Dünyanın sayılı ve devasa büyüklükteki enerji şirketlerinin birer birer terk ettiği projelerle ilgili yorumlarda bulunan uzmanlar, Avrupa'nın yüksek maliyetli ve tehlikeli olduğu gerekçesi ile kaya gazı arama ve çıkarma faaliyetlerinden vazgeçtiğini bildiriyor.
Bu alandaki faaliyetlerini durduran transatlantik şirketlerinin sonuncusu, Polonya’daki kaya gazının çıkartılmasına ilişkin çalışmalarını verimli olmadığı gerekçesi ile durdurduğunu açıklayan enerji devi Exxon Mobil oldu. Exxon Mobil’in kararının Avrupa’daki kaya gazı devriminin bir başka bahara kaldığını bir kez daha kanıtladığı konusunda uzmanlar hemfikir.CİNER HOLDİNG, MEDYASI İLE KAYA GAZI HAKKINDA GENİŞ YAYINLAR YAPMIŞTI..
Ülkemizde de Ciner Grubu gazete, TV ve radyo kanalı HABERTURK vasıtasıyla kaya gazı konusunda, içinde bulunduğumuz 2014 yılı ilk aylarına kadar oldukça geniş yayınlar yapmıştı. Türkiye'nin Rusya, Azerbaycan, İran, Irak, Türkmenistan gibi komşularıyla başlattığı ve ya başlatmaya çalıştığı büyük petrol ve doğalgaz projeleri ile antlaşmalarının hız kazandığı bir dönemde, CİNER MEDYA tarafından yapılan bu "ALTERNATİF", ‘‘kaya gazı devrimi’’ yayınları, ne bir şaşkınlıkla ne de herhangibir tepkiyle karşılanmamış, aksine "Canım varsın bir de kaya gazımız olsun!" şeklinde yorumlanmıştı. DÜNYA ÇAPINDA KANDIRMACA KAMPANYASININ SÖZCÜSÜ, BİLEREK YA DA BİLMEYEREK CİNER MEDYA OLDU!.. İşin, yani bu ‘‘kaya gazı devrimi’’ kampanyasının maksadının ne olduğu, bölgede herşeyin yolunda gidiyor gibi göründüğü o dönemde, bir ABD-Avrupa kandırmacası olarak nasıl tezgahlandığı, birbirine PARALEL gelişen olaylar, aniden patlak veren iç karışıklıklar ve savaşlarla birlikte yeni yeni anlaşılıyor. O günlerde bölge ülkeleri enerji alanında ABD'den bağımsız bölgesel büyük ortaklıklar için imzalar atıyor, liderler karşılıklı ziyaretler gerçekleştiriyor; törenler düzenlenerek ortak HATLAR kurulduğu bütün dünyaya ilan ediliyordu. Bütün bunlar yapılırken bir yandan da petrol ve doğal gazın pabucunun, "kaya gazı devrimi" ile çok yakında nasıl dama atılacağının haberleri parlatılıyordu. ABD, birliklerini Afganistan ve Irak'tan geri çekiyor, "dış müdahaleler dönemi"nin kendisi için artık sona erdiğini açıklıyordu. (Meğer iç karışıklıklar dönemi başlıyormuş da kimsenin haberi yokmuş!..) Petrol ve doğal gaz bölgelerinde aniden ortaya çıkan iç karışıklıklar ve savaşlar, ABD'nin askerlerini çekmesinin ardından çeşitli örgütler eliyle, bir merkezden hem finansal hem lojistik gizli-açık PARALEL desteklerle organize ediliyor ama arkasındaki EL ise görülemiyordu; ve bütün bunlar, ‘‘kaya gazı devrimi’’ne göre çok daha ucuza mal edilerek gerçekleşirken artık, çıkarılması tehlikeli ve bir o kadar da pahalı KAYA GAZI DEVRİMİ, gündemden ve yatırım planlarından çıkıyordu!..
