Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, son dönemde Türkiye-AB ilişkilerinin yeniden enerji kazandığını belirterek, Türkiye-AB ilişkilerinde her iki tarafında büyük çıkarları olduğunu söyledi.
Salonda bulunan dinleyicierine hitap eden Bozkır konuşmasının ardından da kendine yöneltilen soruları cevapladı, Bakan Bozkır’ın değindiği başlıklar ise Kıbrıs meselesi, Vize serbestisi, Suriye meselesi, “(Kürdistan) Öyle bir bölge yok” ve Ermeni meselesine değindi.
Bozkır, Başkent Viyana’daki temasları kapsamında, geçmişi Avusturya’nın doğu ve özellikle de Osmanlı İmparatorluğu ile ilişkilerine uzman yetiştirmek üzere kurulan Viyana Diplomatik Akademisi’nde, Türkiye’nin AB müzakere süreci, vize serbestisi, sığınmacı krizi, Suriye krizi ve bölgesel gelişmeler olmak üzere pek çok konuya değindi ve soruları yanıtladı.
AB Bakanı ve Başmüzakereci, Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinin 50-55 yıllık bir geçmişi olduğunu belirterek, “Türkiye yerinde başka bir ülkenin bu kadar uzun sabırla bunu götürebileceğini sanmıyorum. Bu ilişki devam devam ediyor çünkü, her iki tarafın birbirlerinden büyük çıkarları var” dedi.
Türkiye’nin AB üyeliği için sivil, yargı, askeri alanda 2 bin yasa değişikliği yaptığı bilgisini veren Bozkır, AB tarafından da bakıldığında Türkiye’nin, AB için hareketli bir ekonomik pazar olduğunu, Türkiye’deki genç nüfusun AB için bir avantaj olduğunu, aynı şekilde Türkiye’nin güçlü ordusunun, süper güç potansiyeli olan AB’nin çıkarına olduğunu ve Türkiye’nin doğal enerji kaynaklarına komşu olmasının yine AB’nin avantajına olduğunu ifade etti.
Volkan Bozkır, Türkiye ile AB ilişkilerinin son dönem kazandığı ivme için de “Biz bugün ilişkiler yeniden enerji kazanma sürecini yaşıyoruz ilişkilerde. Farklı problemler karşılaşıyoruz ama birlikte çözüm bulabiliyoruz” diye konuştu.
Sığınmacı krizinin bir deprem etkisi yarattığını kaydeden Bozkır, Avrupalı muhataplarının bu işin ilk çıktığı yıllarda Türkiye’nin uyarılarına kulak asmadığını, bunun Temmuz’a kadar sürdüğünü ardından bu durumun Temmuz’dan sonra değiştiğini ifade etti.
Türkiye’yi ve Avrupa’yı son dönemde sarsan terörün hedefinin hep aynı olduğunu belirten bakan, “Birbirlerini başkaları üstünden kullanıyorlar ve yeniden Avrupa’yı vurmaya başladı. Şimdi tabi herkes üzgün ama bunun karşı mücadelede bilgi paylaşımı gerekli” ifadelerini kullandı.
Konferansın soru-cevap bölümünde Avusturyalılar’dan zor sorular bekllediğini dile getiren Bozkır, Türkiye’de basın özgürlüğünün kısıtlandığına ilişkin bir soruya, Türkiye’de çok sayıda gazete basıldığını, pek çok televizyon kanalı olduğunu, twitter’ın yoğun şekilde kullanıldığını ve her akşam televizyonlarda tartışma programlarının olduğunu aktardı.
“Mustafa Gök, Erdal Süsen, Hatice Duman, Seyithan Akyüz” gibi isimlerin gazeteci kimliğiyle bomba atma, güvenlik güçlerini yaralama ve şiddetle anayasal düzeni değiştirmeye kalkıştığı için cezaevinde olduğunu belirten Volkan Bozkır, “Türkiye’de gazeteciler yazdıklarından dolayı içeride değiller. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10.maddesi çerçevesinde ifade özgürlüğünün kısıtlanması konusu. Fransa (son Paris saldırıları), İngiltere (IRA ile olan durumu sırasında), AİHS’nin ifade özgürlüğüyle ilgili maddelerini askıya aldı ama Türkiye bunu yapmadı” diye konuştu.
