USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Siyaset

AK Parti'den Mecliste 'kapalı oturum' teklifi

AK Parti TBMM Grup Başkanı Bostancı, TBMM Başkanlığına, Meclis Genel Kurulunda 3 Mart Salı günü kapalı oturum yapılmasını ve Milli Savunma Bakanı Akar'ın Meclisi bilgilendirmesini teklif edeceklerini bildirdi.

AK Parti'den Mecliste 'kapalı oturum' teklifi
28-02-2020 19:52
Google News
TBMM

AK Parti TBMM Grup Başkanı Naci Bostancı, Meclis'te gazetecilere, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nin, Astana ve Soçi mutabakatları kapsamında Rusya, İran ve Türkiye tarafından anlaşma altına alındığını, anlaşmayla Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) gözlem noktalarını oluşturduğunu dile getiren Bostancı, anlaşmanın özünün, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde askeri değil, siyasi yöntemlerle çözüm sağlanması, insani dramlara son verilmesi ile Suriye'nin başka yerlerinde yaşanan çok acı verici tabloların İdlib'de tekrar edilmemesi olduğunu belirtti.

Son dönemlerde rejim unsurlarının, İdlib'de, "Teröristlerle mücadele ediyoruz." adı altında sivil halka saldırılar düzenlediğini anımsatan Bostancı, "Hedef gözetmeksizin, herhangi bir kesimi ayırmaksızın, çoluk çocuk, kadın ihtiyar demeksizin okulların, hastanelerin hedef alındığı, daha önceden de Suriye'de öteden beri ortaya koydukları en temel insan haklarıyla çelişir bir askeri seçenekle İdlib'de alana girdiler." dedi.

Bu nedenle Türkiye sınırına doğru milyonu geçen yeni bir göç dalgasının ortaya çıktığını söyleyen Bostancı, Türkiye'nin, Astana ve Soçi mutabakatları kapsamında, pozisyonunu açıklayarak rejimin saldırılarına son vermesi ve eski sınırlarına dönmesi yönünde çağrı yaptığını, pozisyon aldığını anlattı.

Bostancı, Türkiye'nin, bunun yapılmaması durumunda ise bunu gerçekleştirmek için her türlü seçeneği kullanacağını ifade ettiğini aktardı.

Bu kapsamda birtakım olayların, operasyonların bir süredir yaşandığını belirten Bostancı, şöyle konuştu:

"Kahraman askerlerimiz sivil halkı korumak, mutabakatların özünün sahadaki intikalini sağlamak amacıyla saldırgan rejim unsurlarına karşı gereken askeri tedbirleri almışlardı. Bu çerçevede gerilimler ve çeşitli küçük çaplı çatışmalar yaşanırken, özellikle Suriye Milli Ordusu ile rejim unsurları arasında yoğun çatışmalar yaşandı. Gözlem noktalarına intikal eden Türk Silahlı Kuvvetlerine ait bir konvoy rejim uçakları tarafından vuruldu ve dün akşam itibarıyla 33 şehidimiz oldu. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum."

"Türkiye'nin İdlib'deki pozisyonu belli"

Milli Savunma Bakanı Akar'ın bölgede olduğunu, konuya ilişkin detaylı açıklamaları yaptığını hatırlatan Bostancı, Türkiye'nin, İdlib'deki pozisyonunun belli olduğunu vurguladı.

Bostancı, Türkiye'nin, Suriye'nin toprak bütünlüğünü esas aldığını, "Suriye Suriyelilerindir. Suriye'deki insanlarındır." anlayışıyla hareket ettiğini belirterek, "Türkiye, Suriye'yi insansızlaştırma politikalarına ve bu istikamette askeri seçeneklere itiraz eden, uluslararası hukuku esas alan bir yaklaşımla, Suriye'deki pozisyonunu muhafaza ediyor." dedi.

Türkiye'nin, insani bir dramı engellemeyi, milyonlarca insanın yeniden yerinden yurdundan edilerek, kışta kıyamette yollara düşmesine mani olmayı amaçladığını anlatan Bostancı, "Pozisyonumuz bellidir. Türkiye, çok akılcı, rasyonel ama hedeflerini esnetmeden, hedeflerinin ne olduğunu açıklıkla ortaya koymuş ve bu çerçevede bir stratejiyle yürüyen politikaya sahiptir." diye konuştu.

AK Parti'den "kapalı oturum" talebi

Yaşanan gelişmeler karşısında kapalı oturum yapılmasını uygun gördüklerini bildiren Bostancı, "Meclisin acilen toplanmasını gerektirecek bir durum söz konusu değil. Bu yüzden bugün kendi önerimizi de Meclis Başkanlığına ileteceğiz. Teklifimiz, Meclis açıldığında salı günü kapalı oturumun yapılması ve Sayın Milli Savunma Bakanının Meclisi bilgilendirmesidir." ifadelerini kullandı.

"Meclisin demokrasinin kalbi, millet iradesinin tecelli ettiği yer" olduğunun altını çizen Bostancı, önemli gelişmelere ilişkin bilgi paylaşımının, kendilerinin her zaman yaklaşımları olduğunu kaydetti.

Daha önce Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, Libya meselesine ilişkin Meclis'te bilgi paylaşımı yaptığını hatırlatan Bostancı, şöyle devam etti:

"Bu gelişmeler olmasaydı, Elazığ ve Malatya depremiyle ilgili yaşanan duruma ilişkin yine bir bilgi paylaşımını planlıyorduk. Fakat mevcut gelişmeler çerçevesinde bunu paranteze almak durumunda kaldık. Bugün şehitlerimizin varlığı ve İdlib'deki durum hiç şüphesiz Genel Kurulla, saygıdeğer milletvekilleriyle, diğer partilerle paylaşılması gereken bir durumdur. Bunun Genel Kurulda da ifade edilmesi gerekir.

