Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde kanser hastalarına 20 yıl gönüllü hizmet veren 81 yaşındaki "mavi melek" Sevim Gülseren, 7 yıldır da haftada iki gün Darülaceze için el işi örerek kuruma maddi katkı sağlıyor.
Eşini kanser hastalığından kaybeden ve 1988'de emekli olduktan sonra insanlara yardım etmek için çalışmalara başlayan Gülseren, 31 yıldır bu faaliyetlerini sürdürüyor.
Eşini kaybettikten sonra insanlara iyilik yapmak için dernek kurarak çalışmalarına başlayan Gülseren, daha sonra Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde kanser hastalarına gönüllü hizmet veren "mavi melek"lere dahil oldu. Burada 20 yıl gönüllü hizmet veren Sevim Gülseren, son 7 yıldır da Darülaceze için el işi örerek kuruma maddi katkı sunuyor ve kurum sakinleriyle vakit geçiriyor.
Haftanın iki gününü Darülaceze'de geçiren Sevim Gülseren, ilerleyen yaşına rağmen Çengelköy'deki evinden Darülaceze'ye gelmek için iki vesayet değiştiriyor.
"Bana en huzur vereni böyle insanlara faydalı olmak"Yaşlılar Haftası kapsamında AA muhabirine konuşan Sevim Gülseren, buradaki sakinlerle arkadaş olduğunu ve onu burada tutan şeyin sevgi olduğunu söyledi.
Gülseren, Darülaceze'de sakinler için kurulan atölyelerde onlarla beraber neler yaptıklarını şöyle anlattı:
"Ne yapıyorum? El becerisi. Atkılar yapılıyor, atkıların ponponları yapılıyor, battaniyeler yapılıyor. Bunların süslemeleri bende. O süslerle satışa gidiyor ve ben çok mutlu oluyorum. Onlar satılıp buraya bir fayda sağlıyorsa çok mutlu oluyorum. 63 yaşında bir kızım, 62 yaşında bir oğlum var. Onlar evli, çocukları var ama ben oğlumla yaşıyorum. Haftada iki gün buraya geliyorum ve o kadar mutluyuz ki arkadaşlarımla beraber, Ayşe hanım (çalışma komşusu) çok saygıdeğer bir hanım, o da nakış-dikişini tutuyor. Ben de boş kaldığım zaman ona yardım ediyorum. Yani burada yoğun bir çalışmamız var.
Eşim yıllarca rahatsızdı. Kanserden kaybettim. Emekli olduktan sonra sıkıntıdan evde oturamadım. Ondan sonra 'Ne yapayım?' diye düşününce dernek açtım, bir sürü uğraştım. Bana en huzur vereni böyle insanlara faydalı olmak. Bu benim hoşuma gitti. Okmeydanı'nda kanserli hastalarla çok ilgilendim, altlarını bile temizliyorduk. Burada da yine sakinlerimizle ilgileniyoruz, dikiş-nakış işi yapıyoruz satışa gidecek bunlar inşallah. Aşağı-yukarı 88 senesinden beri karşılıksız yardım yapmayı çok seviyorum. İnsanları seviyorum evladım."
"Ben ana kapıdan girdiğim zaman hiçbir şeyim kalmıyor"Sevim Gülseren, "Bu kadar dinç kalmanızı neye borçlusunuz?" sorusuna şu cevabı verdi:
"Hiç kötülük düşünmedim. Biri bana kötü davransa bile ben onu hoşnutlukla karşılarım ve hemen çekilirim, uzaklaşırım. Seviyorum, herkesi seviyorum. Yani insanları seviyorum ayrım etmeden. Belki ondan diyorum. Yoksa ne bir makyaj yaparım ne de başka bir şey. Sabahleyin abdestimi alır, namazımı kılarım, çıkar gelirim. Ben ana kapıdan girdiğim zaman hiçbir şeyim kalmıyor ki benim hastalıklarım da var. O kadar zinde kalıyorum ki, burada işimizi yapıyoruz, çalışıyoruz neşeyle akşam olunca da evime gidiyorum. Sakinlerimizle muhabbetimiz çok güzeldir, onları öperiz, severiz onlara hiçbir şekilde ters davranmayız. Asla. Böyle günümüz geçiyor. Allah sağlıklı yaşam versin. Ayağım yürüdüğü sürece ben buraya gelip yardım etmek istiyorum."
81 yaşında yardım faaliyetlerine devam eden Gülseren, gençlere şu tavsiyelerde bulundu:
"Evlerinde boş boş oturmasınlar. Burası dahil her yerde yardım edebilecekleri yerler var, ihtiyaç sahibi insanlar var. Nereye istiyorlarsa oraya gitsinler. Yardım, sevgi, birbirimizi sevelim. Yani hep bunu istiyorum. Çocuklarıma ve torunlarıma da bunu söylüyorum. Yani sevgi. İnsanı seveceksin ki huzur bulasın. Sevgisiz hiçbir şey olmuyor. Yani buraya geliyorum, sevgi görmesem, almasam zor olur. Bak siz geldiniz, sizinle konuştum ferahladım. Halbuki iki gün önce düştüm parça parça oluyordum ama Allah kuvvet verdi gene geldim."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com