USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Kültür Sanat

'Ağlatmanın kolay, güldürmenin zor olduğunu biliyoruz'

"Yanık Devrem" oyununun yazarı Hale Canat Cürgül, oyunun annesiz bir evde evlatları için fedakarlıklar yapan bir babanın yaşadıklarını anlattığını belirterek, "Ağlatmanın kolay, güldürmenin zor olduğunu biliyoruz." dedi.

'Ağlatmanın kolay, güldürmenin zor olduğunu biliyoruz'
10-10-2018 17:17
Google News

İSTANBUL - Ahmet Esad Şani

Bugüne kadar "Yürekteki Güç", "Oyuncakçı Dükkanı" gibi çocuk oyunlarının yanı sıra "Şehidin Türküsü", "Bana Mahşeri Anlat", "Sıradışı Martı" gibi yetişkin oyunlarını da sahneleyen Yakaza Tiyatrosu ekibi AA muhabirine konuştu.

Hale Canat Cürgül'ün yazıp Erol Karaduman'ın yönettiği ve 15 Ekim'deki prömiyerinde izleyiciyle buluşacak "Yanık Devrem" oyununa ilişkin değerlendirmede bulunan Cürgül, tiyatro ve sinema yazarlığına her zaman ilgi duyduğunu ve 2 yıl önce sahnelenen "Sıradışı Martı" oyunuyla bu arzusunu gerçekleştirdiğini, oyunun geri dönüşlerinin de çok iyi olduğunu ifade etti.

Aynı zamanda tiyatro sanatçısı, şair ve yazar Hasan Nail Canat'ın kızı olan Canat Cürgül, bir aile geleneği olarak işin mutfağında yetiştiğini ve yaklaşık 20 yıldır sahne sanatları ve tiyatroyla ilgilendiğini söyledi.

"Sıradışı Martı" oyunundan sonra komedi üzerine bir çalışma yapmak istediklerini ve "Yanık Devrem"in bu düşünceler sonrasında ortaya çıktığının belirten Canat Cürgül, şunları kaydetti: "Sıradışı Martı" oyunu eşim Birol Cürgül'ün başrolde oynadığı, Fatih Mehmet Koç’un yönettiği, daha çok kendi iç dünyamıza ışık tutan, toplumla problemlerimizi ve kendi içimizde yaşadığımız sıkıntıları gerek durum komedisi gerekse dramatik bir dille anlatan bir oyundu. Edebi bir metin olarak çalıştım. Türk toplumu olarak nelere gülüyoruz? Bunun eleştirileri ve araştırması benim için bir başlangıç noktası oldu."

"Babaların bir kenarda mahzun kaldığını görüyoruz"

Komedi yazmanın gerçekten zor olduğunu vurgulayan Hale Canat Cürgül, "İnsanları ağlatmanın kolay ve güldürmenin zor olduğunu biliyoruz. Hedefimize ne kadar ulaşırız, yaklaşırız bunu kestirmek zor. İyi-kötü tedavi edici her türlü eleştiriye açık olarak bu alanda bir yaraya merhem olacak ufacık bir haslet bizde barınıyorsa, bunu insanlarla, çevremizle, sanatseverlerle paylaşabilmek adında elimizden geleni yapmaya her zaman hazır olacağız." dedi.

"Sıradışı Martı" oyununu yazarken, sonbaharda gittiği Eyüp Sultan'daki bir kafede ayakkabılarını çıkarıp uzun süre yere bastıktan sonra üşümenin vücudunu sarmasını bekleyip, bu şekilde üşüyen bir adamı kaleme aldığını anlatan Canat Cürgül, şunları söyledi: "Bu oyunu yazarken de hep o geldi aklıma. Çünkü hissetmeden yazamıyorsunuz. Oynayan ekip tamamen erkeklerden oluşuyor. Bir erkek nasıl konuşur, nasıl tepki verir, ne yapar bunları gözlemlemek çok önemli. Öncelikle çok gözlem yaptım, araştırmalar yaptım. Bizim insanımızın kendi kalitesine uygun, ahlaki sınırlar içinde, gülebilecekleri bir şeylere rastlamaları gerektiği kanaatindeyim. Bir hafta sonu komedi izlemek için tiyatroya giden aileler rahatsız olmadan ve çocuklarından utanmadan, çocukların da çirkin şeyler öğrenmeden evlerine dönüp 'bugün de çok eğlendik fakat yine heybemiz dolu döndük' diyebilmeleri için yazmaya başladım."

