VARŞOVA
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Türkiye ile AB arasında bir zirve yapılmadan ilerleme imkanının artık kalmadığını belirterek bu yılın ilk yarısında Türkiye-AB zirvesinin toplanmasını istedi.
Çelik, resmi temaslarda bulunmak üzere geldiği Polonya'nın başkenti Varşova'da basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Polonya ile diplomatik ilişkilerin 600. yılının kutlandığını hatırlatan Çelik, Doğu Avrupa ve Balkanlar'ın barışı gibi konularda iki ülkenin her zaman paralel düşüncelere sahip olduğunu anlattı.
Ömer Çelik, AB ilişkileri bağlamında iki ülkenin her zaman yakın ilişkileri olduğunu, NATO içindeki ittifakın da sürdüğünü söyledi.
ABD Bideri Donald Trump'ın NATO konusunda mevcut işleyişini sorgulayan yaklaşımlar üretmesi ve seleflerinin tersine Brexit'i destekleyici açıklamalarda bulunmasını değerlendiren Çelik, bunun AB'nin ana mekanizmalarında birtakım tereddütler oluşturduğunu ve hatta AB kurumlarının üst düzey yöneticilerinin Trump'ın açıklamalarını tehdit olarak gördüklerini ifade ettiklerini hatırlattı.
Bugün günah keçisi haline getirilse de Avrupa'yı birçok risklerin içinden tekrar potansiyel bir cazibe merkezi haline getiren şeyin her zaman genişleme politikası olduğunu dile getiren Çelik, bu politika sayesinde Avrupa'nın riskleri fırsata çevirdiğini vurguladı.
Çelik, Polonya'nın AB üyesi olmasına rağmen Avrupa'daki temel kurumlarla arasında bir tartışma içinde olduğuna değindi. Bu tartışmaların zaman zaman Türkiye ile yürütülen tartışmalarla benzerlik taşıdığını da dile getiren Çelik, muhataplarıyla bu konularla beraber küresel gelişmeleri ele alacaklarını belirtti.
Bakan Çelik, Polonya ile ulaştırma ve savunma sanayi başta olmak üzere iş birliği yapılacak pek çok alan olduğunu ifade ederek, "Burada Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) ciddi bir yapılanması var. 3 tane üniversitesi var. 6'ya yakın okulundan bahsediliyor. Bunlar darbe girişiminden sonra biraz perde gerisine çekilerek daha çok Polonyalı yöneticileri getirme gibi bir strateji izliyorlar." diye konuştu. Çelik, Polonyalı muhataplarına bunun FETÖ'nün bilinen bir yöntemi olduğunu, bununla mücadelenin hem ikili ilişkiler hem de dost Polonya'nın istikrarı bakımından ne kadar önemli olduğunun altını çizeceğini söyledi.
Sorular
Bakan Çelik, bir soru üzerine geçen hafta Başbakan Binali Yıldırım ile Malta ve Münih ziyaretlerinde AB yetkilileriyle görüşmelerine ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
"Türkiye ile AB arasında bir zirve yapılmadan diğer konularda artık ilerlemenin bir imkanı kalmadı. Bu durum sürdürülebilir bir durum değil. Avrupa'nın Türkiye ile olan ilişkilerinde bir vizyon ortaya koyması gerekiyor. Nitekim Polonya'nın da böyle talepleri var. Burda da arzu edilen ülkelerin özel pozisyonlarına önem veren bir esnek AB karar mekanizmasının ortaya çıkması. Yani Brüksel'den karar verdiğiniz zaman, bu, çalışmıyor. Bunu en son nerde gördük? Hem gönüllü yerleştirme hem de göç politikası konusunda alınan hiçbir karar hayata geçmemiştir."
Bu durumun AB kurumlarının karar alma mekanizmalarında birtakım reformların olması gerekliliğini ortaya koyduğunu dile getiren Çelik, bunun yanı sıra AB'nin uzun zamandır bir Türkiye politikası olmadığının altını çizdi.
Türkiye ile AB arasında yapılması gereken zirveye ilişkin beklentilerini de dile getiren Çelik, "Yılın ilk yarısında yapılsın bu zirve. İkincisi de bundan sonra teoride kalmayacak, hangi konularda somut ilerlemeler sağlayacaksak o somut ilerlemeleri ortaya koysun." dedi. Çelik, bunların olmaması halinde herhangi bir ilerleme sağlamanın mümkün olmayacağına dikkati çekti.
Ömer Çelik, Roma Anlaşmasının 60. yıl dönümü kutlamaları için AB'nin genişleme ile ilgili katılım müzakereleri yürüttüğü ülkelerin davet edilmediğine işaret ederek, yetkililerin bu eleştirilere "İngiltere'yi de davet etmedik" şeklinde karşılık verdiğini hatırlattı. Bu cümlenin AB'nin içine düştüğü vizyonsuzluğun açık bir göstergesi olduğunu söyleyen Çelik, "Burada bir cari açık var. Bu cari açık sürdürülemez bir noktaya geldi. AB'den çıkmak isteyen bir ülkeyle oraya girmek isteyen bir ülkeyi aynı kategoride görüyorsanız, genişleme konusunda bir iflas ilan etmişsiniz demektir." şeklinde konuştu.
Avrupa Parlamentosunun Türkiye raportörü Kati Piri ile görüşüp görüşmediğinin sorulması üzerine, "Kati Piri ile görüşmedim ve randevu vermeyeceğim kendisine." dedi. Piri'nin HDP sözcülerinin tercümanlığını yaptığını ifade eden Çelik, kendilerinin defalarca iyi niyetli bir yaklaşım gösterdiklerini vurguladı.
Referanduma ilişkin yürütülen anket çalışmalarının sorulması üzerine Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın HDP, CHP tabanlarına hitabı konusunda yapılan eleştirileri değerlendirdi. "Biz her seçimde Türkiye'nin tüm vatandaşlarına hitap ederiz." diyen Çelik, kendilerinin CHP ve HDP yönetimlerinin Türkiye'nin her türlü olumlu gelişimi karşısında engelleyici tutum ortaya koymalarını eleştirdiklerini belirtti.
Çelik, "Hep beraber göreceğiz. Hem sayısal meşruiyeti yüksek hem de siyasal meşruiyeti yüksek bir evet çıkacak." görüşünü dile getirdi.
"Darbeciler örgüt faaliyetlerini aynen sürdürüyor"
Ömer Çelik, siyasi partilerin 15 Temmuz sürecinde darbe girişimine karşı çıkmasının darbeyi engellemedeki en önemli faktörlerden biri olduğunu vurguladı. Söz konusu darbecilerin "biz emri yerine getirdik" dediğini hatırlatan Çelik, emir komuta zinciri içinde gerçekleşmesinin bunu meşru kılmayacağının altını çizdi.
Çelik, darbecilerin bu sözlerinin eski taktik çalışmalarının, örgüt faaliyetlerinin aynen sürdüğünü gösterdiğini kaydetti.
Muhabir: Meltem Bulur
dikGAZETE.com