ANKARA (AA) - AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde CumhurbaÅŸkanı ve AK Parti Genel BaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan'ın AK Parti milletvekilleriyle bir araya geldiÄŸi toplantı sonrasında basın toplantısı düzenleyerek gündeme iliÅŸkin deÄŸerlendirmelerde bulundu.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın, yeni yılda yapılacak çalışmaları deÄŸerlendirmek üzere milletvekilleriyle bir araya geldiÄŸini belirten Çelik, toplantıya 56 milletvekilinin katıldığını, bu toplantıların 5 grup halinde yapılacağını söyledi.
Toplantıda illerdeki en detay meselelerden ilin genelinin fotoÄŸrafının çekilmesine kadar her türlü meseleye uzandıklarını ifade eden Çelik, toplantının başında CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın deÄŸerlendirmesinin ardından milletvekillerine söz verildiÄŸini aktardı. Çelik, ErdoÄŸan'ın milletvekillerinin deÄŸerlendirmeleriyle ilgili notlar aldığını ve kendi görüÅŸlerini açıkladığını, halledilmesi gereken meselelerle ilgili talimatlarını verdiÄŸini anlattı.
"3-4-5 Nisan tarihlerinde Kızılcahamam'da kamp yapmaya karar verdik." diyen Çelik, bu toplantıların hem iç politika hem dış politikayla ilgili Kızılcahamam kampında oluÅŸturulacak büyük resme dönük hazırlık toplantısı olarak görülebileceÄŸini söyledi. Çelik, "Buradaki tartışmalar kademe kademe en tepeye doÄŸru çıkacak ve Kızılcahamam'da bir ÅŸekilde burada yapılacak çalışmaların neticesi bir büyük resim olarak oluÅŸturulacak." diye konuÅŸtu.
"Birincisinin acısı geçmeden ikincisi içimizi yaktı"Son dönemde üst üste üzücü olaylar yaÅŸandığını hatırlatan Çelik, Van'ın Bahçesaray ilçesindeki çığ felaketinin herkesi derinden yaraladığını belirtti. Çelik, "2 çığ felaketi üst üste yaÅŸadık. Daha birincisinin acısı geçmeden ikincisi içimizi yaktı. Tabii burada olay olduÄŸu andan itibaren ilgili bütün kurumlar seferber edilmiÅŸtir. Ä°lgili bütün kurumların tam bir koordinasyon içerisinde bu çığ felaketine maruz kalan vatandaÅŸlarımıza ulaÅŸması, onların hayatlarını kurtarmaya çalışmasıyla ilgili yoÄŸun bir faaliyet yapılmıştır. Fakat maalesef çok sayıda kaybımız oldu bütün birimlerin gayretlerine raÄŸmen." ifadelerini kullandı.
Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına baÅŸsaÄŸlığı dileyen Çelik, çığ altındakilerin saÄŸ kurtarılması temennisinde bulundu.
Ä°lgili isimlerin olayı bizzat yerinde takip ettiklerini dile getiren Çelik, bu olaya iliÅŸkin üzüntü devam ederken Sabiha Gökçen Havalimanı'nda bir yolcu uçağının yaptığı kazada da can kayıpları yaÅŸandığını anımsattı. Çelik, bu kazada hayatını kaybedenlere de Allah'tan rahmet diledi.
Çelik, konuyla ilgili olarak da çeÅŸitli yorumlar yapıldığını, nihayetinde ilgili kurumların kendi soruÅŸturmalarını yürüttüklerini bildirdi.
