın da dediği gibi bir zincirin halkaları gibi. Bir yerde huzur,
birlik beraberlik, çalışma ve gayret varsa orada başarı var demektir. Sizlerin uyumu, birlikteliği gayreti bu başarıyı ortaya çıkıyor. Eğer zincirin bir halkası zayıflar
ya da koparsa
bütün o zincir
darmadağın olur. AK Parti’yi diğer partilerden ayıran fark, ’AK Parti milletin partisidir’. AK Parti’nin hamurunu millet karmıştır, AK Parti’nin rotasını bu yüzden millet çizer. Sadece icazeti milletten alır, hesabı da millete verir. Biz topluma şekil vermeye çalışmıyoruz, millet bize yön çeviriyor. İşte o seçkinci partiler siyaset mühendisliği yaparlar, bidon kafalı, göbeği kaşıyan adam derler. Ona şekilde vermeye çalışırlar masa başında. Bize tam tersi millet rotamızı verir. Bu yüzden onlar halktan kopuklar.
Bizim bütün siyasi çalışmamız halkla birlikte olmaktan geçiyor. Onlar şehirleri terkettiler. Biz, sokak sokak mahalle mahalle geziyoruz. Onların gitmedikleri
bırakın sokakları caddeleri, şehirler yok şehirler. Parti binaları yok, il ve ilçe binaları yok. Peki o zaman bu ülkede birlik ve bütünlük korunacak? Bir taraftan bizi eleştirecekler, ne bölücülüğümüz kalıyor ne hainliğimiz kalıyor. Oraya gidip siyaset yapan,
Türk Bayrağını, AK Parti bayrağını dalgalandıran sen misin ben miyim? Şırnak’ta Hakkari’de kim siyaset yapıyor? Sen orada yoksun. Gidiyor beyefendi, Başbakanımız
deyince gitti, valilik önünde
açıklama yapıyor. Niye
kendi parti binanın önünde yapmıyorsun? Yok çünkü. İşte, bu büyük kadro, mahallelere, sokaklara caddedeler
kadar inen, kapı kapı dolaşan, yüreğe dokunan bir kadroyuz, partiyiz' ifadelerine yer verdi.
7 Haziran seçiminin
Türkiye’nin istiklal ve istikbalini belirleyecek
seçimler olduğunu söyleyen Akdoğan, 'Eski Türkiye’ye döneceğiz, Yeni Türkiye’yi
inşa edeceğiz. AK Parti
bugün Türkiye’nin umudu, milletin umududur. AK Parti varsa güven, istikrar, hizmet, yatırım var. Birleri şu parti şu barajı geçmezse şöyle olur diyor, Hiçbirinin önemi yor. Eğer, AK Parti güçlü bir şekilde varsa çözüm süreci var, AK Parti güçlü bir şekilde varsa yeni anayasa yapılabilir. AK Parti güçlü değilse bunların hiçbiri olmaz. 2005’te biz bu süreci başlattığımızda Meclis’te o partilerin hiçbiri yoktu. Bu sürecin
sahibi biziz. Biz güçlü olursak dimdik ayakta olursa o zaman bu süreç başarıya ulaşır, o zaman
yeni bir anayasa yapılabilir. Bu yüzden kimin ne olduğunu önemi yok, bizim ne kadar güçlü olduğumuzun önemi var. AK Parti,
sadece Türkiye’nin milletin umudu değil,
dünya mazlumlarının umudu
haline gelmiştir. Nerede deprem,
zulüm olsa, Mısır’da
darbe oldu, darbeye darbe diyemediler. Suriye’de yüzbinlerce
insan katledildi bu modern çağda. Yüzbinlerce insan katledildi ama oradaki zalime zalim diyemediler.
İsrail bir sürü insanı katletti, katile katil diyemediler. Bölgede, zalime zalim, darbeciye darbeci diyen tek
ülke Türkiye. Mazlumların geldiği sığınma noktası Türkiye. Suriye’den 2
milyon kişi kaçtı, kim kucağını açtı? Biz açtık. Ensar olarak oradan
gelen kardeşlere kucağına açtı. Bu milletin parası değil, mazlumun hakkıdır. Hepimizin cebindeki parada mazlumun
hakkı vardır. Biz bu
yardımı yapmazsak kendimizi kaybederiz. Bu bir
insanlık sınavıdır. Bizi,
Türkiye olarak insanlık testinden hep birlikte geçmek durumundayız' diye konuştu.
