Doktorların 9 ay önce siroz teşhisi koyduğu Aytuna Kaynak, umutların tükendiği bir anda yeniden doğdu. 39 yaşındaki Kaynak, ikizi Sevenay Naşap’tan alınan karaciğerin nakledilmesi ile yaşam savaşını kazandı.
Özel Ankara Güven Hastanesi, sıradışı bir organ nakli hikayesine tanıklık etti. Karnındaki şişlik ve ayağındaki ödem şikayetiyle geçen mart ayında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne başvuran Aytuna Kaynak’a hekimler siroz teşhisi koydu. 9 ay boyunca ödem söktürücü, kaşıntı ve özel karaciğer ilaçları kullanan Aytuna Kaynak, hastalığı ilerleyince geçtiğimiz ay Özel Ankara Güven Hastanesi’ne yatırıldı. Tahlil sonuçlarını eşi, annesi ve tek yumurta ikiziyle birlikte bekleyen Kaynak’a doktorlar, 10 gün içinde acilen karaciğer nakli yapılması gerektiğini söyledi.
Aytuna Kaynak’ın 10 günlük ömrü kaldığını öğrenen yakınları bu haberle sarsılırken, genç kadını yeniden hayata bağlayacak haber dünyaya birlikte gözlerini açtığı tek yumurta ikizi Sevenay Naşap’tan geldi. Naşap, “Canımı bile veririm” dediği kardeşine ciğerini vermek istediğini dile getirdi. Prof. Dr. Sedat Karademir’in naklin acilen yapılması gerektiğini belirtmesi üzerine ikiz kardeşler, birer saat arayla ameliyata alındı. 9 saatlik operasyonla Sevenay’ın ciğerinin bir kısmı ikizi Aytuna’ya nakledildi.
SEDYEYLE GİRDİLER, KOL KOLA ÇIKTILAR
Operasyonun ardından yoğun bakıma alınan ve 3 gün boyunca hastanede gözetim altında tutulan ikiz kardeşler, sedyeyle girdikleri hastaneden sağlıklı bir şekilde kol kola çıktılar. Genetik yapıları aynı olduğu için hastaların organ naklinin ardından kullanması zorunlu olan bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlara gerek duymadan sağlığına kavuşan Kaynak, 9 aylık yaşam mücadelesini şöyle anlattı:
“Çok zor bir süreçti, felaketti. Eşim, annem, kardeşim bana çok destek oldular. Her zaman yanımdaydılar. Septik şoklar yüzünden kaç kez şuurumu kaybettim. Artık yediğim yemeğin tadına varabiliyorum. Nefes almamı, ikiz kardeşime borçluyum. Eşimle beraber uyuyabiliyoruz. Her şey çok güzel ve daha da güzel olacak. Doktorlarıma çok teşekkür ederim.”
“O HABERİ ALINCA ŞOK OLDUM”
Ciğerinden alınan dokuyla ikizine can veren Sevenay Naşap da, “10 günlük ömrü olduğunu duyunca şok oldum. Şükür ki iyileşti. En önemlisi de kardeşimin iyi olduğunu biliyorum ve artık rahatım” dedi.
Kızlarını yeniden sağlıklı gören 63 yaşındaki anne Selma Naşap ise, “Elbirliği ile bu zorluğu atlattık. Yavrularım sağlıklarına kavuştular, mutluluğumu tarif edemem” diye konuştu.
“ORGAN BAĞIŞI HERKESİN SORUMLULUĞU”
Nakil operasyonunu gerçekleştiren ekibin başında bulunan Güven Hastanesi Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Sedat Karademir, şöyle konuştu:
“Tek yumurta ikizlerinin genetikleri aynı olduğu için organları birbiriyle uyumludur. Mucize diye nitelediğimiz bu durumun diğer bir yanı da bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlara gereksinim olmamasıdır. Bu anlamda Aytuna Kaynak’ın yakaladığı şans enderdir ve çok değerlidir. Oysa bu şansı elde edemeyen ve yaşamlarını sürdürebilmek için kadavra organlara ihtiyaç duyan, kabarık bekleme listelerinde hayatlarını kaybetme korkusu ile yaşayan binlerce hastamız var. Bu hastalara, organ bağışını artırarak umut verebiliriz. Organ bağışı Türkiye sınırları içinde yaşayan her ferdin sorumluluğudur.”