Bu konularla ilgili çeÅŸitli mecralarda çok fazla spekülatif ve doÄŸru olmayan haber gördüÄŸünü belirten Çelik, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:
"Bu haberlere itibar edilmemesi gerekir. SaÄŸlık Bakanlığımız, UlaÅŸtırma Bakanlığımız, Ä°çiÅŸleri Bakanlığımız kendi alanları ile ilgili olarak gereken açıklamaları yapıyorlar. Tabii bu üzüntü verici hadiseyle ilgili olarak yüreÄŸimiz yanarken, halen bu konularla ilgili çalışmaları devam ederken, ölüm haberleri, yaralı haberleri konusunda çok hassas olmak gerekir. Hem Bahçesaray ilçesinde gelen çığ felaketiyle ilgili olarak hem uçak kazasıyla ilgili olarak böyle kestirmeden, iyi araÅŸtırılmadan suçlayıcı ifadeler kullanılması, birtakım kiÅŸilerin suçlanması gibisinden bir yaklaşım doÄŸru olmuyor. Orada CumhurbaÅŸkanımızın baÅŸdanışmanı eski milletvekili arkadaşımız biliyorsunuz çığ altından kurtarıldı GülÅŸen Orhan arkadaşımız. Maalesef bu saatlere kadar bir gazetecinin son derece yakışıksız ve vicdansız bir ÅŸekilde çığ felaketine sanki arkadaşımız sebep olmuÅŸ gibisinden hiçbir ÅŸekilde gazetecilik faaliyetiyle izah edilemeyecek bir yaklaşımı oldu. Saatler boyunca insanların çeÅŸitli yorumlar yapmasına sebebiyet veren, haksız, vicdansız, kendisi de yaralanmış bir arkadaşımızı derinden üzen bir yaklaşım oldu. Arkadaşımız kapsamlı bir açıklama yaptı bunlarla ilgili. Zannediyorum arkadaÅŸlarımızın verdiÄŸi bilgiye göre o gazeteci de özür dilemiÅŸ. 'Yanlış bir beyanatta bulundum' demiÅŸ. Ama görüyorsunuz tek bir cümlenin, tek bir haberin çığ felaketi ya da kaza ya da baÅŸka afetlerle ilgili konular söz konusu olduÄŸunda ne kadar önemi var. Ä°nsanların canlarını bir kere daha yakıyoruz. Ä°nsanları boÅŸ yere kaygı ve endiÅŸeye sevk ediyoruz, boÅŸ yere panik oluÅŸmasına sebep olunuyor. O sebeple bunun dili konusunda çok yüksek bir hassasiyet gösterilmesi gerektiÄŸinin bir kere daha altını çiziyoruz."
"Tepki gösterdiÄŸimiz faaliyetlere yenisi eklendi"Avrupa Parlamentosu'nda (AP) Türkiye'nin tepki gösterdiÄŸi faaliyetlere dün bir yenisinin eklendiÄŸini belirten Çelik, yakın zaman önce Yunan bir vekil tarafından Türk bayrağına saygısızlık yapıldığını, Avrupa Parlamentosu'nun bunun gereÄŸini yapması gerektiÄŸini net bir ÅŸekilde ifade ettiklerini söyledi. Çelik, "Avrupa Parlamentosu giderek ırkçıların, faÅŸistlerin bu ÅŸekilde Ä°slam düÅŸmanlığı, Türkiye düÅŸmanlığı yapanların gösteri mekanına dönüÅŸmeye baÅŸlamıştır. Bu tabii Avrupa için kaygı vericidir." dedi.
Avrupa'nın görünmez Berlin duvarlarıyla kuÅŸatıldığını, bu duvarların arkasında son derece görünür bir aşırı saÄŸ, ırkçılık tehlikesinin Avrupa'yı kuÅŸatmaya devam ettiÄŸini dile getiren Çelik, Avrupa Parlamentosu'nun ve diÄŸer Avrupa BirliÄŸi organlarının buna karşı güçlü bir mücadele vermediÄŸini gördüklerini söyledi.
Merkez saÄŸ ve merkez sol partilerin sessizliÄŸinin o partilerin de zemin kaybetmesine yol açtığını belirten Çelik, ÅŸöyle konuÅŸtu:
"Mesela çok uzun zamandır Almanya'da ve diÄŸer yerlerde aşırı sağın yükseliÅŸi ile ilgili uyarılar yapıyoruz, camilere, Müslümanlara, Türklere dönük saldırılar konusundaki uyarılarımızı tekrarlıyoruz. Bakın gelinen noktada ne oldu? Normalde bu uyarılara kulak verilseydi bugün bahsedilen Thüringen eyaletindeki olay olmayacaktı. Bugün eyalet baÅŸkanı seçimiyle ilgili ortaya koyulan tepkilere baÅŸta Merkel olmak üzere baktığınızda Alman demokrasinin, Avrupa'nın en güçlü demokrasinin nasıl tehdit altında olduÄŸunu görüyorsunuz. Eyalet baÅŸbakanı orada iktidar partilerinin ve muhalefet partilerinin ÅŸimdiye kadarki mutabakatının tamamen tersi bir ÅŸekilde AFD denilen ırkçı partinin desteÄŸiyle seçildi. Bir eyalet baÅŸbakanının ırkçı partinin desteÄŸiyle seçilmesi demek Avrupa demokrasileri için bu uyarının ne kadar güçlü bir nitelik taşıdığını gösteriyor."