Enerji bağlamında Kıbrıs meselesine de değinen AB Bakanı ve Başmüzakereci, “Türkiye, 40 mil uzaklıkta. Girit 500 mil. Kıbrıs’ta çıkacak gazın Avrupa’ya ulaşması için en uygun yol Türkiye. Enerji de Kıbrıs sorununa yardımcı olacak konulardan bir tanesi” dedi.
Berlin Duvarı’nın yıkılışının bu yıl 27.yıldönümünün kutlandığını söyleyen Volkan Bozkır, Türkiye’nin AB’ye girişinin önünde duvarlar olmaması gerektiğini, bu konuda işbirliğine hazır olduklarını belirtti.
Türk insanının yürekli insanlar olduğunu Nisan sonuna kadar 72 kriteri gerçekleştirebileceği iradesini ortaya koyduğunu anlatan Bozkır, “Mayıs ayı başında bu konu AB Komisyonu’nun oradan konseyin, konseyden de parlamentonun gündemine gelecek. Bana göre, Türk vatandaşı vizesi seyahati hak ediyor. Öğrenciler, işadamları, sanatçılar gelecek ve yeni bio metrik pasaportlarla Europol ile yapılacak işbirliği sayesinde endişe edilecek bir şey olmadığını düşünüyorum” diye konuştu.
Geri kabul anlaşması 3.ülke vatandaşları için haziran ayında yürürlüğe gireceğini anımsatan ve Avrupa’yı uyaran AB Bakanı Bozkır, “Eğer AB vize serbestisini vermezse biz bu geri kabul anlaşmasını feshedebiliriz. Bu bir pazarlık. Vize olmazsa geri kabul de olmaz” dedi.
Suriye krizine yönelik bir soruya Bakan Bozkır, her şeyin ilk dönemlerde daha kolay olduğunu ancak şimdi ise daha zor olduğunu kaydetti.
Suriye’de Esad’ı babasının yolundan gitmesi ailesinin yönlendirdiğini dile getiren Bozkır, “Öncelikle Esad gitmeli. Esad gitmediği sürece onun bombalarından kaçan o insanlar evlerine dönemeyecekler. Biz Suriye sorunun çözemezsek, terör tehdidi ve düzensiz göç sorunlarıyla karşılaşmaya devam edeceğiz. Bu önce Türkiye’yi sonra da Avrupa’yı vuruyor” şeklinde konuştu.
Türkiye’de Kürtlerin sadece bir bölgede değil, ülke genelinde olduğunu ve en yoğun Kürt nüfusunun 1,5 milyon Kürt kökenli insanın İstanbul’da olduğunu aktaran Bozkır, Türkiye’de Kürtlerin federasyon talebinde olmadığını, zaten böyle federasyon gibi bir bölge olmadığını da söyledi.
Türkiye’nin 30 bini aşkın insanını PKK terörüne kaybettiğine, bununla birlikte AK Parti hükümetinin barış sürecini başlattığını ancak, PKK’nın kimse bizi silah bırakmaya zorlayamaz diyerek, sürecin durmasına yol açtığını kaydetti.
Bu noktada, PKK’nın lider kadrosuyla bağlantılı vekilleri olan HDP’nin de bu sürecin durmasında sorumluluğu olduğunu belirten Volkan Bozkır, “PKK’ya baskı yapamadılar. Hdp çok çeşit milletvekili var ama TR’yi temsil ediyoruz diyor ama bir kesimin PKK liderleriyle kuvvetli bağları var. Biz buna izin veremeyiz. 6 aydır, kent ve kasabalarımıza yerleştirilen patlayıcılardan ve mühimmatlardan temizliyoruz. Halk, PKK ile işbirliği yapmadı. Şehirleri terk ederek onları yalnız bıraktı” ifadelerini kullandı.
1915 olaylarına ilişkin bir soruya da Bozkır, “Bu tür sorunlar tarihçiler tarafından çözülmeli, siyasiler tarafından değil. Onlar tarih yapamazlar. Biz her ülkeden tarihçilerin katılabileceği tarih komisyonu kurulmasını ve arşivlerin açılmasını önerdik ve karar verelim dedik. Sonucu da kabul edeceğimizi söyleyeceğiz” yanıtını verdi.
