USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Dünya

ABD Başkanı Trump'ın ilk döneminde uyguladığı yaptırımlar, İran'da ekonominin en büyük sor

ABD Başkanı Donald Trump'ın ilk döneminde 2018'de başlatılan İran'a karşı ağır yaptırımlar, Tahran'ın kırılgan ekonomisindeki sorunları daha da derinleştirdi.

ABD Başkanı Trump'ın ilk döneminde uyguladığı yaptırımlar, İran'da ekonominin en büyük sor
23-01-2025 13:08
Google News
Tahran

Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak adlandırılan nükleer anlaşmadan Trump döneminde tek taraflı çekilen Washington, Ağustos 2018 itibarıyla, Tahran'ı füze programı ve bölgesel nüfuzunun da sınırlandırıldığı yeni bir anlaşmaya zorlamak için, İran'a yönelik "tarihin en ağır yaptırımlarını" uygulamaya başladı.

Bu süreçte ekonomisi büyük yara alan İran, ekonomik sorunlardan kaynaklı toplumsal hareketliliklerle de başa çıkmaya çalıştı. Buna karşılık Trump'ın yaptırımları, İran'ın ekonomisine ağır darbeler vursa da Tahran'ı nükleer programından vazgeçirmedi. Aksine Tahran bu dönemde nükleer programını ilerletti.

Trump sonrasında ABD'de İran ile diplomasiyi önceleyen Joe Biden'ın göreve gelmesiyle iki ülke arasındaki yaptırım düğümünün çözüleceğine dair beklentiler arttı ancak Trump'ın miras bıraktığı yaptırımların karmaşıklığı ve bölgesel ile küresel gelişmeler nedeniyle bir süre devam eden müzakerelerden sonuç çıkmadı.

İran, Tahran'a karşı azami baskı politikasıyla hatırlanan Trump'ın ABD'de yeniden başkanlığa gelmesi sonrasında, son aylarda bölgedeki nüfuz alanında aldığı darbeler ve kapsamlı yaptırımlardan kaynaklanan ekonomik sorunlardan kurtulmanın yollarını arıyor.

ABD'nin ağır yaptırımları

İran'a yönelik ağır yaptırımlar, 2018'de 7 Ağustos ve 5 Kasım'da olmak üzere iki aşamayla devreye girdi.

ABD, ilk aşama yaptırımlarla İran'ın dolar, altın ve değerli madenlere erişimini yasaklarken, bu ülkenin çelik, kömür, alüminyum ticareti ile otomotiv ve sivil havacılık sektörlerini de hedef aldı.

Çok geçmeden 5 Kasım'da getirilen ikinci aşama yaptırımlarla da Tahran'ın petrol ve enerji ticareti darbe aldı. Washington, bu süreç boyunca Merkez Bankası dahil, İran'a ait birçok banka ve şirketi yaptırım kapsamına alarak Tahran'ın uluslararası ticaretine büyük zarar verdi.

İran'da dönemin Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, 26 Eylül'de 2020'de, ABD yaptırımlarından kaynaklanan zararın ülkeye maliyetinin 150 milyar doları bulduğunu belirterek, "Bu yıllarda halkımızın yaşamı daha rahat ve kolay olabilirdi. Doların ve ihtiyaç ürünlerinin fiyatı daha makul seviyelerde olabilirdi. Bu suçların tüm sorumluluğu Beyaz Saray'a aittir." ifadelerini kullandı.

İran'ın ana gelir kaynağını hedef alan yaptırımlar, hükümete azami baskı yapmak, petrol ihracatını sıfıra indirmek ve İran petrolünü dünya piyasalarından tamamen çıkarmayı hedefledi. İran'ın son 3 yıldaki petrol ihracat istatistiklerine bakıldığında, ABD'nin İran'ın ihracatını sıfırlama hedefine erişemediği ancak Tahran'ın petrol ihracatının da yaptırımlardan önceki döneme göre büyük ölçüde azaldığı görülüyor.

İran'ın petrol üretiminde düşüş görüldü

Petrol Bakanlığının verilerine göre, İran'ın 208 milyar varil ham petrol ve kondensat ile yaklaşık 41 trilyon metreküp doğal gaz rezervi bulunuyor.

Venezuela ve Suudi Arabistan'ın ardından Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütünde (OPEC) en büyük üçüncü petrol rezervine sahip İran, dünyada da Suudi Arabistan'ın ardından bu sıralamasını koruyor.