Sayın Milli Savunma Bakanı şüphesiz kendi hazırlığını yapacak, değerlendirmesini sunacaktır ama bunun kapalı bir oturumda yapılması ve serbest şekilde konuşulması esastır. Meclisin olağan çalışma takvimi içinde bu planlamanın uygun olacağını düşünüyoruz. Teklifimizi şimdi Meclis Başkanlığına, salı günü de Genel Kurulun takdirine sunacağız."

"Bir tezkereye ihtiyaç yok"

Yeni bir tezkereye ihtiyaç olup olmadığı sorusu üzerine Bostancı, "Halihazırda bir tezkereye ihtiyaç yok. Çünkü Türkiye'nin pozisyonu belli. Bu pozisyon da daha önceki tezkere, uluslararası hukuk esasında ve uluslararası mutabakatlar çerçevesinde yürüyor." dedi.

"Türkiye'nin daha fazla mülteciyi kaldırması mümkün değil"

Suriye iç savaşının başladığı 2011'den bugüne kadar mülteci sayısının 4 milyonu geçtiğini hatırlatan Bostancı, şunları söyledi:

"Türkiye'nin daha fazla mülteciyi kaldırması mümkün değil. 3,7 milyon mülteciden bahsediyoruz. Avrupa'daki kimi ülkelerin 50 mülteciyi kabul ederken ne derin tartışmalar yaşadığını biz de biliyoruz, dünya kamuoyu da biliyor. Mülteciler bizim tercihimiz değil, bu coğrafyanın mevcut şartların ortaya çıkarttığı bir durum, insani bir ödev ve Türkiye'nin bu çerçevede üstlendiği yükümlülükler var. Bunlar insani bir ödev olduğu için sorumluluk, yükümlülük de esasen bu kavram çerçevesinde her zaman duyarlılık bildiren, bunu esas aldığını söyleyen, siyasetlerini ve kültürünü bunun üzerine bina ettiği konusunda çok sağlam bir müktesebatı bulunduğunu ifade eden çevrelerin de dikkat etmesi, ortak olması gereken bir durumdur. Mültecilerin büyük kısmı Türkiye'de kalmak için değil, buradan başka ülkelere, Avrupa'ya gitmek için geliyorlardı. Çeşitli anlaşmalarla Türkiye'deki ikametleri uzamıştı. Avrupa'nın şunu anlaması lazım; mülteciler konusunda Türkiye'de bıçak kemiğe dayanmıştır yani istiap haddi dolmuştur. Bu durumu onların değerlendirmesi gerekir."

Naci Bostancı, "Savaş ilanı düşünülüyor mu?" sorusuna ise "Halihazırdaki tezkere çerçevesinde faaliyetler devam ediyor. Yeni bir tezkereye, bu manada farklı bir yaklaşıma halihazırda ihtiyaç yok. Olursa zaten paylaşırız ama şu anda böyle bir ihtiyaç mevcut değil. Yapacağımız, bir bilgilendirme toplantısıdır." diye konuştu.

Soçi mutabakatının devam edip etmediğine ilişkin soruya Bostancı, "Benim bildiğim, alttaki mürekkepler daha kurumadı. Anlaşmalar acaba ertesi gün yırtılmak üzere mi yapılıyor? O zaman uluslararası alanda anlaşma yapmanın mantığı ne?" karşılığını verdi.

"Muhalefetin böyle bir toplantı talep etmesi normal"

Muhalefetin, kapalı oturum talep etmesinin normal olduğunu vurgulayan Bostancı, "Meclisin çalışma usulleri bellidir. Kanaatimiz çok acil bir toplantıya ihtiyaç olmadığıdır. Dolayısıyla salı günü, esasen CHP'nin de diğer partilerin de partimizin de talebinin karşılandığını düşündüğümüz gizli oturumu gerçekleştireceğiz." diye konuştu.

"Bu süreçte liderlerle görüşme trafiği olabilir mi?" sorusu üzerine Bostancı, "Bilemiyorum. Kamuoyuna intikal eden tarafıyla Sayın Bahçeli ile Sayın Meral Akşener ile görüşmeler yapılmış. Böyle bir görüşme olursa zaten hepimizin haberi olur." dedi.

"Doğmamış çocuğa don biçmek uygun değil"

"Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne göre, savaş tehdidi kapsamında boğazların kapatılması söz konusu olabilir mi?" sorusuna Bostancı, "Doğmamış çocuğa don biçmek uygun değil. Halihazırda ortada bir durum var. İlgili çevreler, olası senaryoları düşünür ama bunları kamuoyunda speküle etmek uygun bir yöntem değil." yanıtını verdi.

Naci Bostancı, "Meclisin savaş kararı alma durumunun söz konusu olup olmadığı" sorusu üzerine de şunları kaydetti:

"Sayın Cumhurbaşkanımız yaşanan çatışmalara ilişkin bir tanım getirdi. Bu, hukuki bir tanım değil. Bir politika değişikliğine işaret eden tanım da değil. Zaten öyle bir şey olsa takdir edersiniz ki Meclis daha düne kadar çalışıyordu. Gerekenler yapılırdı veya biz hemen Meclisin acil toplantıya çağrılmasını isterdik. Böyle gizli senaryolar kurmak yerine açık, aleni şekilde işlerin nasıl yürüdüğünü görmek lazım. 'Meclis çok acil şekilde toplanmalı ve durumu değerlendirmeli' şeklinde bir yaklaşımımız yok. Salıya kadar birtakım görüşmeler, değerlendirmeler de muhakkak olacaktır. Bütün bunları Milli Savunma Bakanı, salı günü Genel Kurula aktaracaktır."

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