Avrupa'da demokrasi için bugün tehdidin içeriden geldiÄŸini ifade eden Çelik, aşırı saÄŸcılar, ırkçılar, faÅŸistlerin Avrupa demokrasilerini yıkmak üzere harekete geçtiklerini kaydetti.
GeçmiÅŸte antisemitizm vasıtasıyla Avrupa'ya yapılan kötülüÄŸün, bugün antisemitizmin yerine Ä°slam düÅŸmanlığı konularak yapılmak istendiÄŸini dile getiren Çelik, "Dolayısıyla Avrupa, geçmiÅŸte demokrasisini korumak için antisemitizme karşı güçlü bir duruÅŸ sergileseydi Avrupa demokrasileri korunmuÅŸ olacaktı. O gün bu yapılmadı. Åžimdi bugün aynı hata tekrarlanıyor. Bugün Avrupa demokrasilerini korumanın yolu Ä°slam düÅŸmanlığına ve Türkiye düÅŸmanlığına set çekmektir, bu konuda net bir tavır sahibi olmaktır." deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Demokrasileri tehdit eden aşırı saÄŸcılar, ırkçılar, faÅŸistlerle tehdidin baÅŸladığı yerde mücadele etmek gerektiÄŸini belirten Çelik, "Bu da Ä°slam düÅŸmanlığı ve Türkiye düÅŸmanlığı yapanlara karşı güçlü demokratik tedbirlerin alınmasıyla olur." dedi.
Avrupa'da terör konusundaki çifte standardın da devam ettiÄŸini belirten Çelik, kendilerinin de terör örgütü kabul ettiÄŸi ve Türkiye'ye saldırı gerçekleÅŸtiren örgütlere karşı müsamaha gösterildiÄŸini kaydetti. Çelik, "Daha önce de defalarca uyardık Avrupa Parlamentosu PKK'lı teröristlerin veya baÅŸka teröristlerin gösteri mekanı haline gelmemelidir." deÄŸerlendirmesinde bulundu.
"Avrupa Parlamentosu yine delik deÅŸik hale gelmiÅŸtir"Avrupa BirliÄŸi Bakanı olduÄŸu dönemde, dönemin Avrupa Parlamentosu BaÅŸkanına, parlamento binası içerisinde PKK'lı teröristlerin resimlerinin dayanışma adı altında sergilendiÄŸini söylediÄŸini anlatan Çelik, buna karşılık muhataplarının sürekli olarak tedbir alacaklarını ifade ettiklerini aktardı.
Çelik, ÅŸöyle devam etti:
"Åžimdi görüyoruz ki Avrupa Parlamentosu yine delik deÅŸik hale gelmiÅŸtir. Bu PKK'lı teröristlerin konferans yapabildiÄŸi, konferansa katılabildiÄŸi bir organizasyonun olması, Avrupa Parlamentosunun kendi deÄŸerlerinden uzaklaÅŸması, kendi kendini feshetmesi demektir. Orada Türkiye Büyük Millet Meclisinden bazı parlamenterlerin de katıldığı bu organizasyonda oraya katılanlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin CumhurbaÅŸkanına, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ahlaksız ve çirkin birtakım tehditlerde bulunuyorlar. Kırmızı bültenle aranan PKK elebaÅŸları, Avrupa Parlamentosunun içinde bu konferansı rahatlıkla izleyebiliyor. Bunlar kırmızı bültenle aranan insanlık düÅŸmanı teröristlerdir."
