Diyarbakır
28 Şubat Kadın Platformu Diyarbakır Temsilcisi Aysel Yaşar, 28 Şubat sürecinde yaşadıklarını anlattı.
Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü 3. sınıf öğrencisiyken bazı hocalarının başörtüsünden dolayı kendilerini derse almamaya başladığını aktaran Yaşar, girdikleri derslerden çıkarıldıklarını söyledi.
FETÖ'cü öğrencilerin talimatla başörtülerini açması ve o dönem bölgede olağanüstü hal uygulanması nedeniyle bu duruma yeterince direnemediklerini belirten Yaşar, okula alınmadıkları için eğitimlerini bırakmak zorunda kaldıklarını kaydetti.
Allah rızası için örtündüklerinden dolayı başörtülerini açmadıklarını ifade eden Yaşar, şöyle konuştu:
"Ben başımda Kur'an-ı Kerim'den bir ayet taşıyorum. Ben onu asla ayaklar altına alıp ezdirmem. Dünyalık bir şey uğruna ben onu açmam, çiğnetmem. Bu benim inancımın gereğidir. Bu şekilde siyasi bir örgütün kolu olmadığımızı da ispatladık.
Kimin siyasi amaçlar için bir şeyler yaptığı, kimin yapmadığı zaten anlaşıldı. Bugün FETÖ'nün yüzünün tam olarak net şekilde ortaya çıkması da bazı şeylerin göstergesidir."
Darbenin dış güdümlü bir proje olduğunu belirten Yaşar, 28 Şubat ile Türkiye'deki gençlerin yozlaşmasının, inançsız ve gayesiz şekilde yetişmesinin amaçlandığını aktardı.
14 yıl sonra üniversiteye dönebildi
Üniversiteye ancak 2011'de 3 çocuk annesiyken dönebildiğini aktaran Yaşar, aradan geçen yıllar nedeniyle ders konularının neredeyse hiçbirini hatırlayamadığını ifade etti.
"Kimyanın birçok konusunu unutmuştum. O acı hayatı kafamızdan sürekli resetlemeye çalışıyorduk. Rüyamda okula gittiğimi görüyordum. O bile kabus gibi geliyordu.
Okula hiç dönebileceğimi sanmıyordum Hamdolsun 'bin yıl sürecek' dediler, bin yıl sürmedi." diyen Yaşar, AK Parti hükümetlerinin yaptığı değişikliklerle başörtülü insanların okumasının önünün açıldığını dile getirdi.
O dönem üniversite sayısının az, kazanmanın da çok zor ancak atanmanın kolay olduğunu ifade eden Yaşar, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ben kimya bölümünü bitirdiğim zaman kimyager, hem kimya hem de ilkokul öğretmeni olabiliyordum.
O dönem atanma gibi bir sorunumuz yoktu. Bu hayalimiz, gerçekleşmedi. Öğretmen olmayı çok istiyordum. Çocuklarla ilgilenmek, onlara bir şey verebilmek en büyük hayalimdi. Bu hayalimi çaldılar.
Bu idealist bir insan için çok acıdır. 2000'li yılların başında öğretmen olacaktım ve bir mesleğim olacaktı. Belki maddi olarak da rahat bir hayat yaşayacaktım."
Üniversiteden 2014'te 40 yaşında mezun olduğunu bildiren Yaşar, 3 çocuk annesi olarak okul döneminde zorluk yaşadığını kaydetti.
Yaşar, "Kendimize bakacak halimiz yokken okula gitmek zorundaydım. Allah razı olsun arkadaşlık kurduğum inançlı kardeşlerim bana destek oldular. Çocuklarıma bakıcı tuttular ve 3 yıl o şekilde okula gittim." ifadelerini kullandı.
"Öğretmenliğin o izzetini yaşayamadım"
28 Şubat nedeniyle sıkıntı yaşayan, zulüm gören, mağdur edilen ve işten ayrılanların işlerine geri dönebildiğini kaydeden Yaşar, şöyle konuştu:
"O dönemde öğrencilikten atılıp sonra okulunu bitiren kardeşlerimiz için bir sıkıntı var. Bu sıkıntının da giderilmesini istiyorum.
O dönemde beraber olduğumuz sınıf arkadaşlarımızla her türlü hakta eşitlenmek istiyoruz.
Okuldan atıldığımız ya da ayrılmak zorunda kaldığımız dönemlerde öğretmen olabilmenin şartı neyse bugün de aynı şartların bize sağlanmasını istiyoruz.
Hamdolsun bin yıl sürmedi ve okullarımıza dönebildik ama bunun gerisinin de gelmesini istiyoruz. Öğretmenlik hayalimiz gerçekleştirilsin, yapılamayacak bir şey değil.
Bu mağduriyeti yaşayan insan sayısı çok fazla değil. Çalıştığım her işte vasıfsız eleman olarak görülüyordum. Öğretmenliğin o izzetini yaşayamadım. O da bana büyük bir dert oldu."
Çocuklarına sahip çıkan bir anne olarak onların, maddi manevi bütün sorumluluğunu aldığını aktaran Yaşar, evlatlarını inançlı, dürüst, kendilerine ve topluma faydalı bireyler olarak yetiştirmeyi amaçladığını dile getirdi.
28 Şubat'ı her platformda anlattığını ve anlatmaya devam edeceğini söyleyen Yaşar, şu ifadelerini kullandı:
"Gençlerimizin o dönem bizi okula almayan bu CHP zihniyeti ve onun gibi zihniyetleri çok iyi tanıması istiyorum, inancımızın, başörtümüzün ne kadar değerli olduğunu bilip inançlarını o şekilde, kıymetli bir şekilde yaşamaları gerekiyor.
Ömrüm yettiğince her platformda 28 Şubat'ı anlatacağım. İnsanların o dönem yaşadıkları sıkıntıları, başörtülü okumanın ne kadar zor kazanıldığını bilip başörtülerine sımsıkı sarılmayı ve hakkını vermelerini istiyorum."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com