Canat Cürgül, "Yanık Devrem" oyununda mesaj verme yerine 'biz kimiz ve nasıl bir aile yapımız var' üzerine düşündürmeyi amaçladıklarını dile getirerek, "Şu an gündem olan annelik ve kadınlar üzerinden bazı açılımlara gidiliyor. Ama babaların bir kenarda mahzun kaldığını görüyoruz. Bu oyunda bir baba karakterimiz var. Annesiz bir ev bu, evde babanın evlatları için kendisini heder etmesini izliyoruz. Bunun içinden komedi durumları da yaşıyoruz. Ve akabinde kendi ailesi için fedakârlık etmiş babayla birlikte evlatların doğru yolu bulmak için adımlar atışını görüyoruz. Kendi toplumumuza, kendimize ayna tutuyoruz. Bizim başka cephelere bakmadan önce kendimizi çok iyi tanımamız gerekiyor. Bu oyunu yazmadan önce tek odaklandığım şey biz kimiz olgusuydu." ifadelerini kullandı.

"Gerçek bir aile komedisi doğdu"

Oyunun yönetmenliğini üstlenen Erol Karaduman, tiyatro ile tanışıklığının 1980'de İstanbul belediye konservatuarıyla başladığını, kısa bir süre değişik gruplarda oynadıktan sonra şu an birlikte oynadığı grupla tanışana kadar tiyatrodan uzun süre ayrı kalmak zorunda kaldığını söyledi.

"Müthiş bir elektrik oldu, aile ortamı doğdu." diyen Karaduman, çocuk oyunlarıyla başladıklarını, sonrasında ağır bir drama olan "Bana Mahşeri Anlat" ve hemen akabinde "Sıradışı Martı" ile devam ettiklerini, yaklaşık 10 yıldır birlikte çalıştıklarını ifade etti.

Karaduman, iki drama oyunundan sonra oyuncuların komedi türü bir yapımda yer almak istediği, oyunun yazarı Hale Canat Cürgül'ün de bunu görerek "Yanık Devrem" oyununu yazdığı değerlendirmesine bulundu.

Seyircinin oyunda klasik tiyatroyu yaşarken, geleneksel Türk tiyatrosundan da motifler bulacağını dile getiren Karaduman, şunları söyledi: "Seviyeli komedinin çok çok az olduğu günümüzde gerçek bir aile komedisi doğdu. Çok iddialıyız bu konuda. Seyirciler kendi yaşamlarından noktalar bulacaklar. Düzgün, seviyeli, ailece izlenebilecek bir komedi, tüm seyirciyi bekliyoruz."

"Gayri ahlaki bir şeyi sahneye koymadan da komedi yapılabilir"

Yakaza Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni ve oyuncu Birol Cürgül ise sanat yaşamına 1994'te Hasan Nail Canat'ın "Adım Sahnesi"nde usta-çırak ilişkisiyle başladığını hatırlatarak, "Rahmetli üstadımızın vefatından sonra 2005 yılında Yakaza Tiyatrosu'nu kurduk. Yıllardır birlikte sahne aldığımız arkadaşlarımızla birlikte yola devam edelim istedik." dedi.

Çocuk oyunları ve çeşitli sahne gösterilerinin ardından son 5-6 sezondur yetişkin oyunlarını ön plana çıkarmak istediklerini belirten Cürgül, şunları söyledi: "Genellikle yerli oyunları tercih ediyoruz. Kültür-sanat alanında özellikle de tiyatroda yerlilik noktasında sıkıntılarımız olduğunu görüyoruz. Yabancı oyunların da elbette çok kıymetli ve değerli olanları var, onların yeri ayrı. Ama biz kendi kültürümüzü, kendi sanatımızı, kendi yaşam biçimimizi, sanata bakış açımızı, dünya görüşümüzü ortaya koymayı daha ön plana aldığımız için yerli oyunlardan şaşmamaya çalışıyoruz. Bu yerli oyunların da daha önceden yazılmış eski oyunlar değil; yeni yazılan, bugünün toplumunu anlatan, bugünün dilini kullanan ama geçmişle bağını muhafaza eden bir tiyatro bakış açısına sahip olmasını istiyoruz. O yüzden eşim Hale hanımın yazdığı oyunları daha çok oynuyoruz. Tabi elbette başkalarının oyunlarını da sergileyebiliriz."