(Bu arada, "kaya gazı devrimi" taşeronu olarak Ciner Holding'in patronu da Türkiye'de aniden patlak veren Gezi kalkışmasına karşı aynen Pensilvanya medyası gibi önce sessiz kalıyor; sonra kalkışmacı gurup tarafından yine aynen malum cemaat gibi hedef alınıyor en sonunda ise bütün PARALELLER aynı noktada "ortak düşman"a karşı aynı yerde buluşuyordu.) İşte, şimdi şu aşağıdaki ifadeler, en çok da bu açıdan bakıldığında asıl yerini buluyor. KAYA GAZI ÇIKARTMANIN MALİYETİ ÇOK YÜKSEK
Rusya Ulusal Enerji Güvenliği Fonu Analiz Birimi Yöneticisi Aleksandr Paseçnik konu ile ilgili şunları kaydetti:
‘‘Kaya gazının çıkartılması faaliyeti ile ilk başlarda yakından ilgili olan enerji piyasasının dev aktörleri, daha test sondajı aşamasında projeye olan ilgilerini kaybetmiştir. Petrol fiyatlarının mevcut dinamiği de ilgili süreçte iyimser bir havanın yakalanmasına engel teşkil etmektedir. Birkaç ay içinde doğalgaz fiyatlarında yaşanacak olası indirimin yüksek sesten dile getirildiği bir konjonktürde Avrupa’da yürütülen kaya gazı çıkartma faaliyetleri, bünyesinde çok yüksek maliyet unsurlarını barındırmaktadır’’.
Polonya’daki sondaj çalışmalarının son derece verimsiz olduğuna ilişkin yorumlar bu yılın başından itibaren gündeme getirilmişti. Ancak Exxon, Doğu Avrupa kaya gazı pazarından çıkma konusunda çok da aceleci davranmadı. SONUÇTA, İYİMSER GÖRÜŞTE OLANLAR YANILDI Chicago merkezli araştırma şirketi Brookshire Advisory & Research’in Başkanı Gianna Bern daha o tarihlerde Bloomberg’e yaptığı açıklamada, Exxon’un yaşadığı şanssızlığın Polonya’daki kaya gazının çıkartılmasına yönelik faaliyetleri geciktirebileceğini, maliyetleri aşırı derece arttırıp üretim sürecini planlanan tarihin çok ilerisine taşıyabileceğini söylemişti. Sonuç olarak ilgili süreçte iyimser görüş bildirenler yanıldılar ve Polonya’yı enerji konusunda bağımsız hale getireceği düşünülen kaya gazı projesi rafa kaldırıldı. FİNANSAL VE EKOLOJİK KAYIPLAR KORKUNÇ SEVİYEDE!.. Rus Alpari Şirketler Grubu uzmanlarından Anna Kokoreva da benzer proje iptallerinin Avrupa’nın her yerinde yaşanmakta olduğunu ifade ediyor:‘‘Aslında tüm sıkıntı, petrol fiyatlarının tavan yaptığı bir ortamda dahi kaya gazının çıkartılması ve üretilmesi faaliyetinin verimsiz ve yüksek maliyetli olmasından kaynaklanmaktadır. Karlılık kriteri göz önünde bulundurularak gerçekleştirilen fiyat ayarlaması faaliyetlerinde de kaya gazı tam bir hayal kırıklığı yaşatmıştır. Kaya gazının özellikle Avrupa’daki geleceğinin karanlık olduğu zaten en başından belliydi. Bu projelerin öyle ya da böyle bir şekilde rafa kaldırılacağı da bilinmekteydi. Buna rağmen hem finansal hem de ekolojik kayıplar korkunç seviyededir. Hemen somut bir örnek vererek bu durumu açıklayalım: Kaya gazının çıkartılması için aşırı miktarda tatlı suya ihtiyaç vardır ve bu kaynak Avrupa’da gerçekten kısıtlı miktarlardadır. Ciddi bir kaya gazı rezervi olan Çin de sırf bu sebeple mevzubahis konuya ilgi göstermemektedir’’.
KANDIRILAN POLONYA'NIN UMUTLARI DA PROJELERLE BİRLİKTE RAFA KALKTI!..Tam da yeri gelmişken Polonya’dan 5 trilyon metreküp kaya gazı çıkartacaklarını iddia eden Amerikalıların Polonyalıları bir şekilde kandırdığını da açıkça ifade etmek gerekmektedir. Çünkü bu ülkede gerçekleştirilen detaylı incelemelerin ardından kaya gazı rezervlerinin çok daha mütevazi miktarlarda; aşağı yukarı 500 milyar metreküp civarında olduğu anlaşılmıştır. Tüm bu rezerv çıkartılsa bile Polonya’nın gaz ihraç eden ülkeler arasında yer alması oldukça zordur. En iyimser senaryoya göre Polonya, bir yılda kullandığı 14 milyar metreküp gazın yaklaşık %70’ni satın aldığı Rus enerji şirketi Gazprom’a olan bağımlılığından kurtulabilirdi. Ancak bu umutlar da projeler ile birlikte rafa kaldırıldı.
Sonuç olarak, özellikle ABD’liler tarafından ‘‘kaya gazı devrimi’’ olarak lanse edilen projelerin siyasi nitelik taşıyan birer aldatmaca oldukları ortaya çıkmıştır.
