İstanbul
Kültür ve Turizm Bakanlığı geleneksel ahşap oyuncak sanatçısı Şennur Ülker, kendi çocuklarına oyuncak yapımını öğretmek amacıyla çıktığı yolda bugün bütün çocuklara geleneksel Eyüp oyuncaklarının yapımı eğitimini veriyor.
Eyüplü olan iki çocuk annesi Şennur Ülker, 2005 yılında bir Avrupa Birliği projesi kapsamında aldığı 3 aylık eğitimin ardından, 12 kadınla birlikte Tarihi Eyüp Oyuncakları ve Benzerleri Kadın Kültür İşletme Kooperatifi'ni kurdu.
Daha sonra kooperatiften ayrılan Ülker, KOSGEB desteğiyle 2017 yılında Geleneksel Eyüp Oyuncakçısı'nı faaliyete geçirdi.
Ülker, bu oyuncakçıda oluşturduğu atölyede, çocuklara ve gençlere geleneksel Eyüp oyuncaklarını öğretmeye başladı.
Bugün çocuklar atölyede düdüklü testi, topaç, saltanat kayığı, aynalı araba, kuşlu araba, çekçek araba, kaynana zırıltısı gibi geleneksel Eyüp oyuncaklarının yapımını, işin ustasından öğreniyorlar.
Geleneksel Eyüp Oyuncakları'nın hikayesini anlatan Şennur Ülker, çocuklarına oyuncak eğitimi vermek amacıyla çıktığı yolun, zamanla birçok çocuğa eğitim vereceği bir mesleğe dönüştüğünü söyledi.
Zal Mahmut Paşa Külliyesi'nde çocukken oynadığı oyuncakların aynısını şimdi kendi atölyesinde yaptığını ve çocuklara da bunun eğitimini verdiğini aktaran Ülker, "Amacım oyuncak geleneğimizi çocuklarımıza aktarabilmek ve bu kültürü yaşatabilmek.
Aslında insanlar oyunlarla büyüyor, hikayelerle büyüyor. Hepimiz bir hikayeye bağlıyız. Çocukluğumuzdaki hikayeleri hiçbir zaman unutmayız.
İşte 500 sene evvel oynanan oyuncakların da aynı şekilde çocuklara geçebileceğini düşündüm. Atölyede, oyuncakları hikayelerle anlatarak, kendi hikayelerini oluşturabilmelerini sağladık." diye konuştu.
Çocukluğunda da kendi oyuncaklarını babasının desteğiyle yaptığını dile getiren Ülker, "Babam kızak yaparken, bize onu birebir yapmayı öğretmişti.
İlk uçurtmamı babamdan öğrendim. İlk yaptığımız oyuncakları hiçbir zaman unutmayız.
İşte burada da çocuklar, kendileri yaptığı için oyuncakları hiçbir zaman unutmuyorlar.
Bir de buradan kültürümüze ait hikayelerle ayrıldıkları ve bu hikayeleri de özümsedikleri için asla unutmadıkları oyuncakları oluyor." dedi.
Yaklaşık 8 yıl önce kendisinden eğitim alan bir çocuğun yıllar sonra ziyaretine geldiğinde oyuncağını hala sakladığın söylemesinden duyduğu memnuniyeti aktaran Ülker, "Dedim ki gerçek manada iz bırakabilmişim.
Amacım da zaten bu. Yani bu kültürü öğrenmeleri ve büyüdüklerinde kendi çocuklarına aktarabilmeleri." ifadelerini kullandı.
Günümüzde doğal oyuncaklara olan yönelişin arttığını belirten Ülker, "Ahşabın doğallığı her zaman içimizi ısıtır.
Çocuklar atölyeye girdiğinde ahşabın sıcaklığını hissetsin istedim. Mekanın kendisinde de ahşap kullandım.
Dekorasyonunda bile ahşap var. Doğala dokunmak, gerçek manada rahatlatıyor. Bu nedenle ebeveynler çocuklarına ahşap oyuncak alsınlar.
Ahşap çocuklara zararı olmayan bir materyal." dedi.
Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde anlatmış
Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesinde 1635 yılında 100 oyuncakçı dükkanı ile 105 esnaftan bahsettiğini aktaran Ülker, şunları söyledi:
"Evliya Çelebi'nin burada bahsetmiş olduğu oyuncaklar 28 çeşit oyuncakmış.
Bunların hepsinin ayrı ayrı güzel hikayeleri ve anlamları var. 1453 yılında İstanbul fethedildiğinde Eyüp Sultan çok önemli bir semt.
Neden? Buraya Eyüp Sultan Hazretleri için yapılmış olan bir cami var. Bu cami de bir sürü kişinin ziyaret ettiği bir merkez.
Ticaretin çok fazla gelişmiş olduğu bir yer. Neden? Zamanında buraya sünnet çocukları gelirmiş. Sünnet çocuklarına oyuncaklar alınırmış.
Sadece sünnet çocukları değil, evli olan çiftler mutlaka buraya gelip ziyaret ederlermiş.
Ticaretin Mekke'den sonra en yoğun olduğu yer Eyüp Sultan. Bu sebeple de oyuncakçılık burada gelişmiş ve bu meslek gerçek anlamda büyümüş.
Fakat 1950 yıllarında bu merkezdeki bütün çalışmalar yavaş yavaş kaybolmaya başlamış.
Sebebi şu, buraya plastik oyuncaklar gelmeye başlamış. Plastik oyuncaklar gelince Eyüp oyuncakları unutulmaya başlanmış.
Bu oyuncaklar yerini plastik ve zararlı oyuncaklara bırakmış. Bizim burada aslında aktarmak istediğimiz bu.
Plastik oyuncakların yerine bu oyuncakların konulması gerektiğini, bunların doğal olduğu, zarar vermediğini anlatmaya çalışıyoruz."
Girişimci olmak isteyen kadınlara tavsiyelerde bulunan Ülker, sözlerini şöyle tamamladı:
"Kadınlar, hayallerinin peşinden koşsunlar. 15 senedir bu meslekle uğraşıyorum.
Tek kaybetmediğim şeyin gerçek manada hayallerim olduğuna inanıyorum.
Diyeceksiniz ki bana 'hayallerle yaşanır mı?' Önce hayalle yaşanıyor. Önce hayallerinizin olması gerekiyor.
Çocuklar için bazı hikayelerim var kurguladığım. Burada da ilk öğrettiğim şey şu; hayallerinizi kurun çocuklar.
Hayallerinizi kurarsanız bir gün gerçek olacak. Çünkü hayaller gerçek manada tutkuyla bağlanmış olduğunuz şeylerdir."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com