Terör konusundaki bu çifte standardın Avrupa kurumlarında yaÅŸadığı sürece Avrupa'nın kendi demokrasisini korumasının mümkün olmayacağına iÅŸaret eden Çelik, "Dolayısıyla Avrupa Parlamentosu'nun teröre destek vermek ÅŸeklinde hiçbir ÅŸekilde hafife alınmayacak bu faaliyetlerden uzak durması gerekir. Avrupa Parlamentosu terör örgütlerinin propaganda merkezi olmamalıdır. Teröristlerin propaganda merkezi Avrupa Parlamentosu ve Avrupa kurumları olursa demokrasinin korunması konusunda son derece ciddi sıkıntılar ortaya çıkar. Bugün de yaÅŸanan sıkıntıların temelinde bunlar vardır." diye konuÅŸtu.
Milletvekilleriyle gerçekleÅŸtirilen toplantılara iliÅŸkin bilgilendirmelerin devam edeceÄŸini söyleyen Çelik, TBMM'deki çalışmaların da planlandığı gibi sürdüÄŸünü bildirdi.
"ArkadaÅŸlarımız suç duyurularını yapacaklar"CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın eski Genelkurmay BaÅŸkanı Ä°lker BaÅŸbuÄŸ ile ilgili sözleri hatırlatılarak, "BaÅŸbuÄŸ yazılı açıklama yaptı bu açıklamayı nasıl deÄŸerlendirirsiniz? CumhurbaÅŸkanı, milletvekillerinin dava açmasını istemiÅŸti, dava açan milletvekili var mıdır?" ÅŸeklindeki bir soru üzerine Çelik, ÅŸunları söyledi:
"Yarın, arkadaÅŸlarımız suç duyurusunda bulunacaklar. Bu meseleyi sıradan bir mesele olarak görmüyoruz, geçiÅŸtirilecek bir mesele olarak da görmüyoruz. ArkadaÅŸlarımız yarın çalışmalarını yapıp gereken suç duyurularını yapacaklar. Tabii bu emekli askeri bürokratın çeÅŸitli zamanlarda siyasete tepeden bakan, siyaseti aÅŸağılamaya çalışan, Yüce Meclise karşı saygısız beyanlarını çeÅŸitli kerelerde görmüÅŸtük. Tabii ki belli bir zihniyetin temsilcisi ve taşıyıcısı olarak kendi bileceÄŸi iÅŸ, bu düÅŸüncelere sahip olup olmaması. Bizim açımızdan saygıdeÄŸer düÅŸünceler deÄŸil. Fakat bu son durumda farklı bir durum var. 15 Temmuz'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün hedefi olmuÅŸ Yüce Meclisi hedef gösteren açıklamalar yapıyor."
BaÅŸbuÄŸ'un açıklamasına iliÅŸkin kendisine toplantı sırasında bilgi verildiÄŸini hatırlatan Çelik, ÅŸöyle devam etti:
"Sürekli olarak kendisinin maÄŸdur olduÄŸunu söyleyip, arkasından Yüce Meclise, siyasetçilere, beraber çalıştığı BaÅŸbakana ne kadar çok akıl verdiÄŸini, kendisinin ne kadar çok haklı olduÄŸunu ve kendi sorumluluklarından kaçmak için baÅŸkalarının üzerine aslında nasıl sorumluluk attığını ifÅŸa eden birtakım yaklaşımlarda bulunuyor. Yaptığı açıklama, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasama iradesine, Anayasa'nın 83'üncü maddesi ile dokunulmazlık verilmiÅŸ yüksek iradeye bir saldırıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi mensuplarını getirdikleri bir yasa yüzünden kimse Fetullahçı Terör Örgütü'nün yanına yazamaz. Dolayısıyla arkadaÅŸlarımız buna bu güçlü karşılığı verecekler."
"Demokrasiyi sindirememekle ilgili bir ÅŸey"Türk Silahlı Kuvvetlerinin başında olan Genelkurmay BaÅŸkanlarının yaptığı görevin son derece önemli ve saygıdeÄŸer olduÄŸuna dikkati çeken Çelik, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:
"KiÅŸiler, emekli olduktan sonra kendilerinin hiçbir ÅŸekilde demokratik bir anlayışla akılla izah edilemeyecek birtakım fikirlerini ortaya savurup ondan sonra da 'Genelkurmay BaÅŸkanlığı yaptım' diyerek bu makamın arkasına sığınamazlar. Bu Genelkurmay BaÅŸkanlığı makamına da Türk demokrasisine de saygısızlıktır. Genelkurmay BaÅŸkanlığı makamını da kendi birtakım kiÅŸisel inisiyatifler için istismar etmek anlamına gelir. Biz böyle deÄŸerlendiriyoruz. 15 Temmuz'da Fetullahçı Terör Örgütünün hedefi olmuÅŸ Meclisi hedef gösteren bir yaklaşımdır. Bütün dünya demokrasilerinde olan asker kiÅŸilerin sivil mahkemelerde yargılanması ile ilgili olarak yapılan düzenlemelerin bu kiÅŸi tarafından sindirilemediÄŸi açık ve net bir ÅŸekilde görülüyor. Bu demokrasiyi sindirememekle ilgili bir ÅŸeydir."
