TBMM
TBMM Genel Kurulunda, akaryakıt kaçakçılığıyla mücadeleye ilişkin kanun teklifinin tümü üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz alan Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, teklifin, petrol ve akaryakıt ürünleri piyasasına yönelik ciddi düzenlemeler getirdiğini ifade etti.
Sektörde işini doğru düzgün yapmaya çalışan, kanunlara uyan, dağıtıcısından bayisine kadar herkesin bu düzenlemeyi dört gözle beklediğini dile getiren Dervişoğlu, "Çünkü yıllardır süre gelen kaçakçılık, artık sade vatandaşın dahi malumu haline gelmiştir.
Dolayısıyla, sistemin gereklerini yerine getiren yüzlerce firma, haksız rekabet yüzünden çeşitli zorluklar çekmektedir." dedi.
Bu açıdan bakıldığında, söz konusu düzenlemenin destekçisi olduklarını söyleyen Dervişoğlu, iktidarın, kanun teklifini getirmek için bu kadar uzun süre beklemesinin de bir izahı olmadığını dile getirdi.
Dervişoğlu, "Bir yılda yaşanan vergi kaybının 3,1 milyar liradan fazla olduğu ifade edilmektedir, bu da sadece denetimlerle tespit edilebilen miktardır. Yaklaşık on yıldır düzenin böylesine çarpık ilerlediği göz önüne alındığında, en az 30 milyar liralık bir vergi kaybımız bulunmaktadır." diye konuştu.
Teklifin daha çok vergi kaçakçılığıyla mücadele etmeye yönelik olduğunu belirten Dervişoğlu, "Türk vergi sisteminin en çarpıcı özelliği olan kümesteki kazı yolmaya yöneliktir.
‘Kümesin dışına kaçmış olanları ve vergi sistemini zarara uğratanları da kümesin için koyalım.’ şeklinde bir yaklaşım bu kanun teklifinde bulunmamaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Dervişoğlu, Türkiye'nin 29 Nisan-17 Mayıs tarihleri arasında tam kapanmaya gideceğini anımsatarak, "AK Parti iktidarı yine dünyada bir ilke imza attı; tam kapanma var ancak ekonomik ve sosyal destek yok.
AK Parti iktidarında Türkiye Cumhuriyeti, maalesef, sosyal devlet olma vasfını yitirmiştir. Vatandaş ne yiyecek, ne içecek?
Elektrik, doğal gaz faturalarını nasıl ve kim ödeyecek? Esnafımız kirasını, vergisini, BAĞ-KUR primini neyle yatıracak?” diye sordu.
MHP İstanbul Milletvekili Faruk Aksu, kanun teklifinin, akaryakıt kaçakçılığına bağlı vergi kaybının önlenmesi, akaryakıt ve sıvılaştırılmış petrol gazı piyasasının etkin şekilde çalışması, rekabet eşitsizliklerinin ortadan kaldırılması ve kayıt dışı ekonomiyle mücadele edilebilmesi amacını taşıdığını dile getirdi.
Son dönemde akaryakıt kaçakçılığının yerini "fatura ticareti" olarak bilinen mali usulsüzlüklerin aldığını, bunun ciddi boyutlarda vergi kaybına neden olduğunu, ayrıca bu durumun piyasada faaliyet gösteren taraflar arasındaki rekabete de zarar verdiğini belirten Aksu, "Toplum hayatını, demokratik rejimi ve ahlaki değerleri tahrip eden, kaynak israfına yol açan yolsuzluk ve usulsüzlüklerin önlenebilmesi için etkin denetim yanında bunlara zemin hazırlayan unsurlarla mücadele edebilecek hukuki altyapının oluşturulması da son derece önemlidir." dedi.
Petrol ve petrol ürünlerinin, mahiyetleri itibarıyla stratejik ürünler olduğuna dikkati çeken Aksu, şunları kaydetti:
"Bu nedenle, tüm tarafların mali ve teknik mevzuata uygun davranmalarını temin edecek tedbirlerin alınması zaruridir.
Her ne kadar kaçak akaryakıtla mücadelede ulusal marker uygulamasına geçilmesi ve yapılan bazı düzenlemeler neticesinde önemli gelişme kaydedilmiş ve başarı elde edilmişse de piyasadaki mükelleflerin bir kısmının alış ve satışlarını kayıt dışı yaptığı, yapılan satışların sahte belgelerle belgelendirilmesi ya da istasyonlardaki ödeme kaydı cihazlarına müdahale edilmesi suretiyle haksız kazanç elde etme yollarının denendiği tespit edilmiştir.
Akaryakıt gibi kaçakçılığın yüksek boyutlara ulaştığı alanlarda yasa dışı gelirlerin izlenmesinin, alınacak idari ve denetim tedbirlerinin yanında gerekli hukuki düzenlemelerin yapılmasıyla mümkün olabileceğini değerlendiriyoruz.
Bu kapsamda öngörülen düzenlemelerin kayıt dışıcılığın önüne geçilmesine, akaryakıttaki sahteciliğin ve vergi kaçağının önlenmesine önemli katkı sağlayacağına inanıyor ve teklifi destekliyoruz."
"Köklü itirazımız yok"
HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç, Türkiye'de adil vergi sistemine ve köklü vergi reformuna ihtiyaç olduğunu söyledi.
Dolaylı vergilerin azaltıldığı, vergi yükünün emekçinin, işçinin, dar gelirlinin, esnafın, çiftçinin sırtından alındığı düzenlemelere mutlaka ihtiyaç bulunduğunu dile getiren Oluç, kanunun geneline çok köklü bir itirazlarının olmadığını ifade etti.
Kobani bahanesiyle düzenlenen eylemlere ilişkin davanın iki gün önce ilk duruşmasının yapıldığını anımsatan Oluç, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Hukuksuz bir iddianame süreç boyunca hazırlanmış oldu. Hukuksuz bir ilk duruşma da gerçekleşti.
Duruşmada en ufak usul ve teknik meseleler bile müzakere yoluyla halledilemedi. Mahkeme heyeti söz vermemek üzerine o kadar yoğunlaşmıştı ki en basit hukuki durumlar bile ayaklar altına alındı.
Bu şekilde devam edilirse adil bir yargılama olmayacağı çok açık bir şekilde hepimizin malumu haline geldi."
CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, teklifin Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı başta olmak üzere kamu kurumlarından ziyade mükelleflere yükümlülükler getirdiğini söyledi.
Düzenlemenin kötü niyetli mükelleflerini hizaya getirmek için yapıldığını ancak iyi niyetli mükelleflerin de mağdur edildiğini öne süren Kuşoğlu, "Devlet olmak, denetleyici olmak bu değil. Devlet vatandaşının, girişimcilerinin ve yatırımcılarının yanında olmalı.
Denetim görevini yerine getirmeyen bir devlet anlayışı olamaz." dedi.
Merkez Bankasındaki "128 milyar doların rezervin eridiği" yönündeki iddialara değinen Kuşoğlu, konunun soruşturulmasını istedi.
Kuşoğlu, birilerinin haksız kazanç elde etmesi veya yolsuzluk yapmış olması durumunda bunların cezalandırılması gerektiğini belirtti.
TBMM Başkanvekili Haydar Akar, teklifin birinci bölümü üzerinde görüşmeler sürerken birleşime ara verdi. Akar, aranın ardından, komisyonun yerine oturmaması üzerine, birleşimi, yarın saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com