Kültepe-Kaniş-Karum höyüğünde ortaya çıkartılan eski Tunç Çağı’nın en büyük binalarından biri çamurla sıvanarak korunuyor.
Kazı başkanlığını Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu’nun yaptığı Kültepe - Kaniş - Karum höyüğündeki çalışmalar aralıksız devam ederken, son 5 yılda yapılan kazılarda ortaya çıkartılan yaklaşık 5 bin yıllık bina korunmak için çamurla sıvanıyor. Anadolu’nun değil eski Tunç Çağı dönemindeki yaklaşık 5 bin yıl önceki en büyük binalardan biri olduğunu vurgulayan Kazı Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, binayı kazmanın yanı sıra korumayı hedeflediklerini söyledi. Binayı korumak için çeşitli yöntem denediklerini dile getiren Prof. Dr. Kulakoğlu, şunları kaydetti:
“Burada biz bu binayı korumak için başta restoretör ve konservatörümüz ile birlikte çalışmalara başladık. Bu çalışmalar sırasında bir de doktora tezi hazırlandı. Bu koruma çalışmaları sırasında bu binanın nasıl korunabileceği yönünde yöntem geliştirildi. Çeşitli kimyasal yöntemler denendi. Çeşitli fiziksel yöntem denendi. Ama şunu gördük ki yaklaşık 4 sene boyunca bu binayı korumak için alışılagelmiş geleneksel yöntemlerin dışında başka bir koruma mümkün değil. Hem pahalı hem de uzun zaman gerektiren kimyasal yöntemler söz konusu ama genel olarak açıkçası bir işe yaramıyor.”
ÇAMURLA TARİH KORUNUYOR
Anadolu’da yaklaşık 10 bin yıldır kerpici korumak için kullanılan çamurla sıvama yönteminin en iyi yöntem olduğunu söyleyen Kazı Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, “Bunun yerine bizim Anadolu’muzda yaklaşık 10 bin yıldır kullanılan kerpici korumak sadece sıva ile mümkün. Bu sıva da sadece kendi toprağında ya da topraktan alınan malzemelerden oluşması gerekiyor. Dışarıdan başka bir malzeme de getirmeye gerek yok. Bugüne kadar yaptığımız korumada şundan eminiz ki maliyet açısından en elverişli yöntem, diğer taraftan da hızlı ve güvenilir bir şekilde yapılması açısından da en hızlı yöntem bu çamur ile sıvamak. Tarihi bir anlamda çamur ile koruyoruz. Bir anlamda gelecek kuşaklara çamur sayesinde kazdığımız yapıları aktarabilmiş oluyoruz. O anlamda en doğru yöntem bu olduğunu da tecrübeyle öğrenmiş olduk” ifadelerini kullandı.
Konu üzerinde yapılan doktora tezinden bahseden Kulakoğlu, şöyle devam etti:
“Yapılan doktora tezinin sonucu şuydu. Kerpici korumak mümkün değil, kerpici ancak kendi yerel malzemesiyle sıvayarak korumak mümkün. Bunu biz doktora tezine gerek kalmadan 10 bin yıldır öğrenmiştik. Burada aynı şekilde bu yapıyı korumak istiyoruz.”
Öte yandan arkeologlar hem tarihe ışık tutacak materyal bulabilmek için kazılara devam ederken, hem de ortaya çıkardıkları yapıları korumak için çalışmalarını sürdürüyor.
(İHA)
Kazı başkanlığını Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu’nun yaptığı Kültepe - Kaniş - Karum höyüğündeki çalışmalar aralıksız devam ederken, son 5 yılda yapılan kazılarda ortaya çıkartılan yaklaşık 5 bin yıllık bina korunmak için çamurla sıvanıyor. Anadolu’nun değil eski Tunç Çağı dönemindeki yaklaşık 5 bin yıl önceki en büyük binalardan biri olduğunu vurgulayan Kazı Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, binayı kazmanın yanı sıra korumayı hedeflediklerini söyledi. Binayı korumak için çeşitli yöntem denediklerini dile getiren Prof. Dr. Kulakoğlu, şunları kaydetti:
“Burada biz bu binayı korumak için başta restoretör ve konservatörümüz ile birlikte çalışmalara başladık. Bu çalışmalar sırasında bir de doktora tezi hazırlandı. Bu koruma çalışmaları sırasında bu binanın nasıl korunabileceği yönünde yöntem geliştirildi. Çeşitli kimyasal yöntemler denendi. Çeşitli fiziksel yöntem denendi. Ama şunu gördük ki yaklaşık 4 sene boyunca bu binayı korumak için alışılagelmiş geleneksel yöntemlerin dışında başka bir koruma mümkün değil. Hem pahalı hem de uzun zaman gerektiren kimyasal yöntemler söz konusu ama genel olarak açıkçası bir işe yaramıyor.”
ÇAMURLA TARİH KORUNUYOR
Anadolu’da yaklaşık 10 bin yıldır kerpici korumak için kullanılan çamurla sıvama yönteminin en iyi yöntem olduğunu söyleyen Kazı Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, “Bunun yerine bizim Anadolu’muzda yaklaşık 10 bin yıldır kullanılan kerpici korumak sadece sıva ile mümkün. Bu sıva da sadece kendi toprağında ya da topraktan alınan malzemelerden oluşması gerekiyor. Dışarıdan başka bir malzeme de getirmeye gerek yok. Bugüne kadar yaptığımız korumada şundan eminiz ki maliyet açısından en elverişli yöntem, diğer taraftan da hızlı ve güvenilir bir şekilde yapılması açısından da en hızlı yöntem bu çamur ile sıvamak. Tarihi bir anlamda çamur ile koruyoruz. Bir anlamda gelecek kuşaklara çamur sayesinde kazdığımız yapıları aktarabilmiş oluyoruz. O anlamda en doğru yöntem bu olduğunu da tecrübeyle öğrenmiş olduk” ifadelerini kullandı.
Konu üzerinde yapılan doktora tezinden bahseden Kulakoğlu, şöyle devam etti:
“Yapılan doktora tezinin sonucu şuydu. Kerpici korumak mümkün değil, kerpici ancak kendi yerel malzemesiyle sıvayarak korumak mümkün. Bunu biz doktora tezine gerek kalmadan 10 bin yıldır öğrenmiştik. Burada aynı şekilde bu yapıyı korumak istiyoruz.”
Öte yandan arkeologlar hem tarihe ışık tutacak materyal bulabilmek için kazılara devam ederken, hem de ortaya çıkardıkları yapıları korumak için çalışmalarını sürdürüyor.
(İHA)