Kastamonu’da 23 yıldır tüberküloz hastalığıyla mücadele eden iki çocuk annesi, ameliyat için gerekli 10 bin dolar parayı bulamazsa hayatını kaybedecek.
Kastamonu’nun Topçuoğlu Mahallesi Dumlupınar Caddesi Güreş Apartmanı’nda ikamet eden Latife Sabitoğlu (47), 1993 yılında yakalandığı tüberküloz hastalığıyla 23 yıldır mücadele ediyor. Latife Sabitoğlu, Ankara ve İstanbul’da gördüğü tedavilerden bir sonuç alamayınca doktorlar, koah hastalığına yakalandığını belirterek en kısa sürede akciğer nakli olması gerektiğini söyledi. Bunun için İstanbul’da devlet hastanesinde organ nakli yapabilen Yedikule ve Kartal Koşuyolu Göğüs Hastalıkları hastanelerine giden Latife Sabitoğlu, buradaki doktorların da bir süre önce istifa ederek özel bir hastaneye geçtiklerini öğrendi. Kartal Koşuyolu Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nden emekli olarak, ameliyat ekibiyle birlikte Gaziosmanpaşa’da özel bir hastaneye geçen profesörle görüşen Latife Sabitoğlu, ameliyat olabilmek için 10 bin dolar talep edilince dünyası karardı. Çaresiz bir şekilde Kastamonu’ya geri dönen Latife Sabitoğlu, talep edilen 10 bin dolar parayı bulamazsa, hayatını kaybedecek.
"ALLAH BÜYÜKTÜR, 23 YILDIR YILMADIM DA YIKILMADIM DA"
İki evladının ve bir de torununun olduğunu söyleyen Latife Sabitoğlu, "Büyüklerimiz bana yardım ederse, onlar ne annesiz ne de anneannesiz kalacak. Tek dileğim budur benim. Başka bir çaremiz yok. Çünkü eve bağlı kaldım. Herkes dışarıda gezerken ben genç yaşımda eve bağlı kaldım. Bazen neredeyse intihar etmek üzerine geliyorum. Millet sokakta gezerken, ben de dışarıda gezmek istiyorum. Pazara gidemem, çarşıya gidemem, evlatlarıma bir şey alamam. Torunuma bir şey almak istiyorum, eşimi gönderiyorum. Ama tek dileğim şu, Allah büyüktür, yılmadım da yıkılmadım da, 1993 yılından beri ben, böyle ayakta duruyorum. Allah bana güç kuvvet veriyor, ayaktayım evlatlarımın ve eşimin sayesinde. Bir de büyüklerim el uzatırsa, benim ameliyatıma destek çıkarlarsa çok mutlu olacağım. Tek dileğim budur. Eğer ameliyattan kurtulursam bana yardım eden kişinin elini, ayağını öpeceğim. Bu hastalıktan kurtulmak istiyorum" dedi.
"KIŞ AYI GELDİĞİNDE HASTANEDEN ÇIKAMIYORUZ"
Eşinin rahatsızlığının 1993 yılında başladığını belirten Mahir Sabitoğlu (55), "Eşimi, Kastamonu Devlet Hastanesi’ne sayısız defa muayene ettirmek için getirdim. Kastamonu’da tüberküloz şüphesi var diye, Ankara’ya sevk ettiler. Ankara Keçiören Sanatoryumunda eşimin tüberküloz olması kesinleşince, yaklaşık 2 ay tedavi gördük. Daha sonra bizi Kastamonu’ya gönderdiler. 3-4 yıl boyunca Kastamonu’da Verem Savaş Dispanseri’nde muayene oldu, bu esnada bizler, sık sık Ankara ve İstanbul’a kontrolle gittik. Fakat ne yaptıysak, biraz da maddi imkansızlıklar nedeniyle eşimin tedavisini yaptıramadık. Bu rahatsızlık, zamanla çoğaldı. Her yıl eşim, kış ayı geldiğinde 3-4 ay boyunca hastanelerden çıkmaz hale geldi. Geçtiğimiz yıl, yine Ankara’ya bizleri gönderdiler. Ankara’da tedavisi devam etti ama yine bir sonuç alamadık. Eşim, Ankara’da hastanede yatarken ayrıca enfeksiyon kaptı. Böylelikle eşimin ciğeri tamamen durdu. Zaten eşimin ciğeri, yüzde 30 civarında çalışıyordu. Yüzde 30’a kadar düştü ve ciğeri gittikçe tüberküloz nedeniyle küçüldü. Şu anda eşimin rahatsızlığının koah olduğunu söylediler. Eşim, oksijensiz kesinlikle nefes alamıyor" diye konuştu.
