HARTUM (AA) - Doğu Afrika ülkesi Sudan'ın kuzeyinde başlayan ve hızla ülke geneline yayılan yönetim karşıtı gösterilerde iki ay geride kaldı.
Afrika ve Ortadoğu'nun kavuşma noktasında yer alan, kıtanın 3. büyük ülkesi Sudan'ın Atbera kentinde 19 Aralık’ta, ekonomik kriz sebebiyle başlayan gösteriler, hızla başkent Hartum ve ülke genelinde rejim karşıtlığına dönüştü.
AA muhabiri, Sudan’da üçüncü ayına giren hükümet karşıtı gösterileri, sebeblerini ve yaşananları 10 soru - 10 cevap olarak derledi.
Beşir kimdir, ne zamandır iktidarda?
Sudan Cumhurbaşkanı, Mareşal Ömer Hasan Ahmed el-Beşir 1 Ocak 1944’te başkent Hartum’un kuzeyindeki Nil Nehri eyaletine bağlı Şendi kentinde doğdu.
Mısır, Malezya ve Pakistan’da askeri eğitimler aldı.
1973’te, Mısır'ın Suriye ile birlikte İsrail'e saldırdığı savaşta Mısır ordusunda görev yaptı. 1975’te Birleşik Arap Emirlikleri'nde ataşelik yaptı.1981’de Sudan’a dönerek askeri görevlerini sürdürdü.
1989'da tuğgeneral rütbesiyle görev yaptığı Sudan ordusu kansız bir darbeyle hükümeti devirdi. Geçiş dönemi için kurulan yürütme ve yasama organı Ulusal Kurtuluş Devrimi Komutanlığı Konseyinin başkanı oldu. 16 Ekim 1993’te kendini cumhurbaşkanı olarak atadı.
Beşir, 1996, 2001, 2010 ve 2015’teki cumhurbaşkanlığı seçimlerinden zaferle ayrıldı. Aralık ayında mecliste yapılan oylamada Beşir'in 5. kez adaylığının yolu açıldı.
Sudan’da gösteriler neden başladı?
Hartum yönetimi, 2003'te patlak veren Darfur Krizi ve 2011'de Güney Sudan'ın ayrılması sonrası karşı karşıya kaldığı ekonomik krizle baş etmeye çalışıyor.
Sudan’ın kuzeyindeki kentlerde ekmek fiyatlarındaki artış, un, akaryakıt sıkıntısı ve kamu hizmetlerindeki yetersizlikler gerekçesiyle protestolar başladı. Enflasyon, gösteriler öncesi yüzde 70’lere yükseldi, bazı uzmanlara göre bu oran yüzde 140’ları buldu.
Fitilini ekonomik krizin ateşlediği gösteriler, hızla başkent Hartum ve ülke genelinde rejim karşıtlığına dönüştü.
Önemli ölçekte döviz sıkıntısının yaşandığı ülkede yerel para birimindeki devalüasyon devam ediyor. Önlemlere rağmen akaryakıt sıkıntısı çözülebilmiş değil. Muhalifler, sıkıntıların kaynağı olarak gördükleri Beşir'in ve hükümetin istifasını istiyor.
Yakıt, nakit ve un sıkıntısının arkasında yatan sebepler neler?
Güney Sudan ayrılmadan önce 2011 yılında bir Amerikan doları yaklaşık 2 cüneyh iken, bugünlerde karaborsada 75 cüneyh seviyelerinde seyrediyor. Bölünmenin ardından petrol kaynaklarının yaklaşık yüzde 70’i Güney Sudan’da kaldı.
Hükümet, ekonomik kriz sebebiyle un ve akaryakıttaki devlet desteğini kaldırınca ekmek 50 kuruştan yer yer 3 cüneyhe yükseldi. Kıtlık nedeniyle fırın ve istasyonlarda uzun kuyrukların oluşması halkın tepkisini çekti.
Ekmek fiyatı 1 cüneyhe indirildi ancak, yakıt sıkıntısı tam olarak çözülebilmiş değil. Hükümetin sağladığı sübvansiyonlar artık bu pahalılığı örtmeye yetmiyor.
Bankamatikler ve akaryakıt istasyonları önünde halen uzun kuyruklarlar oluşuyor. Ekmek fiyatlarının artmasına devletin IMF'nin tavsiyesiyle sübvansiyonları kaldırması ve buğday ithalatını durdurması yol açtı.
Muhalefetin ve göstericilerin talebi ne?
Muhalefet partileri ve silahlı isyancılar kitlesel protestoları destekledi ve yaşananları "Ömer el-Beşir'in yıllardır ülkeyi kötü yönetmesine verilen doğal bir tepki" olarak niteledi.
