Kırklareli’nin Demirköy ilçesinde 67 yaşındaki bir vatandaş, 8 yıldır doğada tek başına yaşıyor.
Şehir hayatı yaşamaktan ve şehrin zehirli dumanları arasında olmaktan hoşlanmadığını söyleyen Mehmet Özğüner, 2007 yılında Kırklareli Demirköy ilçesine bağlı İğneada beldesine yerleşti. 8 yıldır tek başına longoz ormanlarının içine yaptığı kulübesinde yaşayan Özğüner, burada hayvanlarını besliyor, kitap okuyor ve bahçesinde sebze yetiştiriyor. Yemek ihtiyacını yetiştirdiği sebzelerden karşılayan Özğüner, elektrik, su gibi bütün ihtiyaçlarını ise doğal yollardan sağlıyor. İğneada’ya ilk geldiğinde hasta olduğunu fakat şimdi hiçbir ağrısının kalmadığını belirten Özğüner, şehir hayatından kurtulup cennete kavuştuğunu söyledi.
“İSTANBUL’UN EGZOZ DUMANLARINDAN KURTULDUM BURADA CENNETTE YAŞIYORUM”
Şehir hayatından ve insanların arasından yaşamaktan hoşlanmadığını ifade eden Özğüner, İğneada’da huzuru bulduğunu vurgulayarak, “2007 yılından beri buradayım. 7 yıldır İstanbul’a gitmiyorum. İstanbul’un egzoz dumanlarından kurtuldum burada cennette yaşıyorum. 1964 yılında İstanbul’a gittim hayatımı kazanmak için, evlendim iki çocuğum oldu. Çocuklarımı okuttum mühendis ettim ve emekli olunca burada hayatımı yaşamaya karar verdim. Burada yerleşince zehirden kurtuldum. Tavukların yumurtası, bahçemde yetiştirdiklerim yetiyor. Güneş enerjisinden elektrik ihtiyacımı karşılıyorum. Burada temiz hava çok güzel. Ben buraya sakat geldim şimdi ne ayağım ağrıyor ne başka bir sıkıntım kalmadı. Her şeyi burada kendim yapıyorum. Bahçemde yetiştirdiğimi organik domates, biber ve patlıcanlarımı yiyorum. Kitap okuyarak, gazete okuyarak, hayvanları besleyerek, odun kırarak, bahçemle uğraşarak burada zaman geçiriyorum” dedi.
(İHA)
Şehir hayatı yaşamaktan ve şehrin zehirli dumanları arasında olmaktan hoşlanmadığını söyleyen Mehmet Özğüner, 2007 yılında Kırklareli Demirköy ilçesine bağlı İğneada beldesine yerleşti. 8 yıldır tek başına longoz ormanlarının içine yaptığı kulübesinde yaşayan Özğüner, burada hayvanlarını besliyor, kitap okuyor ve bahçesinde sebze yetiştiriyor. Yemek ihtiyacını yetiştirdiği sebzelerden karşılayan Özğüner, elektrik, su gibi bütün ihtiyaçlarını ise doğal yollardan sağlıyor. İğneada’ya ilk geldiğinde hasta olduğunu fakat şimdi hiçbir ağrısının kalmadığını belirten Özğüner, şehir hayatından kurtulup cennete kavuştuğunu söyledi.
“İSTANBUL’UN EGZOZ DUMANLARINDAN KURTULDUM BURADA CENNETTE YAŞIYORUM”
Şehir hayatından ve insanların arasından yaşamaktan hoşlanmadığını ifade eden Özğüner, İğneada’da huzuru bulduğunu vurgulayarak, “2007 yılından beri buradayım. 7 yıldır İstanbul’a gitmiyorum. İstanbul’un egzoz dumanlarından kurtuldum burada cennette yaşıyorum. 1964 yılında İstanbul’a gittim hayatımı kazanmak için, evlendim iki çocuğum oldu. Çocuklarımı okuttum mühendis ettim ve emekli olunca burada hayatımı yaşamaya karar verdim. Burada yerleşince zehirden kurtuldum. Tavukların yumurtası, bahçemde yetiştirdiklerim yetiyor. Güneş enerjisinden elektrik ihtiyacımı karşılıyorum. Burada temiz hava çok güzel. Ben buraya sakat geldim şimdi ne ayağım ağrıyor ne başka bir sıkıntım kalmadı. Her şeyi burada kendim yapıyorum. Bahçemde yetiştirdiğimi organik domates, biber ve patlıcanlarımı yiyorum. Kitap okuyarak, gazete okuyarak, hayvanları besleyerek, odun kırarak, bahçemle uğraşarak burada zaman geçiriyorum” dedi.
(İHA)