Bazılarının bu tür yaklaşımları savunurken, "FETÖ'den maÄŸdur oldu" ya da "Daha önce bu ÅŸeyleri söylemiÅŸti" gibi ifadeleri kullandıklarını belirten Çelik, "Åžimdi bir insan belli bir darbe giriÅŸiminden maÄŸdur olmuÅŸsa bu onun her söylediÄŸinin bir dokunulmazlığı olacağı anlamına gelmez. Bir vesayet biçiminden maÄŸdur olan kiÅŸinin baÅŸka vesayet biçimlerini teÅŸvik eder, cesaretlendirir ÅŸekilde konuÅŸmaması lazım. Bir darbe giriÅŸiminden, bir darbe giriÅŸimi yapmış bir organizasyondan maÄŸdur olan kiÅŸinin onların temsil ettiÄŸi vesayete karşı çıkarken baÅŸka tür vesayet biçimlerine teÅŸvik etmemesi, cesaretlendirmemesi lazım. Daha sonra yani siz bir ÅŸey söylediÄŸinizde de bunun karşısında doÄŸruları duyacaksınız." deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Bu tartışmanın alelusul bir tartışma olmadığını bunun Türk demokrasinin temeli ile ilgili bir tartışma olduÄŸunu vurgulayan Çelik, "Åžahsın söylediÄŸi, kendi kiÅŸisel görüÅŸleri olabilir ama temsil ettiÄŸi zihniyet bu bahsettiÄŸim cesaretlendirici, teÅŸvik edici yaklaşımın yeni bir örneÄŸi olarak önümüze gelmiÅŸtir. Daha sonra cevap verirken diyorlar ki kendisine dava açılması ile ilgili sürece 'Bu Fetullahçı Terör Örgütünü sevindirir.' Yani Fetullahçı Terör Örgütü ya da bir baÅŸkası, biz vesayetin tüm biçimlerine karşıyız. Yüce Meclisi ya da sivil siyaseti aÅŸağılayan bir yaklaşım vesayetle mücadele ya da Fetullahçı Terör Örgütü ile mücadele gibi bir anlama gelmez." dedi.
FETÖ ile mücadele görüntüsü adı altında eski vesayet biçimlerini meÅŸrulaÅŸtırmak gibi bir yaklaşım olduÄŸunu gördüklerini dile getiren Çelik, "Asıl 'FETÖ'yü sevindirir' dedikleri husus esasında budur. Yani FETÖ'yü sevindirecek esas yaklaşım nedir? FETÖ'yü sevindirecek esas yaklaşım 15 Temmuz'da FETÖ'nün hedefi olmuÅŸ yüce Meclisi hedef almaktadır, gazi unvanı taşıyan yüce Meclisi haksız yere itham etmektir FETÖ'yü sevindirecek olan. Yüce Meclis'i haksız yere itham ederken Meclis'in ve milletvekillerinin yasama dokunulmazlığına dönük olarak bu baskı altına alınmaya çalışan, bu saldırgan ifadeleri kullanmaktır. Sivil-asker iliÅŸkilerinde demokratikleÅŸme çıtasını yükselten bir düzenlemeyi hedef almaktır." ifadelerini kullandı.