(İHA)
Salonda bulunan dinleyicierine hitap eden Bozkır konuşmasının ardından da kendine yöneltilen soruları cevapladı, Bakan Bozkır’ın değindiği başlıklar ise Kıbrıs meselesi, Vize serbestisi, Suriye meselesi, “(Kürdistan) Öyle bir bölge yok” ve Ermeni meselesine değindi.
Bozkır, Başkent Viyana’daki temasları kapsamında, geçmişi Avusturya’nın doğu ve özellikle de Osmanlı İmparatorluğu ile ilişkilerine uzman yetiştirmek üzere kurulan Viyana Diplomatik Akademisi’nde, Türkiye’nin AB müzakere süreci, vize serbestisi, sığınmacı krizi, Suriye krizi ve bölgesel gelişmeler olmak üzere pek çok konuya değindi ve soruları yanıtladı.
AB Bakanı ve Başmüzakereci, Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinin 50-55 yıllık bir geçmişi olduğunu belirterek, “Türkiye yerinde başka bir ülkenin bu kadar uzun sabırla bunu götürebileceğini sanmıyorum. Bu ilişki devam devam ediyor çünkü, her iki tarafın birbirlerinden büyük çıkarları var” dedi.
Türkiye’nin AB üyeliği için sivil, yargı, askeri alanda 2 bin yasa değişikliği yaptığı bilgisini veren Bozkır, AB tarafından da bakıldığında Türkiye’nin, AB için hareketli bir ekonomik pazar olduğunu, Türkiye’deki genç nüfusun AB için bir avantaj olduğunu, aynı şekilde Türkiye’nin güçlü ordusunun, süper güç potansiyeli olan AB’nin çıkarına olduğunu ve Türkiye’nin doğal enerji kaynaklarına komşu olmasının yine AB’nin avantajına olduğunu ifade etti.
Volkan Bozkır, Türkiye ile AB ilişkilerinin son dönem kazandığı ivme için de “Biz bugün ilişkiler yeniden enerji kazanma sürecini yaşıyoruz ilişkilerde. Farklı problemler karşılaşıyoruz ama birlikte çözüm bulabiliyoruz” diye konuştu.
Sığınmacı krizinin bir deprem etkisi yarattığını kaydeden Bozkır, Avrupalı muhataplarının bu işin ilk çıktığı yıllarda Türkiye’nin uyarılarına kulak asmadığını, bunun Temmuz’a kadar sürdüğünü ardından bu durumun Temmuz’dan sonra değiştiğini ifade etti.
Türkiye’yi ve Avrupa’yı son dönemde sarsan terörün hedefinin hep aynı olduğunu belirten bakan, “Birbirlerini başkaları üstünden kullanıyorlar ve yeniden Avrupa’yı vurmaya başladı. Şimdi tabi herkes üzgün ama bunun karşı mücadelede bilgi paylaşımı gerekli” ifadelerini kullandı.
Konferansın soru-cevap bölümünde Avusturyalılar’dan zor sorular bekllediğini dile getiren Bozkır, Türkiye’de basın özgürlüğünün kısıtlandığına ilişkin bir soruya, Türkiye’de çok sayıda gazete basıldığını, pek çok televizyon kanalı olduğunu, twitter’ın yoğun şekilde kullanıldığını ve her akşam televizyonlarda tartışma programlarının olduğunu aktardı.
“Mustafa Gök, Erdal Süsen, Hatice Duman, Seyithan Akyüz” gibi isimlerin gazeteci kimliğiyle bomba atma, güvenlik güçlerini yaralama ve şiddetle anayasal düzeni değiştirmeye kalkıştığı için cezaevinde olduğunu belirten Volkan Bozkır, “Türkiye’de gazeteciler yazdıklarından dolayı içeride değiller. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10.maddesi çerçevesinde ifade özgürlüğünün kısıtlanması konusu. Fransa (son Paris saldırıları), İngiltere (IRA ile olan durumu sırasında), AİHS’nin ifade özgürlüğüyle ilgili maddelerini askıya aldı ama Türkiye bunu yapmadı” diye konuştu.