'DEMOKRASİ SANDIK DEĞİLDİR’ DEMEK, YUMURTASIZ OMLET YAPMAK GİBİ BİRŞEY'
Türkiye’ye yapılan yatırımlara değinen Akdoğan, 'Onlar milliyetçiliğin lafını yaptılar, biz milliyetçiliği hayata geçiriyoruz. En Cumhuriyetçi, en
Milliyetçi parti AK Parti’dir.
Milli gözlem
uydusu Göktürk’ü biz fırlattık, ilk milli piyade tüfeğimizi yaptık. Askerinin elinde piyade tüfeğini sen yapamıyorsan, orada milliyetçilikten sen bahsedebilir misin? Sadece Türkiye’yi ayağa kaldırmadık, savunma sanayiini ayağa kaldırdık.
Savunma sanayinin yüzde 80’i Ankara’da yapılıyor. 2016 yılında
sanayi sektöründeki ciro hedefimiz 8
milyar dolar. Bunun 6 milyar doları Ankara’da gerçekleşmiş olacak. Bütün bu kaynak Ankara’da kalıyor. Eskiden başka ülkelere verildi, artık Ankara’da kalıyor. Birileri de biz
bunları yaparken ’demokrasi sandık değildir’ diyorlar. Bu söz, ’Demokrasi sandık değildir’ demek yumurtasız omlet yapmak gibi birşey. Sandık yoksa,
demokrasi yoktur. Milletin iradesine başvurmuyorsan, demokrasinin en
önemli parçası milletin oyu ve sandıktır. Sen bunu küçümsediğin zaman geriye demokrasi kalmaz.
Temel hak ve özgürlük, çoğulculuk, çok seslilik bunun bir parçasıdır. Demokrasinin temeli milletin oyu ve sandıktır. ’Demokrasi sandıkta değildir’ diyen çareyi yap millette değil o zaman başka yerde arar. Ya Pensilvanya’da, ya montajda, şantajda, kumpasta arar, Meclis’te değil sokakta arar. İşte, anamuhalefet
lideri de iç
güvenlik paketi görüşmelerinde halkın direnme halkı doğar diyor,
yani milleti sokağa çağırıyor. Milletin direnme hakkı var, 1950’den beri bu millet CHP’ye
direniyor iktidar olmasın diye' şeklinde konuştu.
'İÇ GÜVENLİK PAKETİ’NDE GERİ ADIM YOK'
İç Güvenlik Paketi’nin komisyona geri çekildiğini hatırlatarak, 'Burada geri bir adım yok, komisyona geri çekildi. Pazartesi günü komisyonda diğer çekilecek maddeler de görüşülecek ama bu hayati bir konudur. Bütün partiler
ittifak halinde, CHP’si, MHP’si, HDP’si. Yanyana gelmeyecek kim varsa yanyana istemeyiz diyorlar. Bunun neresine karşısınız? Molotof yasaklanmasın mı? Bonzai yasaklanmasın mı?
Jandarma düzenlemesi en büyük sivilleşme hamlesidir, darbeler dönemini kapatacak bir adımdır. Vesayet odaklarının nufüzuna son verecek adımdır. Emniyetin
yeniden yapılandırılması hayati bir düzenlemedir. Onun dışında, dedik ki ’Somut neye karşısınız’ dedik, önerinizi getirin değerlendirelim ama somut birşey de söylemiyorlar. Bu
tarihi bir düzenlemedir. İyi niyetli olarak söyleyecek birşeyleri varsa grup başkanvekillerimize söylerler' şeklinde konuştu.
'SPEKÜLASYONLARA İTİBAR ETMEYİN'
'28
Şubat sürecinde ’uygun adım demokrasi’ anlayışını savunan bu tipler şimdi de tıpış tıpış demokrasi anlayışını savunuyorlar' diyen Akdoğan, 'Ama anlayamadıkları şu, AK Parti Türkiye’nin sigortasıdır. Türkiye’nin birlik ve bekası
için bu siyasi
hareket güçlü olmak durumunda. Önümüzde bahar çiçekler açar dedik. Çözüm sürecinde de kritik bir aşamaya geldik. Bu
sorun Türkiye’nin ayak bağı olan, sıçrama yapmasını engelleyen, ayağına pranga olan bir sorundur. Türkiye için beka
sorunu üretmiştir.
Yüz milyarlarca
dolar servet heba olmuştur, toplumsal birtakım sıkıntılar üretmiştir. Bütün bunları
çözmek için Türkiye’nin bütünlüğü için bu süreci başlattık. Yeni GAP Projesi, 27 milyar dolar, buna ben barış projesi diyorum, bölgeyi
tamamen kalkındıracak bir proje. Onun
dışında ne yapmak gerekiyorsa, iyi niyetli olarak cesaret ve kararlılıkla çalışıyoruz ama
burada başkalarını dinlemeyin.Kimin ne dediğinin önemi yok,
hükümet ne diyor. Spekülasyonlara itibar etmeyin, öyle oldu
böyle oldu
herkes birşey uyduruyor. Milletten hiçbir şey kaçırılamaz.