İran Petrol Bakanlığının istatistiklerine göre, ABD anlaşmadan ayrılmadan önce Nisan 2018'de günlük 3,8 milyon varil ham petrol ve kondensat üretimi yapan İran, bu miktarın 2,8 milyon varilini ihraç ediyordu.

Üçüncü ülkelerin ve tanker izleme şirketlerinin verilerine göre de yaptırımlar sonrasında satmakta zorlandığı için petrol üretimini günlük 2 milyon varilin altına indiren İran'ın ihraç ettiği petrol miktarı da bu süreçte ortalama günlük 500 bin varilin altına düştü.

Tahran'ın en büyük iki müşterisi Hindistan ve Çin'in yaptırımlardan sonra İran'dan petrol ithalatı ciddi oranda azaldı. Hatta Nisan 2020 itibarıyla Hindistan, İran'dan petrol ithalatını durdurdu. Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, Japonya ve Güney Kore gibi ülkeler de her ne kadar yaptırımlara karşı olsalar da ABD'nin baskıları sonucu petrol sevkiyatlarını tamamen kesti.

Bu süreçten sonra İran, petrol ihracatını takas ticareti yoluyla yapmaya başladı. Son zamanlarda ise petrol ihracatında artış yaşandığı ve geçen yıl bu oranın ilk kez günlük 1,5 milyon varili aştığına dair haberler ülke medyasında yer buldu. Buna karşılık İran, yaptırımlar nedeniyle petrolü imtiyazlar sağlayarak satması nedeniyle gelirlerinde kayıplar yaşadı.

İran Ticaret Odası Araştırma Merkezi Başkanı Hüccetullah Mirzayi, Kasım 2024'te, yaptığı açıklamada, ülkesinin yaptırımlar nedeniyle petrol ihracatında müşteri çeşitliliği sağlayamadığını ve petrol ihracatının yüzde 92'sini Çin'e ve yüzde 30 indirimli gerçekleştirdiğini belirtti.

Mirzayi, Trump'ın İran petrolünü hedef alan yaptırımlarından önce, 2 milyon varilin üzerinde petrolü en az 10 farklı ülkeye sattıklarının bilgisini de paylaştı.

İran tümeninin 7 yılda değer kaybı yüzde 1100'ü aştı

Ülkede Mayıs 2018'de serbest piyasada 6 bin 500 tümen seviyelerinde olan 1 ABD doları, yaptırımların devreye girdiği 26 Eylül 2018'de 19 bin tümene çıkarak tarihi seviyesini gördü. Daha sonraki süreçte de sürekli yükselen dolar kuru, Ocak 2025'e gelindiğinde bir kez daha tarihi rekor seviyesine ulaşarak, 80 bin tümeni aştı.

Buna göre, ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilerek yaptırımları geri getirmesinden sonraki 7 yıllık süreçte İran ulusal para biriminin dolara karşı değer kaybı yüzde 1100'ü aştı.

İran ekonomisindeki kriz yalnızca ulusal paranın dolar karşısında değer kaybıyla sınırlı kalmadı. Para biriminde yaşanan değer kaybı dış ticareti zora sokarken enflasyonun yükselmesine ve ekonominin daralmasına neden oldu.

Merkez Bankası verilerine göre İran, nükleer anlaşmanın yürürlüğe girdiği 2016'da yüzde 12,5, 2017'de ise yüzde 3,7 ekonomik büyüme gerçekleştirdi. Yaptırımların başlatıldığı 2018'de ise ekonomi yüzde 3,9 küçüldü.

Ülkede enflasyon, 2016'da nükleer anlaşmanın yürürlüğe girerek yaptırımların kaldırıldığı dönemde 26 yıl aradan sonra ilk kez yüzde 9'a gerilemişti. ABD'nin 2018'de anlaşmadan çekilerek yaptırımlar uygulamasından sonraki süreçte ise enflasyon yüzde 52,1'e kadar çıktı. İran İstatistik Merkezinin verilerine göre, geçen yıl enflasyon yüzde 32 oldu.

Enflasyonun kontrol edilememesi alım gücünü doğrudan etkiledi. İran'da geçen yıl 11 milyon 600 bin tümen olarak belirlenen asgari ücret, ABD'nin anlaşmadan çekilmeden önceki süreçte dolar bazında 200 doların üzerindeydi. Söz konusu rakam bugün itibarıyla serbest piyasa kuruna göre 135 dolara kadar indi.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