Kırıkkale
Hayat ile ölüm arasındaki ince çizgide görev yapan acil sağlık ekipleri, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde de fedakarca çalışmalarını sürdürüyor.
Türkiye'de ilk Kovid-19 vakasının görüldüğü 11 Mart'tan bu yana mesai kavramı gözetmeksizin görevlerini sürdüren sağlık çalışanları, fedakarca mücadele veriyor.
Salgın döneminde Kırıkkale'de 112 Acil Sağlık Hizmetlerinde 298 personel, 84 UMKE gönüllüsü, 35 acil yardım ambulansı ve 17 acil yardım istasyonu 24 saat hizmet veriyor.
İl genelinde acil çağrılara ortalama 7 dakikada ulaşan ekipler, hastaları hayatta tutmak için zamanla yarışıyor.
İl Sağlık Müdürlüğü Sağlık Hizmetleri Başkanı Dr. Kerim Çolak, 112 olarak birinci basamak sağlık hizmeti verdiklerini ve acil vakalara müdahale ederek, hızlı bir şekilde hastaneye ulaştırmaya çalıştıklarını söyledi.
Ağır olan iş yüklerinin pandemi döneminde tüm sağlık sistemi üzerinde olduğu gibi kendilerinde de arttığını anlatan Çolak, şöyle konuştu:
"Geçen yıl 28 bin civarında olan vaka sayımız bu yıl bitmeden 40 bini geçmiş durumda. Sayılara baktığımızda da üzerimizdeki yükün arttığı belli oluyor.
Gerçekten bütün arkadaşlarımız özveriyle çalışıyor. Pandemi döneminde acil sağlık hizmetlerini aksatmadan vatandaşların yardımına koşabilmek, büyük özveri gerektiren bir durum. Bu yüzden bütün arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum."
"Asılsız ihbarlar bizi çok yoruyor"
Çolak, asılsız ihbarlarla ilgili Bakanlığın net çalışmaları olduğunu ve vatandaşları bilinçlendirmeye amaçladıklarını aktardı.
Eskiye göre daha iyi durumda olduklarını ancak hala istenilen aşamaya gelinmediğini belirten Çolak, "Hala asılsız ihbarlarımız oluyor.
Asılsız ihbar demek, bazen acil yardıma ihtiyacı olan bir vatandaşımızın ihtiyacının geç karşılanması ya da karşılanamaması anlamına geliyor.
Hem zaman kaybı oluyor hem vakayı bulamadığımız için uzun süre uğraştırıyor ama biz her ihbarı değerlendirmek zorundayız. Özellikle salgın döneminde yapılan asılsız ihbarlar bizi çok yoruyor. Bu konuda vatandaşlarımızdan anlayış ve özen bekliyoruz." diye konuştu.
Acil tıp teknisyeni Beyzanur Yıldırım da yaşamla ölüm arasındaki ince çizgide hastaların yaşama tutunması için fedakarca çalıştıklarına değindi.
Kovid-19 döneminde yoğun çalıştıklarını ancak özverilerinden hiçbir şey kaybetmediklerini dile getiren Yıldırım, şunları söyledi:
"Mesleğimiz, işimiz olduğu kadar da vicdan işi. Bu dönemde çok çalıştık ve hastalığa yakalanan arkadaşlarımız da oldu. Benim test sonucum da pozitif çıktı ve çok şükür atlattım. Tekrar görevime döndüm.
Yoğun çalışıyoruz ama işimizi gönülden ve vicdanen yapıyoruz. İşimizi çok seviyoruz. Bu dönemde çok çalışmaktan hiçbir zaman gocunmadık, taşın altına elimizi koymaktan çekinmedik.
Acil sağlık ekibinde olmaktan gurur duyuyorum. 2 çocuğum var ve nöbetten çıkınca çocuklarımıza çok yaklaşamıyoruz, tedirgin oluyoruz. Bu dönemde bir şey olacak korkusuyla onlardan ayrı kaldık. Allah hepimizin yardımcısı olsun."
"İşimizi de gerçekten çok severek yapıyoruz"
Acil tıp teknisyeni Oğuz Kağan Dirican da bu dönemde yoğun çalışmalarına karşın azim ve özverilerinden bir şey kaybetmediklerini ifade etti.
İnsanlara yardım etmenin çok güzel bir duygu olduğunu aktaran Dirican, "Bizim de ailemiz, çocuklarımız var. Kimseyi farklı bir konuma koymuyoruz. Bütün hastalara kendi yakınımızmış gibi yaklaşmaya çalışıyoruz.
Yine bu dönemde ailemiz ve çocuklarımızla da aramıza mesafe koymak zorunda kaldık. Süreci bu şekilde atlatmak zorundayız. Hep birlikte bu zorlu günleri atlatacağımızı düşünüyoruz. İşimizi de gerçekten çok severek yapıyoruz.
Bu dönemde zorlanıyorum belki ama vatandaşlarımız da aynı şekilde sıkıntı çekiyor." diye konuştu.
Acil sağlık ekibinden Berna Öztürk de "Mesleğimle gurur duyuyorum ve çok severek yapıyorum. Bu dönemde ailelerimize, çevremizdekilere bu hastalığı taşıyıcı olarak bulaştırmanın vicdan azabını yaşamamak için kendimizi yakınlarımızdan uzak tutmaya gayret ediyoruz.
Tabii ki vakalara gittiğimizde tedbirli olmaya çalışıyoruz. İnşallah bu zorlu süreci hep beraber atlatacağız." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com