Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Asya turunu AA muhabirine değerlendiren uzmanlar, ABD ve Batılı ülkeler tarafından "Suudi Arabistan'ı dönüştürecek" reformcu prens olarak lanse edilen Selman'ın gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti nedeniyle sarsılan imajını düzeltmek için rotasını, "on milyarlarca dolar yatırım vaadiyle" Asya'ya çevirdiğini söyledi.
Türk Dünyası Parlamenterler Vakfı Eğitim Koordinatörü Prof. Dr. Alemdar Yalçın, 2 Ekim 2018'de gerçekleşen Cemal Kaşıkçı cinayeti ile uluslararası, bölgesel ve yerel birçok aktör tarafından hedef tahtasına konulan Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın, zedelenen imajını yenilemek için Asya'ya yöneldiğini ifade etti.
Veliaht Prens Selman'ın hem uluslararası arenadaki yalnızlığını gidermek hem de iç politikada uzun soluklu destek almak için ilk ziyaretini Pakistan'a gerçekleştirdiğini savunan Prof. Dr. Yalçın, "Uluslararası siyaset ciddi bir satranç oyunudur. Son elli yıl içinde bunu bir kere daha gördük. Önümüzdeki on yıl içinde de taktik ve strateji savaşlarını yakından görme fırsatımız olacak. Suudi Arabistan Veliaht Prensi'nin uluslararası satranç turnuvasında bir acemi satranç oyuncusu olarak yaptığı hamleler, önümüzdeki yıllarda onu daha çok kullanılan ve yönlendirilen bir lider haline getirecek. Öncelikle parasal gücünün önemli bir kısmı İngiltere ve ABD'de olan bu ülke, kendi başına bağımsız bir adım atamayacağını yakında acı bir şekilde öğrenecek." diye konuştu.
Kendi coğrafyasında kutuplaşma ve çatışma politikası izleyen bir ülkenin uluslararası platformda bağımsız hamleler yapabilmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Yalçın, şu değerlendirmelerde bulundu.
"Veliaht Prens'in ekonomik sıkıntı içinde olduğunu bildiği Pakistan'a yaptığı ziyaretten kendi ülkesinin dış politikasına uzun ve soluklu bir destek araması Pakistan'ın jeopolitik konumu ve mecburiyetleri konusunda hiç bilgisinin olmadığını gösterir. Suudi Arabistan Veliahtı'nın son iki yüzyıl içinde İstanbul'un doğusunda bitmeyen kavganın savaşçıları, amaç ve hedefleri konusunda hiçbir bilgisi olmadığını görüyoruz. Oysa 21. yüzyıldaki satranç oyuncuları, hamlelerini iki yüz yıllık bir deneyim üzerine kurmuşlardır. Pakistan'da Veliaht Prensin onuruna yapılan gösterilerin, İslam dünyasında verdiği vahşi emrin hoşgörüyle karşılanmasına ufak bir katkıdan öteye gitmesi de mümkün değildir."
Prof. Dr. Yalçın, Veliaht Prens Selman'ın, Hindistan ve Çin'den de izlediği dış politikaya köklü bir destek almasının mümkün olmadığının altını çizerek, diplomatik ilişki dengelerinin akşamdan sabaha kurulmadığını vurguladı.
Yalçın, şunları kaydetti:
"Çin'in, Suudi Arabistan'ın İngiltere, ABD ve İsrail ile yaptığı gizli ve açık anlaşmaları bilmediğini sanmak çocukça bir saflıktan öteye geçemez. Çin'in ve Rusya'nın İran'la yaptığı gizli ve açık işbirliği anlaşmalarını, bunun geçmişte günümüzde ve gelecekte üç ülkeye yaptığı katkıyı iyi anlamadan yapılan iş birliği anlaşmaları sadece ticari ilişkiler olarak kalacak, bundan Çin karlı çıkacaktır.
Çin'in kendi ulusal güvenliği konusunda Suudi Arabistan'ın desteğine ihtiyaç duyduğuna inanmak Veliaht Prens'in saf bir köylü kurnazlığından başka bir şey değildir. Hele Uygur Özerk bölgesinde Çin'in yılladır izlediği politikaya Suudi Arabistan'ın destek vererek Çin'i kendi yanına çekmeye çalışması da acemi satranç oyuncusunun çocuksu hamlesinden başka bir şey olamaz. Suudi Arabistan'ın son hamleleri, dünya açık pazar ticaretinin bir alanı haline gelmiş olan Suudi Arabistan'ın bu açık pazarı Doğu ve Batı ülkelerinin kullanımına daha çok açmasından başka bir işe yaramayacaktır."
"Orta Doğu'da, Türkiye düşmanı bir dış politika izlemek Suudi Arabistan'a ABD, İngiltere ve İsrail güdümünde bir oyuncu olma rolünden başka bir şey kazandırmayacaktır." diyen Prof. Dr. Yalçın, sözlerini şöyle tamamladı.
