USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Politika

AB’ye terör konusunda bir kez daha rest !

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Çelik, “Bizden terörle mücadele kapasitemizi düşürebileceğini düşündüğümüz herhangi bir değişikliğin beklenmesi gerçekçi değildir” dedi.Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Çelik, Avrupa...

AB’ye terör konusunda bir kez daha rest !
07-06-2016 18:42
Google News
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Çelik, “Bizden terörle mücadele kapasitemizi düşürebileceğini düşündüğümüz herhangi bir değişikliğin beklenmesi gerçekçi değildir” dedi.
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Çelik, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi(AKPM) Başkanı Pedro Agramunt ile görüşme gerçekleştirdi. AKPM Başkanı Pedro Agramunt’un İstanbul’da gerçekleştirilen terör saldırısı haberini Başbakan Binali Yıldırım ile görüşme yaptığı sırada öğrendiğini kaydeden Çelik, konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı:
“Türkiye çok yönlü bir terör saldırısı ile karşı karşıya. Etrafımızdaki istikrarsızlıktan kaynaklanan PKK, DAEŞ, DHKP/C, Suriye rejimi kaynaklı çok yönlü bir terör saldırısı ile Türkiye karşı karşıyadır. Bu terör saldırısı konusunda dostlarımızı düzenli olarak bilgilendiriyoruz. Bu Türkiye’nin demokrasisine, hukuk devletine, Türkiye’nin toplumsal barışına dönük büyük bir saldırıdır. Türkiye burada meşru güvenlik güçleriyle, hukuk devleti kuralları çerçevesinde demokrasisini ve toplumsal barışını korumaktadır. Zaman zaman bunun bir iç savaş veya iç çatışma olduğuna dair bir takım değerlendirmeler duyuyoruz. Bu değerlendirmelerin hepsi yanlıştır. Olan biten şey, meşru devlet güçlerinin terörle mücadelesidir. Türkiye çok boyutlu bir ülkedir. Türkiye aynı zamanda bir Avrupa demokrasisidir. Dolayısıyla yapılan bu saldırılar aynı zamanda Avrupa demokrasisine yapılan saldırılardır. Halkımız bu mücadelenin arkasındadır. Halkımızın desteklediği bir mücadeledir. Meşru bir mücadeledir. Karşı karşıya bulunduğumuz bu terör saldırısının üstesinden geleceğiz. Gördüğünüz gibi bu acımasız bir terör saldırısıdır. Vatandaşlarımızı hedef alıyor, sivil insanlarımızı hedef alıyor, güvenlik güçlerimizi hedef alıyor. Türkiye uzun zaman boyunca Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde çok önemli reformlara imza attı. Milli birlik ve kardeşlik projesi ile Güneydoğu da silahların bırakılması, oraya huzurun ve refahın gelmesi için çok önemli adımlar atıldı. Fakat halkın yararına atılan tüm bu adımlar, terör örgütü tarafından istismar edildi ve bölgelere yerleşen teröristler tarafından bu barış süreci imha edilmeye çalışıldı. Şimdi gelinen noktada demokrasimizi, hukuk devletimizi korumaya kararlıyız. Türkiye, Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakerelerini yürüten bir ülke. Bunun ile ilgili çok önemli demokratikleşme ve diğer konularda reformlara imza atmış bir ülkedir. Türkiye’nin güvenliğine dönük olarak yöneltilen bu saldırılar, demokrasimizi tehdit etmektedir. Demokrasimizi korumaya kararlıyız. Son zamanlarda göç meselesi ile beraber AB ile ilişkilerimizde yeni bir ivme ortaya çıktı. Bunu sadece göç meselesi ile sınırlı tutmamak lazım. Bunu büyük bir vizyona yerleştirmek lazım. Türkiye tarihi boyunca bir Avrupa gücü olmuştur. Türkiye-AB ilişkilerini büyük resim içerisinde değerlendirmek lazımdır. Bu büyük resim içerisine baktığımızda da, bizim bu güne kadar yaptığımız reformlar ve bundan sonra sürdürmeye kararlı olduğumuz reformlar büyük terör saldırısının altındayken bile özgürlük ve güvenlik dengesini korumak konusundaki hassasiyetimiz kayda değerdir. Bu çerçevede bizler AB’de ki dostlarımız başta olmak üzere tüm müttefiklerimizi, Türkiye’nin terörle mücadelesinde yanımızda görmek istiyoruz” diye konuştu.

