Ankara
"Sevgi her şeyi iyileştirir" düsturundan yola çıkarak, sahiplendikleri hayvanları tedavi ettiren ve bu süreçte onlarla güçlü bir bağ kuran hayvanseverler, hikayelerini anlattı. AA, hayvanların tedavi süreci öncesinde ve sonrasındaki sağlıklı hallerini görüntüledi.
Anadolu Ajansı’nın bahçesindeki kediyi sahiplenen Rabia Göl, Monika adını verdiği kedinin ilk bulunduğunda bütün vücudunda enfeksiyon olduğunu ve “çok fazla yaşamaz” denildiğini söyledi.
Ailesinden uzakta Ankara’da yaşadığını belirten Göl, "Monika’nın varlığı bana aile oldu, arkadaş oldu, her şey oldu. Birbirimiz için her şeyiz şu an. Sevgi ikimizi de iyileştirdi. Ben onu iyileştirdiğimi düşünürken o beni iyileştirdi." diye konuştu.
"Önce bilinçlen sonra sahiplen"
Simge Seven, mart ayında hem dedesini hem babasını kaybettiğini, mezarlıktaki çöp tenekesinin yanında gözleri iltihaptan kapanmış yavru kediyi gördüğünü anlattı.
Kediyi veterinere götürdüğünü belirten Seven, uzun bir tedavi sürecinin ardından bütün odak noktasının Çeto adını verdiği kedisi olduğunu ifade etti. Seven, "Biz Çeto’yu iyileştirirken aslında biz de iyileştik. Çünkü çok büyük bir kayıp yaşadık. Çeto’nun varlığı bize gerçekten çok büyük bir enerji oldu, mutluluk kaynağı oldu. Kapıyı açtığımızda böyle kuyruğunu kaldırıp size doğru koşması bile çok çok mutluluk verici." diye konuştu.
"Hayvan sevgisi, insan sevgisi, herhangi bir şeye olan sevgi bile iyileştirir." ifadelerini kullanan Seven, canlılara evlat gözüyle bakılması gerektiğine dikkati çekerek, "Önce bilinçlen sonra sahiplen. O sahiplendiğiniz canı kendi evladınız gibi, onun da bir canı olduğunu unutmadan sahiplenin lütfen.” dedi.
Köpek sayesinde hayatına sporu dahil etti
Nuray Kaya, 10 yıl önce ilk köpeği Şarap ile yaklaşık 2 yıl önce de hasta olduğu için sahiplenilmekten vazgeçilen Suşi ile karşılaştığını anlattı.
Sahip çıktığı Suşi’nin 9 kardeşten sağ kalan tek yavru olduğunu, depresyona girdiği için annesinin Suşi'yi emziremediğini belirten Kaya, "Yardım etmek bizi de iyileştiriyor ve iyi geliyor. Yavru bir köpek sahiplenip, büyüttüğünüz ve iyileştirdiğinizde sadece doğurmamış oluyorsunuz." diye konuştu.
Uyandığım anda ilk yaptığım işin Suşi'yle dışarı çıkmak olduğunu belirten Kaya, hayatına hayvanların girmesiyle doğayla daha iç içe hale geldiğini kaydetti. Kaya, "Fiziksel olarak daha sağlıklıyım, hayatıma spor girdi bir kere. Her gün 10 bin adım ve üzerinde hareket ediyorum sadece onların ihtiyaçlarını karşılamak için." dedi.
"Her eve bir pati"
Köpeklerle yaşadığı kavga sırasında yaralanan ilk kedisi Lesnar ile yazlık bahçesinde bulduğu ikinci kedisi Midas'ı tedavi ettirerek sahiplendiğini anlatan Esma Yıldız ise daha önce kedilerden korktuğunu ancak onlarla beraber hayatına inanılmaz güzel bir enerji geldiğini belirtti.
Yıldız hayvanların evin neşesi olduğunu, çocuklardan bir farkının bulunmadığını ifade ederek, "Sabah 5’te Midas beni kaldırıyor ve kalkma sebebimiz ‘Mama ver’, ‘Sev’. Başka hiçbir şeyimiz yok. Ve her gece benimle aynı yastıkta yatıyor. Biz bayanların temizlik takıntısı vardır, şu anda tamamen o takıntılarımdan vazgeçmiş durumdayım. Evdeki bütün halılarımı değiştirmiş durumdayım." dedi.
Evinde kedi beslemeyi düşünenlere de kesinlikle almaları tavsiyesinde bulunan Yıldız, "Her eve bir pati diyoruz zaten." ifadelerini kullandı.
10 kedi, 5 köpek, kaplumbağa ve balık bir arada
Bir çocuk annesi Kevser Kişi ise evini çok sayıda can dostuyla paylaşan bir hayvansever.
10 kedisi, 5 köpeği ve birer kaplumbağa ile balığının bulunduğunu söyleyen Kişi, hayvan sevgisi nedeniyle bahçeli bir evde yaşadığını, hasta hayvanları sahiplenerek tedavi ettirdiğini anlattı. Marla adını verdiği kedisinin de bunlardan biri olduğunu kaydeden Kişi, FIP hastalığı nedeniyle Marla'nın 96 günlük tedavi gördüğünü söyledi.
Temizlik konusunda kedilerin de çocuklar gibi görülmesi gerektiğini söyleyen Kişi, “Çocuk bir yeri kirletir, kedi de bir yeri kirletir. Çocuğun kirlettiği yeri temizlerken söylenmiyorsunuz, yapıyorsunuz. Bunu öyle gördükten sonra onların temizliği de insanlara zor gelmiyor.” ifadelerini kullandı.
"Bir varlığı sevmek gerçekten insanı çok iyileştiriyor"
Barınakta yaşayan köpek Pito’yu sahiplenen Dilek Doğan Karaoğlu, insanların hayata bakış açısının hayvanlarla değiştiğini belirtti.
Pito'dan önce kedisi de olan Karaoğlu, hayvanların kendisine kattıklarını şöyle anlattı:
"Çok sabırsız bir insandım. Hemen her şey olsun derdim ama onların ihtiyaçlarını karşılamaya başladıktan sonra sabretmeyi öğrendim. Aslında çok çok zevkli, şu anda 6,5 aylık bebeğim var, bebeğimizi de alıp gezdiriyorum. Sevgi, kesinlikle her şeyi iyileştiriyor. Bunu da 7’den 77’ye herkeste görebilirsiniz. Bir varlığı sevmek gerçekten insanı çok iyileştiriyor."
Karaoğlu ailelere, çocuklara televizyon izlettirmek ya da onları telefonla oyalamak yerine sahiplenecekleri bir hayvana evlerini açmaları tavsiyesinde bulundu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com