Bu zihniyetin temsilcilerinin Türkiye'de yapılan her demokratik düzenlemeyi, Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı bir düzenleme gibi sunma ÅŸeklinde öteden beri bir gayret içerisinde olduklarını dile getiren Çelik, ÅŸunları kaydetti:
"Asıl Türk Silahlı Kuvvetlerine yapılan haksızlık budur. Türk Silahlı Kuvvetleri demokrasiye baÄŸlı bir kurumdur. Her demokratik düzenlemeyi bu zihniyetin temsilcileri Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı yapılmış gibi bir ÅŸey gösterdiklerinde aslında Türk Silahlı Kuvvetleriyle demokrasiyi karşı karşıya koyan maalesef çarpık bir zihniyeti bir kere daha ifade etmiÅŸ oluyorlar. Dolayısıyla bizim dediÄŸimiz açıktır, bir yasal düzenlemenin neticesinde yasal düzenlemeyi, demokratik standartları yükselten bir yasal düzenlemeyi 'birisi istismar etti, etmedi' diyerek o yasal düzenlemenin altında imzası bulunan arkadaÅŸlarımızı hedef göstermek gibi yaklaşımın tabii ki kanunlar çerçevesinde ve siyasi çerçevede bir karşılığı olacaktır. Biz, siyaseten cevabını veriyoruz, arkadaÅŸlarımız yarın suç duyurusunda bulunacaklar."
"Aynı hatayı tekrar ediyorlar"Ä°lker BaÅŸbuÄŸ'un, açıklamalarıyla bazı AK Partilileri itham ettiÄŸini belirten Çelik, söz konusu yasanın, 4 partinin mutabakatı olduÄŸu için hızla yasalaÅŸtığına dikkati çekti.
"Yasaların meÅŸruiyetini hangi hızla geçtiÄŸiyle mi ölçeceÄŸiz?" diye soran Çelik, "(Birileri o yasa teklifine destek vermiÅŸti ama daha sonra bundan vazgeçtiklerini beyan ettiler) diyor. Aslında bu bir itiraftır. Kim, hangi telkinle ya da hangi davranış deÄŸiÅŸikliÄŸiyle bundan vazgeçmiÅŸtir bilemeyiz. O davranış deÄŸiÅŸikliÄŸini arkasında ne vardır? O baÅŸka bir konudur, onu araÅŸtırmak isteyen kendisi araÅŸtırır. Ayrıca bir yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilip edilmemesi de onun meÅŸruiyetine gölge düÅŸürmektir. Yüce Meclise saldıracak bir husus buradan üretilemez. Anayasa Mahkemesi iptal etmiÅŸse daha sonraki Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸiyle gereken yapılmıştır. Sivil-asker iliÅŸkilerindeki demokratikleÅŸme çıtası yükseltilmiÅŸtir." ifadelerini kullandı.
Ömer Çelik, ÅŸöyle devam etti:
"Hem milletimize saygıdan bahsedeceksiniz hem Türk Silahlı Kuvvetlerine saygıdan bahsedeceksiniz hem de yüce milletimizi temsil eden Meclis iradesine dil uzatacaksınız. Üstelik de bunu (Emekli Genelkurmay BaÅŸkanıyım) diye Türk Silahlı Kuvvetleri adına konuÅŸuyormuÅŸ gibi yapacaksınız. Bu milletimize haksızlıktır, Meclisimize saygısızlıktır, Türk Silahlı Kuvvetlerine saygısızlıktır. Kimsenin böyle bir yetkisi yok, kimsenin böyle bir misyonu yok. KiÅŸiler konuÅŸur, çeÅŸitli fikirleri söyler. Siyaseten de gereken cevap verilir.
(Bizim sorumluluklarımız var) diyorlar, bizim de sorumluluklarımız var. Tabii o sorumlulukları kim onlara vermiÅŸ, onu bilemiyoruz. Biz kendi sorumluluÄŸumuzu yerine getiriyoruz. Demokrasiye dönük, Meclise ve yasama dokunulmazlığına dönük böyle bir saldırı olduÄŸunda buna cevap veriyoruz. Bu sıradan bir cümle deÄŸil. Bu öteden beri, Türkiye'de 1960 Ä°htilalinden beri vesayetçilerin kullandığı ÅŸablonlardan bir tanesi."
YaÅŸanan olaylardan sonra "demokratik zihniyette belli bir sıçrama olmuÅŸtur" diye düÅŸünürken bazılarının yerinde saydığını, eski vesayet zihniyetini dillendirdiÄŸini, bununu için fırsat kolladığını ifade eden Çelik, kimsenin Türk Silahlı Kuvvetleri adına böyle bir konuÅŸmayı yapamayacağını söyledi.
