İSTANBUL - Sefa Mutlu
Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi'nde okuyan 23 yaşındaki Mehmet Ali Severcan Gaygusuz, şimdiye kadar 3'ü şiir, 2'si roman 5 kitap yazdı, kısa süre önce de kendi yayınevini kurdu.
AA muhabirine yazarlık ve yayıncılık sürecini anlatan Gaygusuz, eğitim sürecinde bir derneğin Ankara temsilciliğini yaptığını, bugüne kadar 5 kitap yayımladığını belirtti.
"Hayatta türlü şeyler ile sınanmaktan keyif duyuyorum'Gaygusuz, yazmaya başlamasında ailesinin ve yaşadıklarının çok büyük bir etkisi olduğunu dile getirerek, yazmanın kendisi için bir düşünce biçimi olduğunu kaydetti.
Gaygusuz, üniversiteden bu yıl mezun olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan aldığım bilgiye göre 2016 yılında kurduğum 'Kitapfon Yayınevi' ile 1923'ten bugüne kadarki süreçte ülkemizin en genç yayıncısı oldum. Aslında insanın kendini nasıl tanımladığı biraz da hayata nasıl baktığıyla ilgili diye düşünüyorum. Bana göre hayat dünyayı tanıyıp anlamaya çalıştığımız ve kimi zor durumların karşısında kendi karakterimizce durabildiğimiz bir akış. Bu akışın içerisinde düşünmeyi, yazmayı ve çoğu şeyin ilk sebebini değil de derinlerini merak eden birisiyim. Ayrıca hiç var olmamaktansa insan olarak yaratılmış olmak duygusu, beni her zaman motive etmeye yetiyor. Her insan gibi hayatta türlü şeyler ile sınanmaktan her zaman belirli bir oranda keyif duyuyorum."
Kısa sürede 5 kitapSırasıyla ''Yakamoz'', ''Batıdan Doğdu Güneş'', ''Keyifsiz Kuş Mu Olur?'' adlı şiir kitaplarını yayımladığını anlatan Gaygusuz, ardından ''Şehrin Sahipleri'' ve ''Muhittin'' isimli iki romanını kaleme aldığını söyledi.
Gaygusuz, ''Muhittin'' romanını iki senede birçok araştırma yapıp not aldıktan sonra yazdığını ifade ederek, "Kendimle boğuşmam ve kafamdaki doğruları bulmam da kolay olmadı. Hafızasını kaybedip dünyayı yeniden tanımaya çalışan bir adamı anlatmak istedim. 'Cesaret, aşk, para, ölüm, güven, savaş nedir?' gibi birçok kavrama cevaplar aradım. Bu son romanım bir sene süren bir çabanın sonrasında online kitap satış sitesinde okurlara sunuldu. Maddi zorluklardan ve reklam yapamamaktan dolayı kitaplarımızı dağıtıma sokmakta zorlanıyoruz. Okurlara ulaşmakta da güçlük çekiyoruz. Ancak bizleri okuyan, eleştiren değerli kişilerin varlığı sayesinde bir şekilde ayakta duruyoruz." dedi.
Şehir şehir dolaşarak kitaplarını tanıttıMehmet Ali Severcan Gaygusuz, eselerini kaleme aldıktan sonra okuyucuya ulaşmada zorluklar yaşadığını anlatarak, "İlk iki şiir kitabımı ve ardından yayınlanan romanımı İstanbul, Ankara, Çanakkale gibi şehirlerimizi dolaşarak tanıttım. Bazen sanayii sitelerine girdim, bazen Ortaköy, Beşiktaş'ta kitaplarımdan sözlerin olduğu tabelalarla tezgah açtım. Ülkemizde kitapların dağıtım süreçleri maalesef çok farklı ilerliyor. Kitabınızın çok büyük adetlerde basılması durumunda kitapçılarda yer bulabiliyor ve fazla sermaye harcanarak reklam yapıldığında kitabınız popüler hale geliyor." dedi.
En genç yayınevi kurucusuGaygusuz, edebiyatı sadece ticarethane gibi gören bazı yazar ve yayınevlerinin içerikten uzak kaldığını belirterek, bu tarz kitapların da daha az okunduğunu kaydetti.
Okurun, o tarzda bir edebiyata alıştırıldığını dile getiren Gaygusuz, şöyle devam etti:
"Bu durumu fark ettiğimde hiç yediremedim. 'Bu durumun tersine dönmesi için mücadele etmeyecek, zorluk çekmeyeceksem, derdimde samimi olamam.' diyerek yola çıktım. Ayrıca güzel ülkemizin güzel insanına faydalı olacağını düşündüğüm her türlü kitap için sabahlara kadar çalışmak, o kitapların yazarları ile ortak bir yola girmenin hayali çoğu şeyinde üzerine geçti. Ankara Üniversitesi'nde okurken yayınevi kurmak için İstanbul'a geldim. Otostopla geldiğim İstanbul'da Sirkeci'de 10 metrekarelik bir yer kiraladık. Yeri kiralarken bileğimizin ve yüreğimizin önemli olduğunu, mekanın sadece bir detay olduğunu düşündüğümden o 10 metrekarelik yer bana saray gibi geldi. Hala öyle geliyor. 2015 Şubat ayında başladığım kuruluş işlemlerimi maddi zorluklar yüzünden nisan ayında tamamladım. Ticaret Odasına kayıt olurken yayınevinin kuruluş sermayesinde yazan 100 lirayı orada çalışanlar bile şaka zannetti."
Gaygusuz, genç bir yazar olmayı "sabah vaktinin o en taze, hafif ışıklı" haline benzettiğini anlatarak, bunu bir avantaj olarak değerlendirdiğini kaydetti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com