"Çünkü para ve finans kaynaklarının tamamı Batılı bankalar tarafından yönlendirilen bir Suudi Arabistan'ın, onların izni olmadan bir adım atabilmesi mümkün değildir. Hele akılsız gizli servis elemanlarının başka ülkelerin gizli servis elemanlarını kendilerinden daha akılsız görerek yaptıkları akıl dışı vahşeti meşrulaştırmak için gerçekleştirilen bu seyahat hiçbir işe yaramayacaktır."
Selman'ın Asya turunun jeopolitik boyutuAnkara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Uluslararası Hukuk Uzmanı Olimjon Sobir, Suudi Veliaht'ın uluslararası arenada gittikçe bozulan imajını yenilemek ve "Suudi Arabistan 2030 Vizyonu" kapsamında yapacağı iş birlikler nedeniyle Asya turuna çıktığını söyledi.
Suudi Arabistan ve İsrail'in daha önce Çin'in "Kuşak Yol Projesi" nde yer alma konusunda istekli olduklarını belirttiklerini hatırlatan Sobir, "Bugün gelinen noktada Prens Selman'ın Asya turu kendisi ve kraliyet ailesi için iki açıdan önemlidir. Birincisi, Prens Selman'ın siyasi başarısızlıklarından dolayı zarar gören imajının iyileştirilmesi. Yemen'deki savaş, Katar'a karşı başarısız ambargolar ve Lübnan Başbakanı Saad el- Hariri'nin istifaya zorlanmasıyla devam eden başarısızlıklar ve Cemal Kaşıkçı cinayeti, Suudi Prensin Batı tarafından şiddetli bir şekilde eleştirilmesine neden olmuştu." şeklinde konuştu.
Almanya'nın silah ihracatını durdurması, Fransa'nın Suudi vatandaşlarına yaptırım getirmesi, ABD ve Batı ile gerginliğin her geçen gün artmasının Suudi Veliaht'ı böyle bir seyahate zorunlu kıldığını savunan Sobir, "Dolayısıyla Pakistan, Hindistan ve Çin'e yapılan ziyaretler Prens Selman'ın zarar gören imajını yeniden iyileştirme çabaları olarak değerlendirilebilir." dedi.
Asya turunun, "Suudi Arabistan 2030 Vizyonu" hedeflerinin gerçekleştirilmesi açısından da önem arz ettiğini kaydeden Sobir, şöyle konuştu:
"Çünkü Prens Selman, ülkenin petrol gelirlerine olan bağımlılıktan kurtarılması için planlanan 'Suudi Arabistan 2030 Vizyonu' kapsamında Çin'in 'Kuşak Yol Projesi'nden yararlanmak istiyor. Bu anlamda Çin'in yenilikçi teknolojileri, Suudi Arabistan'ın petrol gelirlerine olan bağımlılığından kurtulmasına yardımcı olabilir. Zira Yemen'de devam eden savaş aynı zamanda Suudi Arabistan'ın ekonomik durumunu da ciddi anlamda zedelemiştir. Örneğin, 2014 yılında Suudi Arabistan hükümetinin dış borcu 11,8 milyar iken 2018 yılında 181 milyar dolara ulaşmıştır.
Jeopolitik açıdan bakıldığında Suudi Arabistan'ın Batı ile ilişkilerinin gerildiği bir zaman diliminde Prens Selman, Kaşıkçı cinayetine sessiz kalan Hindistan, Pakistan ve Çin gibi ülkelere yaptığı ziyaretleri, kendisinin hala 'saygın bir devlet adamı' olduğunu kanıtlaması adına gerçekleştirmiştir. Prens Selman'ın Pakistan ziyaretinden sonra Riyad'a dönerek ardından Yeni Delhi'ye yolculuk yapması, Suudi Arabistan'ın Pakistan ve Hindistan arasında arabuluculuk yapma çabaları açısından dikkat çekicidir. Ancak Yemen savaşı sürerken Prens Selman'ın İslamabad ve Yeni Delhi arasında denge sağlayabilmesi pek mümkün görünmemektedir."
"Suudi Arabistan ABD gerginliği artabilir"Suudi Prens'in Doğu'ya yayılma kararı almasında bir diğer önemli hususun da ülkesi ile ABD arasındaki gerginliğin derinleşmesi olduğuna dikkati çeken Sobir, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Suudi Arabistan'ın geleneksel müttefiki olan ABD ile ilişkilerinde gerginliğin daha da artacağı bekleniyor. Çünkü ABD Temsilciler Meclisi Gözetim ve Hükümet Reform Komitesi'nin Amerikalı nükleer enerji şirketlerinin Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkelerinde nükleer enerji santralleri inşa etme konusunda Beyaz Saray'ın onayını alma çabalarını soruşturmaya başlatması, Prens Selman'ı Beyaz Saray'ın desteğinden yoksun bırakabilir. Ancak Çin'le ekonomik ilişkilerin derinleşmesi ve ülkenin 'Kuşak Yol Projesi'nde yer alması Suudi Arabistan'ın 'eksen kayması' yaşadığı anlamına gelmemektedir. Çünkü ABD ve Suudi Arabistan ilişkileri stratejik açıdan sağlam temeller üzerine kurulmuştur. Bu nedenle Çin-Suudi Arabistan ilişkileri daha çok ekonomik işbirliği çerçevesinde sınırlı kalacaktır."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com