AK Partililerin hukuki yollara baÅŸvuracağını aktaran Ömer Çelik, "(Bu da FETÖ'yü sevindirir) demek yine aynı mantığın bir devamı. Yani kendilerini baÅŸka bir meÅŸruiyet alanı içerisinde tanımlayıp kendilerine karşı olan herkese terör örgütü yandaşı olarak etiketlemek gibisinden aynı hatayı tekrar ediyorlar." dedi.
Çelik, FETÖ ile mücadelenin, her yerden kazanıncaya kadar hukuk içerisinde bir devlet mücadelesi olarak devam edeceÄŸini belirtti.
Bu ÅŸekildeki yaklaşımlarla FETÖ ile mücadeleyi sulandırarak eski vesayet biçimlerini canlandırmaya çalışmanın FETÖ ve benzeri cunta zihniyeti yaklaşımlara cesaret vermek olacağını vurgulayan Çelik, ÅŸöyle devam etti:
"Dün bir vesileyle baÅŸka bir meseleye baktım. Daha önce bu ÅŸahıs Darbe Komisyonuna çağırılıyor. Komisyonda, Milletvekilimiz Ravza Kavakçı Hanım kendisine 28 Åžubat'ta ilgili sorular soruyor. Orada da aslında bu saygısızlığın yeni bir ifadesini görüyorsunuz. Bir milletvekilinin sorduÄŸu soru karşısında (Bana bu soruları sormayın, ben burayı terk ederim) gibisinden bir yaklaşım sergiliyorlar. Bu zihniyet bellidir, kendini Meclisin üstünde görür, sivil siyasetin üstünde görür. Sureti haktan gözükerek, demokrasiyi savunuyormuÅŸ gibi yaparak baÅŸka bir zihniyeti temsil ederek hayatlarını sürdürüyorlar. Mesele nedir? Böyle bir yaklaşım ortaya koymuÅŸsunuz, bunun arkasında duruyorsunuz. ArkadaÅŸlarımız da hukuki bunun tabii ki karşılığını verecekler. Biz de siyasi olarak cevabını veriyoruz. Yapılan o düzenlemelerin hepsi doÄŸrudur. Türk demokrasisinin standartları yükseltmiÅŸtir. Aynı zamanda Türk demokrasisinin standartlarını yükseltirken Türk Silahlı Kuvvetleri'nin istismarını da ortadan kaldırmıştır, Türk Silahlı Kuvvetlerinin saygınlığını da yükseltmiÅŸtir."
"Genelkurmay BaÅŸkanlığını hiç kimse istismar etmesin"Düzenlemeyle Türk Silahlı Kuvvetlerinin saygınlığına yönelik birtakım saldırıların da önüne geçildiÄŸini belirten Çelik, "Genelkurmay BaÅŸkanlığını hiç kimse istismar etmesin. Herkes yaptığı görevin sorumluluÄŸunu, kendi hesabını kendisi verir. BaÅŸkalarını, kendi döneminizle ilgili suçlamaya baÅŸlarsanız sizin döneminizin de aynı ÅŸekilde irdeleneceÄŸini, deÄŸerlendirileceÄŸini beklemeniz lazımdır." diye konuÅŸtu.
Çelik, yapılan açıklamanın bütün Genelkurmay BaÅŸkanlarına ve Genelkurmay BaÅŸkanlığı makamına da saygısız bir yaklaşım olduÄŸunu belirterek, ÅŸunları kaydetti:
"Ayrıca FETÖ ile mücadele üzerinden, açık ve net bir ÅŸekilde altını çiziyoruz, kimse baÅŸka bir vesayet biçimine yeniden yerleÅŸikleÅŸtirmeye, canlandırmaya, teÅŸvik etmeye kalkmasın. Biz bunlara sonuna kadar cevabını veririz, bu herhangi bir mesele deÄŸildir. Bu Türkiye'nin geride bıraktığı, acılı birtakım dönemlerin temsilcisi olan bir zihniyete karşı milletimizin geleceÄŸi için, demokrasimizin geleceÄŸi için sürdürülmesi gereken bir mücadeledir."