Enerji bağlamında Kıbrıs meselesine de değinen AB Bakanı ve Başmüzakereci, “Türkiye, 40 mil uzaklıkta. Girit 500 mil. Kıbrıs’ta çıkacak gazın Avrupa’ya ulaşması için en uygun yol Türkiye. Enerji de Kıbrıs sorununa yardımcı olacak konulardan bir tanesi” dedi.
Berlin Duvarı’nın yıkılışının bu yıl 27.yıldönümünün kutlandığını söyleyen Volkan Bozkır, Türkiye’nin AB’ye girişinin önünde duvarlar olmaması gerektiğini, bu konuda işbirliğine hazır olduklarını belirtti.
Türk insanının yürekli insanlar olduğunu Nisan sonuna kadar 72 kriteri gerçekleştirebileceği iradesini ortaya koyduğunu anlatan Bozkır, “Mayıs ayı başında bu konu AB Komisyonu’nun oradan konseyin, konseyden de parlamentonun gündemine gelecek. Bana göre, Türk vatandaşı vizesi seyahati hak ediyor. Öğrenciler, işadamları, sanatçılar gelecek ve yeni bio metrik pasaportlarla Europol ile yapılacak işbirliği sayesinde endişe edilecek bir şey olmadığını düşünüyorum” diye konuştu.
Geri kabul anlaşması 3.ülke vatandaşları için haziran ayında yürürlüğe gireceğini anımsatan ve Avrupa’yı uyaran AB Bakanı Bozkır, “Eğer AB vize serbestisini vermezse biz bu geri kabul anlaşmasını feshedebiliriz. Bu bir pazarlık. Vize olmazsa geri kabul de olmaz” dedi.
Suriye krizine yönelik bir soruya Bakan Bozkır, her şeyin ilk dönemlerde daha kolay olduğunu ancak şimdi ise daha zor olduğunu kaydetti.
Suriye’de Esad’ı babasının yolundan gitmesi ailesinin yönlendirdiğini dile getiren Bozkır, “Öncelikle Esad gitmeli. Esad gitmediği sürece onun bombalarından kaçan o insanlar evlerine dönemeyecekler. Biz Suriye sorunun çözemezsek, terör tehdidi ve düzensiz göç sorunlarıyla karşılaşmaya devam edeceğiz. Bu önce Türkiye’yi sonra da Avrupa’yı vuruyor” şeklinde konuştu.
Türkiye’de Kürtlerin sadece bir bölgede değil, ülke genelinde olduğunu ve en yoğun Kürt nüfusunun 1,5 milyon Kürt kökenli insanın İstanbul’da olduğunu aktaran Bozkır, Türkiye’de Kürtlerin federasyon talebinde olmadığını, zaten böyle federasyon gibi bir bölge olmadığını da söyledi.
Türkiye’nin 30 bini aşkın insanını PKK terörüne kaybettiğine, bununla birlikte AK Parti hükümetinin barış sürecini başlattığını ancak, PKK’nın kimse bizi silah bırakmaya zorlayamaz diyerek, sürecin durmasına yol açtığını kaydetti.
Bu noktada, PKK’nın lider kadrosuyla bağlantılı vekilleri olan HDP’nin de bu sürecin durmasında sorumluluğu olduğunu belirten Volkan Bozkır, “PKK’ya baskı yapamadılar. Hdp çok çeşit milletvekili var ama TR’yi temsil ediyoruz diyor ama bir kesimin PKK liderleriyle kuvvetli bağları var. Biz buna izin veremeyiz. 6 aydır, kent ve kasabalarımıza yerleştirilen patlayıcılardan ve mühimmatlardan temizliyoruz. Halk, PKK ile işbirliği yapmadı. Şehirleri terk ederek onları yalnız bıraktı” ifadelerini kullandı.
1915 olaylarına ilişkin bir soruya da Bozkır, “Bu tür sorunlar tarihçiler tarafından çözülmeli, siyasiler tarafından değil. Onlar tarih yapamazlar. Biz her ülkeden tarihçilerin katılabileceği tarih komisyonu kurulmasını ve arşivlerin açılmasını önerdik ve karar verelim dedik. Sonucu da kabul edeceğimizi söyleyeceğiz” yanıtını verdi.
(İHA)