USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Dünya

70 yaşındaki Hanna Celluf, İdlib'de 21 yıldır başrahip olarak görev yapıyor:

Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib ilindeki Kıneyye Kilisesi Başrahibi Hanna Celluf, 21 yıldır görevini sürdürdüğünü belirterek ibadetlerini özgürce yaptıklarını vurguladı.

70 yaşındaki Hanna Celluf, İdlib'de 21 yıldır başrahip olarak görev yapıyor:
21-04-2022 12:07
Google News
İdlib

Suriyeli Hristiyanlar, 2011'de başlayan iç savaş öncesi yoğun olarak Halep, İdlib, Şam, Hama ve El Cezire bölgelerinde yaşıyordu ancak iç savaş nedeniyle Hristiyanların büyük kısmı ülkeyi terk etmek zorunda kaldı veya yerinden edildi.

İdlib'de askeri muhalifler ve rejim karşıtı silahlı grupların kontrolündeki bölgelerde yaşayan Hristiyanlar, sayı olarak azınlık görülse de bölgenin en kadim sakinlerinin başında geliyor.

İç savaş öncesinde İdlib civarındaki Hristiyanların sayısı 10 bini aşarken, özellikle Beşşar Esed rejiminin saldırı ve terör örgütü DEAŞ'ın baskıları sonucunda bölgeden göç etmek zorunda kalan Hristiyanların kentten ayrılmasının ardından bu sayı 600'e kadar düşmüş durumda.

İdlib'i terk etmeyen 210 civarındaki Hristiyan, Cisir eş Suğur ilçesindeki Kıneyye Kilisesi'nde toplanarak ibadet ediyor.

Kıneyye köyünde 5. yüzyılda yapılan kilise, dağlık ve yeşillik geniş bir alanda yer alıyor. İç savaş ortamına rağmen doğal dokusu korunan kilisenin içerisinde tarihi eserler de bulunuyor.

"Kutsal Toprakların Koruyucusu Fransisken Rahiplerinden" 70 yaşındaki ‏Hanna Celluf, 21 yıldır bu kilisede başrahip olarak görev yapıyor.

Celluf, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "İdlib’deki Hristiyanlara hizmet ediyorum. Kutsal Toprakların Velayeti Fransisken Rahiplerinin bir Hristiyan’ı olmaktan onur duyuyorum." dedi

Kıneyye, Yarubiye ve Cüdeyde adlı üç köyde iç savaş öncesinde yaklaşık 10 bin Hristiyan'ın yaşadığını, şimdi ise bölgede sadece 210 kişinin bulunduğu bilgisini paylaşan Celluf, "Zaman zaman Suriye’nin diğer illerinde yaşayan (Hristiyan) aileler evlerine geri dönüyor. Onları karşılıyoruz. Günlük hayatımızda ibadetlerimizi doğal bir şekilde eda ediyoruz." ifadelerini kullandı.

"Aramızda kardeşlik sevgisi var"

Celluf, şunları söyledi:

"İbadetlerimizi yaparken kimse bize karışmıyor. Taciz etmiyor. Kilisede faaliyetlerimizi yürütürken herhangi bir olumsuz durumla karşılaşmıyoruz. Genel olarak çevremizle ilişkilerimiz mükemmel durumda. Aramızda kardeşlik sevgisi var. İnşallah evlerini terk edenler, ailelerine ve arazilerine geri döner de sevgi ve barış içinde yaşarız."

"Siz neden İdlib'i terk etmediniz?" sorusuna Celluf, "Kimse köklerini terk etmez. Çünkü Hristiyanlar Antakya'da kök salmıştır. O zamandan bugüne kadar köklerimiz dimdik ayakta. Atalarımız ve ailelerimiz burada yaşadı. Biz de burada ölene kadar yaşayacağız." yanıtını verdi.

Celluf, "Bölgede Rum Ortodoks ile Ermeni Dhok, Protestan ve Latin Katolik kiliselerine mensup çok sayıda Hristiyan var. Katolik Kilisesi olarak diğer mezheplerle bir farkımız yok. İbadetlerimizi beraber eda ediyoruz. Beraber yaşıyoruz, dertlerimizi paylaşıyoruz. Rum, Ortodoks, Ermeni diye aramızda fark yok. Hepimiz tek olan Allah’a ve tek Mesih'e tapıyoruz." diye konuştu.

"Güven ve huzur içinde yaşayabilmemiz için bize yardım eden herkese teşekkür ederiz"

Katolik dünyasının ruhani lideri olan Papa Francis'in kendilerine mektup yazdığını belirten Celluf, "Papa, buradaki insanlarla yaşayarak hayatımızı ve fedakarlıklarımızı sürdürmemiz için bize bir teşvik mektubu yazdı. Burada yaşayan Hristiyanları cesaretlendirerek onlara umut vermemiz gerektiğini belirtti. Bir gün bu topraklara barış geleceğini söyledi." ifadelerini kullandı.

Celluf, gayet normal bir hayat sürdürdüklerini söyleyerek şunları kaydetti:

"Biz çocuklarımıza insanlarla yaşayabilmeleri için sahih Hristiyan terbiyesi veriyoruz. Çünkü yaşadıkları hayatları imanlarına şahitlik edecek. İsa Hristiyanlara der ki; siz, bu toprağın tuzusunuz buradaki insanlara da hayatın tadını veriyorsunuz. Güven ve huzur içinde yaşayabilmemiz için bize yardım eden herkese teşekkür ederiz. Özellikle bu yaşadığımız zorlu dönemde inşallah bir gün feraha kavuşur, inşallah herkes hakkına kavuşur, istikrarsız hayat yaşayan ve ilacı olmayan insanlar evlerine döner. Birleşmiş Milletler, Türkiye ve diğer ülkelerin gözetiminde toprakların birliğinin yeniden sağlanacağına dair umudumuz var. Herkese teşekkür ederiz. Umarım ilgililer, bu ülkenin iyi bir ülke olması için ilerlememize yardımcı olur."

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