Türkiye Yazarlar Birliği tarafından "Sıradışı Martı"nın yılın tiyatro oyunu ödülünü aldığını hatırlatan Birol Cürgül, bir komedi olarak sahnelenen "Yanık Devrem"in herkesin ailece izleyebileceği bir nitelikle olduğunun altını çizdi.

Birol Cürgül, oyunun zır komedi bir oyun değil, aile komedisi olduğunu vurgulayarak, "Bel altına işlemeyen, ahlaki noktalarda sıkıntısı bulunmayan bir oyun. Buna özen gösteriyoruz. Çünkü espri veya komedi yapmak deyince insanların aklına özellikle bu tarz oyunlar geliyor, biz bunu yıkmak istiyoruz. Komedi bunlara mahkum değil. Gayri ahlaki bir şeyi sahneye koymadan da komedi yapılabilir. Biz bu konuda iddialıyız. Komedi oyunumuzun da yerli ve bu günün insanının yaşadığı mevzuları konu alan bir oyun olmasını istiyoruz. Türk tiyatrosunda yerli oyun yazarlığı, yerli tiyatro anlayışı ve güncel oyunlar çok büyük eksikliğimiz. Biz bu açığı tamamlamaya gayret ediyoruz." ifadelerini kullandı.

"Herkes bu oyunda mutlaka kendinden bir şeyler bulacak." diyen Cürgül, komedinin altında yatan dramı da oyun içerisinde verdiklerini dile getirdi.

Cürgül, "Bizim oynadığımız salonlar daha çok genel halk kitlelerinin yaşadığı çevrelerde. O yüzden halk kendisini buluyor oyunda. İzleyicilerimizden oyun sonrasında görüşlerini alıyoruz. Yerli oyun olması, bildiği, tanıdığı, hissettiği, algıladığı bir şeyi görmesi seyirci üzerinde daha etkili oluyor. Farklı simgesel gösterimler herkes tarafından algılanamayabiliyor." diye konuştu.

"Her oyunda çıtayı yükseltmeye çalışıyoruz"

Oyuncu Fatih Mehmet Koç, uzun süredir tiyatro yaptığını belirterek, "1990'lı yıllarda bir gün tiyatro yapan abilerimizi görünce heveslendim, ben de yapabilir miyim diye yanlarına gittim, öyle başlamış olduk. Birlik Sahnesi'yle başladık daha sonra Hasan hocayla Adım Sahnesi'yle devam ettik, bugünlere kadar geldik." dedi.

Oynadığı role ilişkin değerlendirmede bulunan Koç, "Yanık Devrem'de bana Ali diyen var, Ali yanık diyen var, Recep diyen var, usta diyen var, devre diyen var, bu evdekilerin çok da akıllı olduğunu düşünmüyorum. Bu karakteri canlandırıyorum, sürpriz bir karakter. Oyun güzel bir aile komedisi. Gelenlerin keyif alarak seyredeceğini düşündüğüm bir oyunumuz, gelsinler seyretsinler." diye konuştu.

Yakaza Tiyatrosu olarak her sene, her oyunda çıtayı biraz daha yükseltmeye çalıştıklarını vurgulayan Koç, şunları kaydetti: "Sıradışı Martı bunun ilk ayağıydı, şimdiye kadar yaptığımızın dışında acaba daha iyisini nasıl yaparız diyerek başladık. Şimdi komedi deniyoruz bunda da çıtayı biraz daha yukarı koymanın hedefindeyiz, inşallah sonuçları da güzel olur ki bu güzel sonuçlar bizim önümüzdeki yıllarda Allah ömür verirse hazırlayacağımız oyunlara da bir hazırlık olur. Sürekli bir şeyler deniyor, kendi içimizde ilerlemeye çalışıyoruz."

Seyrantepe Kültür Merkezi'nde 15 Ekim'de prömiyeri yapılacak "Yanık Devrem" oyunu, 19 Ekim'de Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi ve 26 Ekim'de de Eyüp Sultan Kültür Merkezi'nde tiyatro severlerle buluşacak.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