Göstericiler, daha çok özgürlük, kaynakların adil paylaştırılması, yakıt ve nakit sıkıntısının çözülmesi ve yaklaşık 30 yıldır iktidardaki Beşir’in görevi bırakmasını istiyor. Protestocular artık yeni bir yüz görmek istediklerini, ekonomik ve siyasi açıdan yanlış yönetildiklerini savundukları hükümet ve rejim yıkılana kadar eylemlerinin süreceğini belirtiyor.
Muhalifler, "Özgürlük ve Değişim Bildirgesi" adıyla yayınladıkları bildirgede hedeflerini, "Rejimi devirmek, kurumlarını tasfiye etmek ve yolsuzlukla mücadele" olarak sıraladı.
Bildirgede ayrıca, görev süresi 4 yıl olan bir geçiş hükümeti kurulması ve bu dönemin sonunda Sudan'ın nasıl yönetileceğinin belirleneceği ulusal bir anayasa konferansı yapılmasını hedefliyor.
Hükümetin tepkisi ne oldu?
Hükümet barışçıl protestoları şiddete yönlendiren sabotajcılar olduğunu öne sürüyor. İfade özgürlüğü ve gösterinin anayasal hak olduğunu belirten hükümet kanun dışı faaliyetlere ise asla izin verilmeyeceğini vurgulyor.
Sudan Cumhurbaşkanı Beşir ve hükümet her fırsatta reform ve iyileştirme sözü verirken yönetimin ancak seçimlerle değişebileceğini belirtiyor.
Sudan'daki gelişmelere diğer ülkelerin yaklaşımı ne?
Katar, Bahreyn, Mısır, Çad ve Türkiye’den Sudan yönetimine destek açıklamaları geldi. ABD yönetimi ülke genelinde eylem yapan protestocuların tutuklanması ve şiddete maruz kalmasından endişe duyduğunu açıkladI.
ABD Başkanı Donald Trump'ın ulusal güvenlik danışmanlarından Cyril Sartor, Sudan'a dışarıdan çözüm dayatılmayacağını ancak Hartum hükümetinin de vatandaşlarının barışçıl ifade hakkına saygı duyması gerektiğini belirtti. Sartor, göstericilerin de barışçıl çizgide kalması gerektiğini vurguladı.
Sudan Federal Yönetim Bakanı Hamid Mümtaz, ülkede aralıktan bu yana Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir'in istifası talebiyle gösterilerin düzenlendiği bu siyasi ortamda, Türkiye'nin Sudan'ın istikrar çabalarına verdiği desteği sürdürdüğünü belirtti.
Mümtaz, Türkiye'deki 4 günlük resmi temaslarının ardından ülkesine dönüşünde Sudan resmi haber ajansına yaptığı açıklamada, "Türkiye, Sudan'daki istikrar çabalarına verdiği desteği şu siyasi süreçte de sürdürüyor." ifadesini kullandı.
Medyanın protestolara bakışı nasıl?
Muhalifler, hükümeti medyayı tekeline almakla eleştiriyor. Haber kanalları ve gazeteler genellikle hükümete yakın bir dil kullanıyor. Muhalifler gösterilerini genellikle sosyal medyadan organize ediyor.
Asker ve polisin tavrı nasıl?
Sudan ordusu ve polisi gösterilerin başından beri Beşir’e tam bağlılığını açıkladı.
Asayişi bozan ve fitne çıkaranlara fırsat verilmeyeceği, seçimler dışında yönetimi değiştirmenin mümkün olmadığı vurgulandı. Şu ana kadar iki kurumdan da herhangi bir çatlak ses çıkmadı.
Gösteriler ivme mi kaybediyor?
Sudan'da hükümet, ilk başlarda ekonomik temelli taleplerin dile getirildiği ancak sonrasında siyasallaşan gösterilerin gözle görülür oranda gerilediğini belirtirken, muhalifler protesto sebeplerinin hala geçerli olduğunu savunuyor.
Gösterilerin bilançosu ve ülkede son durum nasıl?
İlk haftalara göre sıklığı azalmasına karşın gösteriler yer yer devam ediyor. Bununla beraber ülke genelinde güvenlik ve günlük hayatı etkileyen bir durum söz konusu değil.
Gösterilerde şu ana kadar hükümete göre 32, Uluslararası Af Örgütüne göre 51 kişi yaşamını yitirdi. Muhalif kaynaklar ise gösterilerde gazetecilerin, siyasilerin ve çeşitli meslek gruplarından aktivistler ve kadınların da yer aldığı yüzlerce kişinin gözaltına alındığını iddia ediyor.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com