İSTANBUL (AA) - Türkiye'de bir ilk olan ve şizofreni konusunda toplumsal bilinç oluşturmayı hedefleyen "Görmezden Gelmeyelim - Tarih Öncesinden Günümüze Şizofreni Serüveni" sergisi bir yıllık aradan sonra yeniden İstanbullularla buluştu.
Abdi İbrahim'in açıklamasına göre, şizofreni konusunda toplumsal bilinç oluşturmak amacıyla hazırlanan sergi, bir yıllık aranın ardından 24 Mayıs Dünya Şizofreni Günü kapsamında yeniden İstanbulluların beğenisine sunuldu.
İlk çağlardan bugüne ruhsal hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılan yöntemleri, toplumların konuya yaklaşımlarını, bilim insanları ve hekimlerin yüzlerce yıla yayılan uğraşılarını, ilginç görsel ve canlandırmalarla anlatan sergi, 24 Mayıs'a kadar DenizGaleri'de görülebilecek.
Abdi İbrahim Otsuka'nın katkılarıyla hazırlanan, 4 yıldır Türkiye'nin pek çok noktasında izleyiciyle buluşan sergi, bugüne kadar 2 milyondan fazla kişi tarafından gezildi. Sergi, konunun uzmanları tarafından hazırlanan zengin içeriği, üç boyutlu kutularda görsel ve işitsel efektlerle ve canlandırmalarla hazırlanan yaratıcı sergileme biçimleriyle dikkati çekiyor.
Türkiye'de şizofreni konusunda ilk olma özelliğini taşıyan sergiyi ziyaret edenler bir şizofreni hastasının, hastalığın en yoğun döneminde neler hissettiğini "Empati Kabini"nde deneyimleme imkanı buluyor. Tamamen gürültüden yalıtılmış ve karanlık olan bu kabinde, şizofreni hastalarında sıkça görülen görsel ve işitsel halüsinasyonların canlandırmaları yapılarak, onların neler yaşadıklarının ve hissettiklerinin daha iyi anlaşılabilmesi ve hastalarla empati yapılabilmesi amaçlanıyor.
- Her 100 kişiden birinde görülüyor
Sergide bulunan "Dönen Yatak" ve aynalar da ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Dönen Yatak, bilimsel kanıtların bulunmadığı ve hekimlerin ellerindeki tedavi yöntemlerinin kısıtlı olduğu dönemde, şizofreni hastalarının tedavi amacıyla nelere maruz kaldığını gösteren iyi bir örnek olma özelliği taşıyor.
Şizofreni tedavisinde 1850'lerde kullanılan bu yöntemde, hasta ortadaki dönen bir mekanizmaya bağlı bir yatağa yatırılıyor ve bağlanıyordu. Daha sonra yatağın hızla döndürülmesiyle oluşan merkezkaç kuvvetiyle beyindeki kan basıncının artması ve hastanın dengesinin tekrar sağlanabilmesi amaçlanıyordu. Hastada bu sırada bulantı, boğulma hissi, korku ve bilinç kaybı gibi etkiler görülebiliyordu. Sergide, ziyaretçilerin bu deneyimi yaşayabilmeleri için daha yavaş dönen temsili bir mekanizma oluşturuldu.
Sergide, ayrıca dağınık olarak yerleştirilen insan formunda kesilmiş aynalarla, ziyaretçilere şizofreninin cinsiyet, ırk, kültür, eğitim, sosyal ve ekonomik sınıftan bağımsız olarak, herkesin hayatında bir olasılık olarak bulunduğu, toplumda yaklaşık her 100 kişiden birinde görülebildiği gözler önüne seriliyor.