(İHA)
Özel Ankara Güven Hastanesi, sıradışı bir organ nakli hikayesine tanıklık etti. Karnındaki şişlik ve ayağındaki ödem şikayetiyle geçen mart ayında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne başvuran Aytuna Kaynak’a hekimler siroz teşhisi koydu. 9 ay boyunca ödem söktürücü, kaşıntı ve özel karaciğer ilaçları kullanan Aytuna Kaynak, hastalığı ilerleyince geçtiğimiz ay Özel Ankara Güven Hastanesi’ne yatırıldı. Tahlil sonuçlarını eşi, annesi ve tek yumurta ikiziyle birlikte bekleyen Kaynak’a doktorlar, 10 gün içinde acilen karaciğer nakli yapılması gerektiğini söyledi.
Aytuna Kaynak’ın 10 günlük ömrü kaldığını öğrenen yakınları bu haberle sarsılırken, genç kadını yeniden hayata bağlayacak haber dünyaya birlikte gözlerini açtığı tek yumurta ikizi Sevenay Naşap’tan geldi. Naşap, “Canımı bile veririm” dediği kardeşine ciğerini vermek istediğini dile getirdi. Prof. Dr. Sedat Karademir’in naklin acilen yapılması gerektiğini belirtmesi üzerine ikiz kardeşler, birer saat arayla ameliyata alındı. 9 saatlik operasyonla Sevenay’ın ciğerinin bir kısmı ikizi Aytuna’ya nakledildi.
SEDYEYLE GİRDİLER, KOL KOLA ÇIKTILAR
Operasyonun ardından yoğun bakıma alınan ve 3 gün boyunca hastanede gözetim altında tutulan ikiz kardeşler, sedyeyle girdikleri hastaneden sağlıklı bir şekilde kol kola çıktılar. Genetik yapıları aynı olduğu için hastaların organ naklinin ardından kullanması zorunlu olan bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlara gerek duymadan sağlığına kavuşan Kaynak, 9 aylık yaşam mücadelesini şöyle anlattı:
“Çok zor bir süreçti, felaketti. Eşim, annem, kardeşim bana çok destek oldular. Her zaman yanımdaydılar. Septik şoklar yüzünden kaç kez şuurumu kaybettim. Artık yediğim yemeğin tadına varabiliyorum. Nefes almamı, ikiz kardeşime borçluyum. Eşimle beraber uyuyabiliyoruz. Her şey çok güzel ve daha da güzel olacak. Doktorlarıma çok teşekkür ederim.”
“O HABERİ ALINCA ŞOK OLDUM”
Ciğerinden alınan dokuyla ikizine can veren Sevenay Naşap da, “10 günlük ömrü olduğunu duyunca şok oldum. Şükür ki iyileşti. En önemlisi de kardeşimin iyi olduğunu biliyorum ve artık rahatım” dedi.
Kızlarını yeniden sağlıklı gören 63 yaşındaki anne Selma Naşap ise, “Elbirliği ile bu zorluğu atlattık. Yavrularım sağlıklarına kavuştular, mutluluğumu tarif edemem” diye konuştu.
“ORGAN BAĞIŞI HERKESİN SORUMLULUĞU”
Nakil operasyonunu gerçekleştiren ekibin başında bulunan Güven Hastanesi Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Sedat Karademir, şöyle konuştu:
“Tek yumurta ikizlerinin genetikleri aynı olduğu için organları birbiriyle uyumludur. Mucize diye nitelediğimiz bu durumun diğer bir yanı da bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlara gereksinim olmamasıdır. Bu anlamda Aytuna Kaynak’ın yakaladığı şans enderdir ve çok değerlidir. Oysa bu şansı elde edemeyen ve yaşamlarını sürdürebilmek için kadavra organlara ihtiyaç duyan, kabarık bekleme listelerinde hayatlarını kaybetme korkusu ile yaşayan binlerce hastamız var. Bu hastalara, organ bağışını artırarak umut verebiliriz. Organ bağışı Türkiye sınırları içinde yaşayan her ferdin sorumluluğudur.”
(İHA)