KİLİS - RIDVAN KORKULUTAŞ
Kilis Cumhuriyet Başsavcılığınca, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) jandarma yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında, 8'i tutuklu 9 sanık hakkında "terör örgütüne üye olmak" suçundan 15 yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan iddianamede, örgütün din istismarı sanık ifadesine yansıdı.
İddianamede ifadesine yer verilen tutuklu sanık eski teğmen İsmail Apak, 2005 yılında liseye başladığı dönemde, ailesinin köyde yaşaması nedeniyle, örgütün Manisa kent merkezindeki öğrenci yurdunda kalmaya başladığını söyledi.
Öğrenci yurdunda kaldığı dönemde 3 yıl örgüte ait Körfez Dershanesine gittiğini dile getiren Apak, 2009 yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünü kazandığını anlattı.
Apak, üniversite öğrenimi boyunca da örgüt evlerinde kaldığını aktararak, "Üniversitede öğrenciyken katıldığım bir toplantıda, yarıyıl tatilinde eve gitmek istediğimi söyledim. Sait isimli örgüt yöneticisi bana herkesin içinde bağırarak, 'Fethullah Gülen'in bir talebenin sorumlu abisinden müsaade almadan evine gider ve yolda herhangi bir kazada ölürse, o kişinin cenaze namazı kılınmaz dediğini' söyledi" ifadelerini kullandı.
Eskişehir'de bulunduğu dönemde kaldığı örgüt evindeki arkadaşlarının askeri okullara girmek istediklerini ifade eden Apak, şöyle devam etti:
"Ben eşit ağırlık öğrencisiydim. Hiçbir harp okulu da bu branşta öğrenci almıyordu. Ancak bir sohbetimiz esnasında Emrah isimli şahıs '2010 yılında yapılacak olan YGS ve LYS sınavlarıyla Kara Harp Okuluna alımlar olacağını' söyleyerek, bu sınavlara girmek isteyip istemediğimi sordu. Ben de gireceğimi söyledim. Daha sonra ders çalışmaya ve spor yapmaya başladım. Bu olaydan birkaç ay kadar sonra Emrah beni kaldığım evden alarak Eskişehir'de bulunan Özel Sakarya Hastanesine götürdü. Burada askeri okullar için ön sağlık muayenesinden geçirdiler. Muayenemde herhangi bir sorun çıkmadı. LYS sınavında da Kara Harp Okuluna başvurmama yetecek kadar puan aldım."
Bu aşamada hiç kimseden yardım almadığını iddia eden Apak, sınavı kazandıktan sonra Emrah isimli şahsın kendisine mülakatta yapması gerekenlerle alakalı çeşitli telkinlerde bulunduğu belirtti.
ByLock'u otobüste kullanılırken görüldüğü için sildirmiş
Apak, Kara Harp Okuluna yerleştikten sonra da bu kişinin kendisiyle sürekli görüşmeye devam ettiğine dikkati çekerek, göreve başladıktan sonra da 2014 yılında örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'u kullanmaya başladığını söyledi.
ByLock'u Samet isimli kişinin Ankara'daki bir toplantıda bilgisayar üzerinden telefonuna yüklendiğini dile getiren Apak, şunları kaydetti:
"12 Aralık 2014'te Tuzla'daki kursu tamamlayarak Ankara Beytepe'deki Jandarma Okullar Komutanlığına 8 ay eğitim görmek üzere geldim. Samet isimli şahıs ısrarla Necip ile aynı evde kalmamızı istedi. Necip de ben de aynı evde kalmak istemediğimiz için Akdere Mahallesi'nde bir adreste tek başıma ev tuttum. Biz Ankara'ya geldikten bir ay kadar sonra ByLock üzerinden Samet isimli kişi görüşmek için bana mesaj attı. Kendisiyle evinde görüşeceğimizi söyledi. Bana Keçiören'de şu anda tam hatırlamadığım bir adrese Necip ile beraber gelmemi istedi. Ben de Necip'i yanıma alarak belirtmiş olduğu adrese otobüsle gittim. Samet sohbette bana ByLock isimli programı sileceğimizi, bu programın olur olmadık yerlerde abiler tarafından kullanılırken görüldüğü, hatta otobüste bile bu programın kullanıldığının görüldüğünü ve bu sebeple de artık silinmesi gerektiğini söyledi."
Apak, ByLock'u kurmuş olduğu cep telefonunu, 3 Kasım 2016'da açığa alındıktan sonra imha ettiğini sözlerine ekledi.
dikGAZETE.com