“TÜRKİYE, ÖZGÜRLÜK-GÜVENLİK DENGESİNİ SAĞLAYAN BİR ÜLKEDİR”
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Çelik, geri kabul anlaşması ve vize serbestisi ile ilgili olarak sorulan bir soruya şu cevabı verdi:
“27 Mayıs’ta Dışişleri Bakanlığımız ile birlikte Sayın Timmermans ile görüştük. Bu kendilerinin 72 kriterden karşılanmadığını söyledikleri 5 madde ile ilgili konuştuk. Dolayısıyla teknik heyetlerin bir araya gelmesine karar verdik. Teknik heyetler Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı yetkilileri bir araya geldiler ve çalıştılar. Bugün ve yarında bir çalışma gerçekleştirip onu bize sunacaklar. Sayın Timmermans ile bir araya geleceğiz. Ne tür bir gelişme olduğunu değerlendireceğiz ve daha sonra biz o gelişmeden elde ettiğimiz sonuçları Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız ile paylaşacağız. Bu çerçevede ilerleme sağlayabiliyor muyuz göreceğiz. Özellikle terör konusu gündeme çok geliyor. Türkiye, özgürlük-güvenlik dengesini sağlayan bir ülkedir. Şimdiye kadar da bunu sağlamıştır. Bizim şu aşamada terörle mücadele ile ilgili bu kadar gündemimiz varken, yoğun bir terör saldırısı ile karşı karşıyayken bizden terörle mücadele kapasitemizi düşürebileceğini düşündüğümüz herhangi bir değişikliğin beklenmesi gerçekçi değildir. Güvenlik hepimizin güvenliğidir. Bire bir anlaşması, vize serbestisi, gönüllü yerleştirme, geri kabul anlaşması hepsi birbirine bağlıdır. Bütün bu elementlerin beraberce hayata geçmesi gerekir. Türkiye bu bire bir anlaşması ile bütün bir bölgenin ve Avrupa’nın karşı karşıya kaldığı tehdidi ortak akıl ve eylem planı ile yüksek bir başarı göstermiştir. Bunun taktir edilmesi gerekir. AB’nin bazı yetkililerinden bize karşı rekabetçi söylemler oluşmamalıdır. Beraberce oturacağız ve bunlarla ilgili yollar bulacağız. Bu yolları gerçekleştirmeye çalışacağız.”

“PKK’NIN MAZUR GÖRÜLMESİ, DAEŞ’İN LANETLENMESİ DİYE BİR ŞEY OLAMAZ”
“AB’nin bazı ülkelerinde terör örgütlerinin irtibat noktaları olduğunu biliyoruz. Bununla ilgili Türkiye’nin de eleştirileri mevcut. Bu konuya ilişkin bir görüşme gerçekleştirdiniz mi?” sorusu üzerine ise Çelik şunları dedi:
“Bu konuları konuşacağız. Herhangi bir yerde, bir AB ülkesinde PKK bürosunun açılmasında, PKK çadırının kurulması demek, DAEŞ çadırının açılması, DAEŞ bürosunun açılması ile eş anlamlıdır. PKK’nın mazur görülmesi, DAEŞ’in lanetlenmesi diye bir şey olamaz. Hepsi birden lanetlidir bu terör örgütlerinin. Herhangi bir kimse bir yerde PKK bürosu açıyorsa, PKK’nın yayın organına izin veriyorsa, o aynı zamanda DAEŞ’in bürosunu açmıştır, DAEŞ’in yayın organına izin vermiştir. Terör örgütleri arasında farklılık değerlendirmesi yapılamaz. Hepsi topyekün reddedilmeli ve topyekün lanetlenmelidir.”
(İHA)
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