BAYBURT
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminin bertaraf edilmesinde büyük yararlılık gösteren vatandaşlardan Mehmet Köse, Abdullah İrgin ve Şerife Boz, Bayburt'ta düzenlenen programda o gece yaşadıklarını anlattı.
Gençlik ve Spor Bakanlığının "Tecrübe Konuşuyor İçimizdeki Kahramanlar Projesi" kapsamında Şair Zihni Kültür Merkezi Toplantı Salonu'nda sanatçı İsmail Hakkı'nın moderatörlüğündeki program, Kur'an-ı Kerim okunması ve Veysel Çelikdemir'in "15 Temmuz" temalı kum sanatı gösterisiyle başladı.
Gazilerin yaşadıklarını dinleyen salondakilerin gözyaşlarını tutamadığı etkinlikte Mehmet Köse, vinç operatörlüğü yaptığını belirterek, o gece darbecilerin elinden alınan tankı kullanmak durumunda kaldığını söyledi.
Köse, askerlik yılları dahil hayatında hiç tank sürmediğini dile getirerek, şöyle konuştu:
"Allah'ın izniyle sürdük. Cenabı Mevlam öyle bir güç, öyle bir kuvvet verdi ki millet tankın önüne bedenini siper ederken biz orada bir tank sürmezsek o şehitlerimiz bize hakkını helal etmezdi. O gün iki zırhlı araç, bir de tankı emniyetli bir şekilde emniyet mensuplarımıza teslim ettim. Allah razı olsun bu milletimizden, bu gençlerimizden. Daha önce gençlerimizi gördüğümde, 'Bu gençlik nereye gidiyor? Bu gençlik, bu vatanı savunacak da biz de göreceğiz.' diyordum ama öyle değilmiş. Çok ön yargılı davrandık. Öyle bir gençlik gördüm ki... Elinde bir tek bayrak, gönlünde imanla tankın önüne yürüyen ve şehadet şerbetini içmek için koşan bir gençlik gördüm. Allah razı olsun bu gençlikten."
"Ben kahraman değilim"
Darbe girişimi sırasında Ankara'da bulunan ve olayları öğrendikten sonra Genelkurmay Başkanlığına giden Abdullah İrgin ise kendilerine "15 Temmuz kahramanları" diye hitap edildiğini ancak şahsı adına bunu kabul etmediğini bildirdi.
Yurdunu yaşatmak için canlarını verenlere "kahraman" denilebileceğini vurgulayan İrgin, "Kahraman dediğimiz insanlar, Ankara'da, İstanbul'da şehadet şerbetini içenlerdir. Pensilvanya'daki soytarının Türkiye'deki köpeğini öldüren Ömer Halisdemir'dir kahraman, ben değilim." ifadelerini kullandı.
İrgin, Genelkurmay Başkanlığına gittiklerinde bahçe ve kapı demirlerinin daha önce oraya ulaşan vatandaşlar tarafından söküldüğünü aktardı.
Daha sonra kapıyı zorlamaya başladıklarını anlatan İrgin, "Açılacak bir kapı değildi, arkadan da kapalı olduğu için. Pencerelerde demir parmaklıklar vardı. Birini zorladım olmadı, ikincisini zorladım olmadı, üçüncüsünü zorladım, o demir parmaklıklar üzerime devrildi. Bunu bir insan gücüyle yapamazsınız. O, o an Allah'ın bana verdiği güçleydi. Bu kendi iradem değildi. Allahü Teala, o gün bu hainlere fırsat vermemek için herkesin içindeki korkuyu alıp cesareti verdi." diye konuştu.
"Hiç korkmadan cihada gittim"
FETÖ'nün darbe girişimine karşı kullandığı kamyonla Taksim'e çıkan Şerife Boz da vatanını, milletini ve bayrağını çok seven bir Anadolu kadını olduğunu belirtti.
Boz, 15 Temmuz gecesinin kendisi için çok karanlık ve zor olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Hiç unutulmayacak bir gece. Eşim yeni namaz kılıp yatmıştı. Televizyon izlerken baktım, köprü çok kalabalık. Gittim, eşimi kaldırdım. Dedi ki 'Bugün cuma, olur o kalabalık.' Yok dedim, askeri araçlar her tarafta. Gördü, ellerini dizlerine vurarak kalkıp gitti. Ben de Cumhurbaşkanımızın çağrısı üzerine kalkıp çocuklarımı, torunlarımı alıp hiç korkmadan cihada gittim."
dikGAZETE.com