Uluslararası Haber Ajansı Rusya Bugün’de düzenlenen basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Puşkov, ‘‘ABD, Çin’in ekonomik ve siyasi gücünü nasıl arttırmakta olduğunu uzun zamandır yakından takip ediyor. Bazı değerlendirmelere göre Çin ekonomisi, mevcut konjonktürde dünyanın en büyük ekonomisi olarak adlandırılıyor. Dış politika alanında da ABD’yi artan bir tempoyla giderek göz ardı eden Çin, bu zemindeki tam bağımsızlık hareketlerine verdiği desteği ve isteğini de her geçen gün daha yüksek bir tondan dile getirmektedir. Konuya ilişkin yorum yapan pek çok uzman da yakın bir gelecekte Çin ile ABD arasında kaçınılmaz olarak bir siyasi cepheleşmenin ortaya çıkacağını hususunda hemfikirdir’’ dedi.
Açıklamasında iki ülke arasındaki muhtemel askeri çatışmaların önlenmesi için Çin ve ABD Devlet Başkanları tarafından geçtiğimiz günlerde Pekin’de imzalanan anlaşmanın da önemli bir gösterge olduğunu belirten Puşkov, ‘‘Demek ki bu tip çatışmaların yakın bir gelecekte yaşanabileceğini öngörüyorlar. Bu çatışmalar gerçekten de yaşanabilir. Çünkü ABD’ye ait savaş uçakları özellikle son zamanlarda Pasifik Okyanusu üzerindeki Çin hava sahasına yakın bölgelerde devamlı olarak keşif uçuşları gerçekleştirmektedir. Bilindiği üzere Çin’in bu bölgede bulunan bazı adalar yüzünden ABD’nin müttefiklerine yönelik ciddi şikayetleri ve itirazları bulunmaktadır ve mevcut anlaşmazlığın nereye varacağı ise henüz bilinmemektedir. Ancak bu sıkıntıların potansiyel bir çatışma kaynağı olduğu da yadsınamaz bir gerçektir’’ şeklindeki ifadelerle sözlerini tamamladı.
==============================
VE 2 YIL ÖNCESİNDEN BİR BAŞLIK:
ABD’nin Çin’le Savaş Modeli Gerginlik Yarattı
2 Ağustos 2012'de New York’tan yayın yapan, ABD’nin Türk Amerikan haber portalı "Turkishny"da "Korkutucu senaryo" başlığı altında yayımlanan uzunca bir HABER/YORUM'un sadece şu kısa giriş bölümüne, yukarıdaki son iddia çerçevesinde bakabilirsiniz!
Bu senenin başlarında Başkan Obama Amerikan Ordusunun dikkatini Asya’ya yöneltmesini istediğinde 91 yaşındaki fütürist Marshall’ın bir vizyonu vardı.
Marshall’ın Pentagon’daki küçük ofisinde geçtiğimiz 20 sene öfkeli, agresif ve ağır silahlara sahip Çin’e karşı savaş planı yapmakla geçti.
Savaşın nasıl başlayacağı hakkında kimsenin fikri yoktu ama Amerika’nın savaşa vereceği cevabın Marshall’ın uzun zamandır üzerinde çalıştığı hava-deniz savaşında olacağı aşikardı.
Amerikan hayalet uçakları ve denizaltıları Çin’in uzun mesafeleri gözetleme radarlarını ve ülkenin içerilerinde yer alan uzun menzilli füze sistemlerini vuracaktı. İlk “düşmanı kör etme” saldırısını daha büyük bir hava ve deniz taarruzu izleyecekti.
Detayları gizli olan bu tasavvur Çin ordusunu öfkelendirdi, ayrıca bazı ordu ve deniz kuvvetleri yetkilileri tarafından aşırı derecede pahalı olarak nitelendirildi. Bazı Asyalı analistler Çin’e karşı konvansiyonel saldırıların bir nükleer savaşı tetikleyebileceğinden endişeli.
Irak ve Afganistan’da ABD birlikleri savaşıp çok sayıda asker ölürken Hava-Deniz Savaşı’na pek ilgi çekmedi. Şimdi ordunun isyanlara karşı savaşının on yılı sona ererken bütçeler kısıtlanıyor ve gözlerini Asya’ya çevirmesi emredilen en üst düzey askeri yetkililer Marshall’ın Ofisi’nden gelecek fikirleri bekliyor. (...)
Eski bir nükleer strateji uzmanı olan Marshall son 40 yılını Amerikan hakimiyetine karşı ortaya çıkabilecek tehditleri araştıran Pentagon’un Net Değerlendirme Ofisi’ni yöneterek geçirdi. Çalışması boyunca Kongre’de savunma sanayide müttefik bir ağ oluşturdu.
Marshall’ın destekçileri onun ofisine, yetkililerin Pentagon’un modası geçmekte olan planlarını bir kenara bırakıp uzun vadeli görüş sağlayabileceği bir yer olarak övgü yağdırırken eleştirmenler Çin tehdidinin abartılarak sürekli tetikte olma durumuna ve savunma harcamalarını arttırmaya doğru tehlikeli bir eğilim görüyor. (...)
Marshall, (...) bir röportajında “Çok mutlu olmayan bir geleceğe bakma eğilimdeyiz” dedi. (...)