"Hepimizin ortak iradesi olarak bu suç duyurusu yapılacak"Suç duyurusunun kapsamı sorulan Ömer Çelik, ÅŸu yanıtı verdi:
"Biz iki unsura da saldırı olduÄŸunu düÅŸünüyoruz. Yüce Meclisin içerisinde görev yapmış deÄŸerli milletvekillerini bir terör örgütünün destekçisi gibi göstermek. Ä°kincisi de yüce Meclisin yüksek yasama faaliyetini bir saldırı olarak deÄŸerlendiriyoruz. Ä°simlerle ilgili hukuki çalışmayı arkadaÅŸlarımız yarın sabah yapacaklardır. CumhurbaÅŸkanımızın ifadesi, AK Parti'nin ortak iradesi olarak ortaya çıkacak bir suç duyurusu olacaktır. Burada hem altında imzası olan arkadaÅŸlarımız ve diÄŸer milletvekili arkadaÅŸlarımız, bunların nasıl ve hangilerinin baÅŸvurması gerektiÄŸi ilgili toplantı yarın sabah arkadaÅŸlarımız yapacaklar ve yarın bu suç duyurusu gerçekleÅŸtirecekler. Ama 2009'da görev yapsın yapmasın o isimleri kapsasın, kapsamasın netice itibariyle hepimizin ortak iradesi olarak bu suç duyurusu yapılacaktır."
"Hava emniyeti en yüksek standartlarda""Dün meydana gelen uçak kazasıyla ilgili Sabiha Gökçe Havalimanı'nda yapım aÅŸamasında olan ikinci pistin tamamlanmamasıyla ilgili eleÅŸtiriler var. Bunu nasıl deÄŸerlendirirsiniz? Kazayla ilgili son geliÅŸmeler neler?" sorusu üzerine Çelik, SaÄŸlık Bakanı Fahrettin Koca ile UlaÅŸtırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan'ın açıkladığı bilgilere ek bir bilginin bulunmadığını söyledi.
Havacılığın, kiÅŸisel inisiyatiflerle yürütülmeyecek yüksek standartlara sahip bir konu olduÄŸuna dikkati çeken Çelik, "Ne pistle, ne baÅŸka bir alanla ilgili havacılık emniyetini riske atacak herhangi bir durum söz konusu deÄŸil. Böyle bir durum söz konusu olsa, zaten bunlar bakıma alınır ve uçuÅŸa kapatılır. Bakımlar her zaman yapılıyor zaten." dedi.
Çelik, pistlerin ve diÄŸer unsurların sürekli bakımlarının yapılmasının havacılık faaliyetinin bir gereÄŸi olduÄŸuna iÅŸaret ederek, ÅŸunları kaydetti:
"Orada bu yapılan açıklama, yeni pistin gerekliliÄŸiyle ilgili bir açıklamadır. Yoksa herhangi bir ÅŸekilde (Bu pist güvenli deÄŸil, uçuÅŸ güvenliÄŸi yok) diye bir ÅŸey söz konusu deÄŸil. Türkiye'deki bütün havayollarının denetimleri en yüksek standartlarda yapılıyor. Türkiye'de hava emniyeti en yüksek standartlarda denetleniyor. Bu uluslararası kuruluÅŸların da teyit ettiÄŸi bir konudur. Bu kaza, kendi baÄŸlamı içerisinde deÄŸerlendirilmesi gereken bir kaza. Onun sebebi de açık bir ÅŸekilde ortaya çıkacak, soruÅŸturmalar neticesinde göreceÄŸiz. Biz de bunu ayrıntılı bir ÅŸekilde paylaÅŸacağız."
"AK Parti'den ayrılıp yeni parti kurmaya çalışan bazı isimler var. Toplantınızda bu konu gündeme geldi mi? CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın milletvekillerine (hem Meclis çalışmalarına hem de bölgelerinizdeki çalışmalarınıza devam edin) talimatları vardı. Spesifik olarak böyle bir talimatı oldu mu?" sorusuna Çelik, "Hiçbir arkadaşımız bu konuyu gündeme getirmedi. CumhurbaÅŸkanımızın da gündeminde yoktu. Hiçbir milletvekili arkadaşımız da iliyle ya da yaptığı siyasi faaliyetlerle ilgili bu konuya iliÅŸkin bir deÄŸerlendirme yapmadı." yanıtını verdi.