Millet ne derse biz onu yaparız. Köklü değişiklikler yapılacaksa nerede yapılacak, Meclis’te yapılacak. Meclis’ten birşey kaçırılabilir mi? Ne halktan ne Meclis’ten birşey kaçırılabilir. Bu yüzden müsterih olunmalıdır. Biz zaten milletin rıza göstermeyeceği hiçbir adımı atmayız' ifadelerini kullandı.
Akdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: 'Türkiye’nin birilk ve bütünlüğü, milletimizin bekası için bu ayak bağından kurtulmak zorundayız, bu
sorunları çözmek durumundayız. Muhaleefet eleştiriyor, çok rahatsız oldular, onlar
istiyor ki sorunlar
devam etsin, şehitler gelmeye devam etsin. Bu, bir kandırmacadır. Bunlar önerdiği nedir biliyor musunuz? Her
yıl 300 tane 500 tane
asker ölsün, şu kadar milyar doları silahlara yatıralım, toplumda herkes kem gözle birbirine bakmaya başlasın, böyle idare edip gidelim. Biz bu sahtekarlıkla yaşayamayız. Milletin çocuklarını kurban edemeyiz. Bu vatan, bayrak için bu yolda kendimizi feda
etmeye hazırız ama başkasının çocukları
üzerinden böyle
yanlış politikaların savunuculuğunu yapmayız. Biz yaşatmaktan yanayız. Nedir bizim sloganımız? ’İnsanı aşat ki devlet yaşasın’. Sen insanı dışlarsan, kimliğini yok sayarsan o insan devletine
farklı gözle bakar. Devlet-millet kaynaşmasını sağlayan parti AK Parti’dir. Artık yatırım
yapan hizmet eden devlet, baskı yapan zulüm uygulayan örgüt. Her türlü yıkıp yıkan örgüt. Mensubiyet, aidiyet bağını
daha da güçlendirmek durumundayız. Kandan beslenenler bizim attığımız adımlardan rahatsız olabilirler. Biz, milletimizin gösterdiği rızayla yürümeye kararlıyız. Bunu çözüme kavuşturmayı istiyoruz.'
7 Haziran seçimlerinin önemine dikkati çeken Akdoğan, 'Fakirin fukaranın mazlumların umudu olan, sosyal
yardımları yapan, mahalle başkanlığı, yönetim kurulu, sandık müşahitlerine kadar asıl başarıyı getiren bu kadro. O mahallede insanlar AK Parti deyince ilk önce sizi görüyorlar. Sadece
propaganda memuru değilsiniz, siz
temsil ediyorsunuz. Temsil ederken sakın unutmayın. Gazze’deki bebeleri,
dünyanın dört bir yanında o mağdur insanların dualarının sizlerin yanında olduğunu unutmayın. Biz siyaseti
makam mevki,
maddiyat için yapmıyoruz ülkemize katkıda bulunmak için yapıyoruz. Bu yolda emek sarfeden bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyoruz. İnşallah 7 Haziran seçimlerinde gümbür gümbür sandıklardan çıkacağız' ifadelerini kullandı.
AK Parti Ankara İl
Başkanı Nedim Yamalı ise,
İlçe teşkilatlarının mahalle başkanı
odaklı çalışması gerektiğine dikkati çekerek, 'Sorunları
çözümüne hastadan başlıyorsak bir ilçede çalışmaların da mahalle başkanı odaklı olması gerekiyor. Mahalle başkanlarının
çalışmaları aslında bizim politikalarımızın test edildiği yerler. Bazen politikalarımızı değiştiriyoruz. Mahalle başkanlarının
uyarı ve önerilere
göre bunu teşkilatlara iletmesi gerekiyor. Kritik olan yer, mahalle başkanlarımızdır. Zincirin en önemli halkasıdır mahalle başkanlarımız' dedi.
Yamalı,
Türkiye’de dönüşümün daha gerçekleşmediğini ve daha çok şeyler yapılması
gerektiğini belirterek, 'En azından bu kadar kalmamız gerekiyor. Bir anayasa değişikliğinin ne kadar önemli olduğuna inandırmamız lazım. Çözüm sürecine insanlarımızın katılması lazım, bunları yapacak olan mahalle başkanlarımız' ifadelerini kullandı.
dikGAZETE