USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Spor

660 yıllık Kırkpınar'ın efsane isimleri güreşe gönül veren her 'koç yiğide' örnek oluyor

Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin efsaneleşen pehlivanları, namlarıyla adından söz ettirirken, genç güreşçilere de rol model oluyor.

660 yıllık Kırkpınar'ın efsane isimleri güreşe gönül veren her 'koç yiğide' örnek oluyor
07-07-2021 14:56
Google News
Edirne

Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin 660. randevusu 9 Temmuz Cuma günü Sarayiçi Er Meydanı'nda başlayacak. Minik sporcuların peşrevleri sonrası güreşe tutuşmalarıyla start alacak organizasyon, pazar günü başpehlivanın seçilmesine kadar devam edecek.

Üç bine yakın pehlivanın ter dökeceği dualı çayırda kispeti giyen her sporcu, isimleri hala saygıyla anılan efsaneleri anarak güreşe tutuşacak.

Kimi zaman cazgırın manisinde dile gelen, kimi zaman bir pehlivanın duasında anılan "Rakipsiz" Kel Aliço, "Cihan pehlivanı" Koca Yusuf, "Sultanın aslanı" Adalı Halil, "Yenilmez" Kurtdereli, adları Kırkpınar'da ölümsüzleşen efsanelerden.

Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu'nun Meydan şiirinde "Şu yeryüzü er meydanı. Gönül sevmez her meydanı. Yüreksize yorgan döşek. Koç yiğide ver meydanı." mısralarıyla ölümsüzleşen Türk güreşçilerinin yiğitlikleri, hala dilden dile anlatılmaya ve her biri farklı bir özelliğiyle aldığı namı salmaya devam ediyor.

Kırkpınar'ın yanı sıra dünyadaki güreşleriyle efsaneleşmiş isimler şöyle:

Kel Aliço:

1844 yılında Plevne'de doğdu. Deliorman bölgesinin sert havasıyla güçlenen Kel Aliço, Kırkpınar'da estirdiği hava nedeniyle sarayın dikkatini çekti.

Sultan Abdülaziz'in pehlivanı Kavasoğlu İbrahim'e iyi bir rakip bulunması amacıyla başlatılan çalışmayla saraya gitti, güreşteki mahareti sayesinde saray başpehlivanı oldu. Kel Aliço, padişah Abdülaziz ile de güreşti.

Kırkpınar'da başpehlivanlığı 27 kez üst üste kimseye kaptırmadı. "Ustaların ustası" namıyla bilinen Kel Aliço, Kırkpınar'da fenomen olan efsanelerin en ünlüsüdür. İnatçılığı, acımasızlığıyla bir namı da "Gaddar" olan Kel Aliço, el ense ve tırpan ustasıdır.

Çırağı Koca Yusuf'un meydan okumasıyla son meydana çıkışında Kel Aliço'nun yaşı 70, çırağı Koca Yusuf'un yaşı ise 45'ti. Yaşına rağmen uzun süre güreş tuttuğu çırağını yendi. Koca Yusuf'un elini öpmesi ile güreşte jübilesini o gün yaptı.

Saçının azlığından nedeniyle "Kel", güreşteki sertliği nedeniyle de "Gaddar" olarak adınla Aliço, 75 yaşında daha sonra adı verilecek İpsala'nın Kel Aliço Pehlivan köyünde vefat etti.

Koca Yusuf:

Kuzey Bulgaristan'ın Şumnu şehrinde 1857 yılında doğdu. Atadan güreşçi Yusuf pehlivan, Dursun pehlivan ve Kel İsmail'den ilk güreş eğitimini aldı.

Kırkpınar'ın rekoru kırılamayan başpehlivanlarından Kel Aliço ile güreşinde berabere kaldı. Kırkpınar'a ilk kez 1882 yılında katıldı.

Namı arttıkça hem Fransa hem de Amerika'da güreşlere davet edildi. Orada da meydanı rakiplerine dar eden Koca Yusuf, 1898'de Amerika'daki güreşten dönerken bindiği geminin Sable Adası'nda batması sonucu yaşamını yitirdi.

"Türk gibi güçlü" sözü Koca Yusuf'un güreşlerini seyreden Fransızların deyimleri arasına girdi.

Adalı Halil:

Bugün Yunanistan sınırlarındaki Adaiçi köyünde 1866 yılında doğan Adalı Halil, harman yerinde akranlarını yenerek başladığı güreşinde önce köy düğün meydanlarında daha sonra da Kırkpınar meydanında boy gösterdi.

Kel Aliço'yla 5,5 saat yaptığı güreş, kendisine Aliço'nun çırağı olması noktasında başarının kapısını araladı.

Kel Aliço'dan öğrendiği taktiklerle hem yurt içi hem yurt dışında meydanı rakiplerine dar etti, 18 kez Kırkpınar başpehlivanı oldu.

"Sultanın aslanı", "Edirne aslanı" unvanları yakıştırılan Adalı Halil, Koca Yusuf'un estirdiği deniz aşırı namı devam ettirdi. Paris ve Viyana'daki namlı güreşlerinin yanı sıra, Şikago'da rakibinin kemiğini kırmasıyla daha da ünlendi.

Kurtdereli Mehmet:

Kurtdereli Mehmet, Osmanlı topraklarından olan şimdilerde Bulgaristan sınırlarındaki Tırnova'da 1872 yılında doğdu.

Adalı Halil ve Kara Osman'ı 1899 Kırkpınarı'nda yenerek başpehlivan oldu. Kurtdereli Mehmet, Avrupa'da da güreşti ve dünya şampiyonu oldu.

Sultan 2. Abdülhamit ve Sultan Mehmet Reşat'ın madalya ile ödüllendirdiği Kurtdereli, 1911 yılında Taksim Talimhane Güreşleri'nde rahatsızlıklarına rağmen İngiliz, Hollanda ve Macar güreşçileri yenerek "Cihan şampiyonu" unvanını kazandı. Son güreşlerini bu yılda yapan Kurtdereli, kispetini Kabe'ye bir pehlivan aracılığıyla yollayıp er meydanlarından çekildi.

Güreşten sonra başhakemlik yapan Kurtdereli'nin Anadolu Ajansı'na verdiği mülakatta "Güreşirken bütün Türk milletini arkamda hisseder ve onun şerefini korumak için her şeyi yapardım. Sanki bütün Türk milletinin kuvvetinin arkamdan dayandığını hissederdim." ifadelerini kullandı.

Büyük Önder Mustafa Kemal'in bu röportajı okuduktan sonra yazdığı övgü dolu mektubu ve 1000 lira para ödülü bulunan zarf Kurtdereli'ye, Salih Bozok ve Kılıç Ali vasıtasıyla ulaşır.

Kurtdereli ise Atatürk'ün mektubunu göz yaşlarıyla okur.

Namlı bu pehlivanların dışında iri cüssesiyle anılan Filiz Nurullah, Hergeleci İbrahim, Çolak Mümin Molla, Er Sultan, Filibeli Kara Ahmet, Hançoğlu İbrahim, İpçi Hüseyin, Kara Ahmet, Katrancı Mehmet, Kavasoğlu İbrahim, Kazıkçı Kara Bekir, Nakkaşlı Eyüp, Şamdancıbaşı Kara İbo da hala güreş taktikleri ve kişilikleriyle güreş camiasında konuşulan isimlerden.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