Helsinki Komisyonu'nun ABD Kongresinde düzenlediği Türkiye'de insan hakları konulu panelde konuşan Prof. Dr. Talip Küçükcan, Barış Pınarı Harekatı ve ülke içindeki azınlık haklarına yönelik değerlendirmelerde bulundu.
Küçükcan, son zamanlarda tüm dünyada etnik, dini ve mezhepsel çatışmaların arttığına, ayrıca İslam karşıtlığı, nefret söylemleri ve terörizm faaliyetlerinde ciddi bir yükseliş olduğuna dikkat çekti.
Bu gelişmelere verilen tepkilerin tarihi, coğrafi, siyasi kültür ve ulusal güvenlik endişelerine göre ülkeden ülkeye değiştiğini belirten Küçükcan, Türkiye'nin kendi güvenliği için atmış olduğu adımlara anlayışlı yaklaşılması gerektiğini vurguladı.
Küçükcan, "Özellike Orta Doğu gibi dengesiz ve istikrarsız bir bölgede yer alan Türkiye veya diğer ülkelerin endişeleri göz önünde bulundurulmalıdır. Aksi takdirde sadece küçük bir kısmına odaklanarak resmin tamamını görmeme riskiyle karşı karşıya kalırız." ifadelerini kullandı.
"Rasyonel politika" vurgusuÖzellikle Barış Pınarı Harekatı kapsamında ABD'nin tutumuna dikkat çeken Küçükcan, bölgedeki gelişmelerin sağlıklı bir iletişim ile ele alınması gerektiğini vurguladı.
Küçükcan, "Bu gibi konular, ideolojik tarafgirlik, önyargı, yanlış bilgilendirme ve başkalarının şeytanlaştırılmasıyla değil rasyonel bir politika bağlamında yapılacak sağlıklı görüşmeler üzerinden ele alınmalıdır." dedi.
Öte yandan, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyindeki DEAŞ ve YPG/PKK terör örgütlerine karşı düzenlediği askeri harekat konusunda detaylı açıklamalarda bulunan Küçükcan, Türkiye'nin terörle mücadeledeki kararlığı, Suriye'nin toprak bütünlüğü ve Türkiye'ye sığınan Suriyelilerin geleceğinin operasyonun temel gerekçelerini oluşturduğunu vurguladı.
Küçükcan, "Suriyelilerin operasyon bölgelerine zorla gönderilmesi yoluyla demografik bir değişiklik yapılacağı" yönündeki iddialara da değinerek, "Bölgedeki deliller demografik değişiklik ithamlarının boş ve yanlış varsayımlar olduğunu gösteriyor. 2016 yılındaki Fırat Kalkanı ve 2018 yılında yapılan Zeytin Dalı operasyonlarına bakıldığında demografik bir değişim yaşanmadığı görülmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
"Etnik temizlik" iddialarına tepki"Türkiye'nin bölgede etnik temizlik yaptığı" yönündeki iddialara tepki gösteren Küçükcan, bu tür söylemlerin Türkiye'nin politikasını ve PKK terör örgütüne yönelik düzenlediği operasyonun haklılığını baltalama amaçlı olduğunu belirtti.
Küçükcan, Türkiye'nin dini, ırkı ve mezhepsel kimliği farketmeksizin 5 milyona yakın mülteciye ev sahipliği yaptığını vurgulayarak, "Dünya üzerindeki hiçbir ülke, sınırları üzerinde varoluşsal bir tehdit teşkil eden silahlı bir gruba göz yummaz. ABD nasıl ki DEAŞ terör örgütünün kendi sınırlarında toprak elde etmesine izin vermeyeceği gibi Türkiye de Suriye sınırında PKK bağlantılı teröristlere izin vermeyecektir." ifadelerini kullandı.
"Kürt sorunu ilk kez Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından dile getirildi"Türkiye'deki Kürt vatandaşlar ile azınlık haklarına ilişkin bir soruya cevap veren Küçükcan, "Türkiye'de geçmişten gelen bir Kürt sorunu olduğunu ancak bunun ilk kez Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve kurucusu olduğu AK Parti tarafından dile getirildiğini" ifade etti.
Küçükcan, bu konuda Kürtçe yasağının kaldırılması, Kürtçe televizyon kanalı kurulması ve açılım sürecinin başlatılması gibi çeşitli adımlar atıldığını ancak açılım sürecinin PKK ve HDP tarafından şiddet yoluyla sabote edilmesine, Türkiye'nin sert karşılık verdiğini belirtti.
Azınlık haklarına ilişkin ise benzer adımlar atıldığını ifade eden Küçükcan, şu ifadeleri kullandı:
"96. yılını kutlayan Türkiye'de yeni bir kilise inşa edilmemişti ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan, inşa edilmesi talimatını verdiği yeni bir kilisenin temelini attı. Bu adımların Türkiye'nin demokratikleşme isteğini ve cesaretini yansıttığını düşünüyorum. Öte yandan ABD'nin, Türkiye'nin kendi bekasına yönelik tehditler konusundaki endişelerine de olumlu cevap vermesi gerektiğini düşünüyorum."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com