Rusya’dan Almanya’ya Baltık Denizi altından toplam 55 milyar metreküp kapasiteli iki ayrı deniz boru hattının yapılacağı Kuzey Akımı 2 Projesi, ABD Başkanı Donald Trump'ın projeye yönelik yaptırım olasılığını dile getirmesiyle tekrar gündeme geldi.
Beyaz Saray'da dün Polonya Devlet Başkanı Andrzej Duda ile görüşen Trump, Washington’un Kuzey Akım 2 projesine dahil olan ülkelere karşı yaptırım olasılığını değerlendirdiğini söyledi.
Trump, ABD'de AB'nin doğal gaz ihtiyacını karşılayacak daha iyi bir seçenek olarak büyük LNG rezervleri bulunduğunu dile getirdi.
Hali hazırda Almanya'ya 55 milyar metreküp doğal gazı Kuzey Akım projesiyle gönderen Rusya, bu kapasiteyi bin 230 kilometre uzunluğundaki Kuzey Akım-2 ile iki katına çıkarmayı planlıyor.
Yıl sonunda operasyonel hale gelmesi planlanan projede inşaatın yüzde 50'den fazlası tamamlandı.
ABD ve bazı Avrupa ülkeleri, doğal gaz konusunda Rusya'ya bağımlılığın artacağı gerekçesiyle Kuzey Akım 2 projesine karşı çıkıyor.
Almanya Başbakanı Angela Merkel'in gündeme geldiği andan itibaren sadece ticari amaçlı olarak tanımladığı proje, en başından itibaren AB ülkeleri arasında ayrışmaya neden oldu. Özellikle Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri tarafından yapılan itirazlara rağmen projenin inşası devam etti.
Projeye kimler karşı çıkıyor?
Kuzey Akım-2'nin duyurulduğu ilk günden bu yana net bir tavırla projeye karşı çıkan Ukrayna'nın, proje hayata geçerse ilerleyen dönemde transit gelirlerinin tamamından mahrum kalabileceği belirtiliyor.
Ukrayna'nın, Rus gazının transferinden yaklaşık 3 milyar dolarlık transit geçiş kazancı bulunuyor.
Rusya ve Ukrayna arasındaki transit kontrat Aralık 2019'da sona erecek ve bu tarih TürkAkım ve Kuzey Akım 2'nin operasyonel hale geleceği tarih olarak dikkati çekiyor.
Ukrayna, Kuzey Akım 2'yi AB'nin beraberliğini bozmayı amaçlayan "siyasi bir proje" olarak değerlendiriyor. Polonya da projeyi Avrupa güvenliğine yöneltilmiş "hibrit bir silah" olarak nitelendiriyor.
Beş ülkenin kara suları ve ekonomik bölgesinden geçecek proje için Rusya, Almanya, İsveç ve Finlandiya'dan onay alınırken Danimarka'dan son onay bekleniyor.
Projeye ilişkin Avrupa Konseyi'ne yazılan mektuplar da taraf ve karşı çıkan ülkeleri yansıtıyor.
ABD'nin hedefi LNG pazarı
Projeye karşı en "yüksek" itirazla gündeme gelen ABD, Rusya'nın Avrupa enerji piyasasındaki hakimiyetinin artmasını istemiyor. ABD, ayrıca LNG ihracatını artırmak ve Avrupa'nın enerji politikalarında söz sahibi olmayı hedefliyor.
ABD'nin son yıllarda gelişen yeni teknolojilerle artan hidrokarbon üretim fazlalığını yeni pazarlara ihraç etmek istediği gözlemlenirken, büyük bir pazar olan AB'ye kendi LNG ihraç miktarını artırabilmek için aktif adımlar atıyor.
Avrupa da enerji tedarik güvenliği açısından boru hattına alternatif olarak düşünülen LNG'nin tüketim payını ortak pazarında artırmak istiyor.
AB ülkelerinin doğal gaz talebi yıllık yaklaşık 480 milyar metreküp düzeyinde bulunuyor. Bunun 55 milyar metreküpü LNG formunda ithal ediliyor.
Katar, AB'nin LNG ihtiyacının yüzde 41'ini, Nijerya yüzde 19'unu, Cezayir ise yüzde 17'sini karşılarken, ABD'nin payı 2017'de açıklanan son verilerde yüzde 4 olmuştu.
Avrupa Komisyonu'nun 2 Mayıs'ta yayımladığı son bildiride, 25 Temmuz 2018'de AB-ABD arasında enerji üzerine stratejik iş birliği anlaşması imzalandığı hatırlatıldı.
ABD'den gelecek LNG'nin Avrupa gaz pazarına daha çok girmesi hedeflenen anlaşmadan bu yana, ABD'den Avrupa'ya gönderilen LNG miktarı yüzde 272 arttı. Buna göre, ABD Avrupa'ya Mart 2019'da 1,4 milyar metreküple rekor düzeyde LNG gönderdi.
Komisyon tarafından yapılan son açıklamaya göre, son 6 ayda ABD'nin AB LNG pazarındaki payı yüzde 13'e yükseldi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com