"EŞİM İLE BİRLİKTE 23 YILDIR TÜBERKÜLOZLA MÜCADELE EDİYORUZ"
Eşi ile birlikte 23 yıldır, tüberküloz hastalığıyla mücadele ettiklerini ifade eden Mahir Sabitoğlu, "Her yıl eşimin tedavisi için İstanbul ve Ankara’ya gittik. Bu esnada 2010 yılında eşim, guatr ameliyatı oldu. Bu dönemde yine masrafımız oldu. Geçtiğimiz yıl, İstanbul’da yine dört tane damarını açtılar. Benim gelirim zaten asgari ücret, her yıl da eşimin tedavisi için sürekli İstanbul’a ve Ankara’ya gelip gittik. Bütün elimizde, avucumuzda ne varsa eşimin tedavisi için harcadık. Kirada oturuyoruz, evimiz yok. 3-4 ay çalıştıktan sonra eşimin kontrolleri için işten çıkmak zorunda kalıyorum. Maddi açıdan bu yüzden çok sıkıntılı durumdayım. Eşimin tedavisini yaptırmam mümkün değil. Bu yüzden duyarlı vatandaşlarımızdan yardım bekliyoruz" şeklinde konuştu.
"10 BİN DOLAR PARA BULAMAZSAK EŞİM ÖLECEK"
Bu yıl Kurban Bayramı öncesinde Kastamonu’daki doktorların, kendilerini İstanbul’a gönderdiklerini anlatan Mahir Sabitoğlu, şöyle konuştu: "Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde akciğer naklinin yapılabildiğini söyledi. Ben de eşimin tahlillerini alıp, İstanbul’da Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ne götürdüm. Bu hastanede bana, organ naklini yapan profesörlerin istifa ederek, özel hastaneye gittiğini söylediler. Bizi, Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nden Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gönderdiler. Buraya gidip, organ nakli birimiyle görüştüm. Burada 15 gün boyunca yeniden tahliller yapıldı. Eşimin organ naklinin yapılması gerektiği söylendi. İlaç ile tedavisinin mümkün olmadığını söylediler. Eşimin akciğerinin bir tanesinin değişmesi gerektiğini ifade ettiler. Fakat burada da, organ naklini yapan profesörün yılbaşında emekli olup, Gaziosmanpyaşa’ya özel bir hastaneye gittiğini söylediler. Buraya bütün ameliyat ekibini de götürüyormuş. Türkiye’de bu iki devlet hastanesinden başka akciğer nakli yapabilen başka hastane de yokmuş. Bu ameliyatı yapabilen Yedikule ve Kartay Koşuyolu Hastanesi’ndeki doktorlar da hastanelerinden ayrılınca bizler de mecbur kaldık. Gaziosmanpaşa’daki özel hastane ile görüştük, Ocak ayı içerisinde bizleri beklediklerini söylediler. Fakat bu ameliyatın çok büyük masrafları varmış, yani bizce büyük. 10 bin dolar olduğunu söylüyorlar bu ameliyatın. Eşimin sadece evde bakım ücreti var 830 TL, bu para da ancak bizlerin yemesini içmesine yetiyor. Ben de eşime bakıyorum diye sürekli bir işte çalışamıyorum."
"Eğer eşimi ameliyat yaptıramazsam, eşimin akıbeti iyi değil" diyen Mahir Sabitoğlu, "Bu yüzden duyarlı Türk milletinden yardım bekliyorum. Özel hastanenin masrafları, Gaziosmanpaşa’da ev kiraları da yüksekmiş. Bunları benim karşılamam mümkün değil. Eşim de ameliyat olmazsa akıbeti pek iyi değil. Onun için aziz Türk milletinden maddi destek istiyorum" ifadelerini kaydetti.
(İHA)
Kastamonu’nun Topçuoğlu Mahallesi Dumlupınar Caddesi Güreş Apartmanı’nda ikamet eden Latife Sabitoğlu (47), 1993 yılında yakalandığı tüberküloz hastalığıyla 23 yıldır mücadele ediyor. Latife Sabitoğlu, Ankara ve İstanbul’da gördüğü tedavilerden bir sonuç alamayınca doktorlar, koah hastalığına yakalandığını belirterek en kısa sürede akciğer nakli olması gerektiğini söyledi. Bunun için İstanbul’da devlet hastanesinde organ nakli yapabilen Yedikule ve Kartal Koşuyolu Göğüs Hastalıkları hastanelerine giden Latife Sabitoğlu, buradaki doktorların da bir süre önce istifa ederek özel bir hastaneye geçtiklerini öğrendi. Kartal Koşuyolu Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nden emekli olarak, ameliyat ekibiyle birlikte Gaziosmanpaşa’da özel bir hastaneye geçen profesörle görüşen Latife Sabitoğlu, ameliyat olabilmek için 10 bin dolar talep edilince dünyası karardı. Çaresiz bir şekilde Kastamonu’ya geri dönen Latife Sabitoğlu, talep edilen 10 bin dolar parayı bulamazsa, hayatını kaybedecek.
"ALLAH BÜYÜKTÜR, 23 YILDIR YILMADIM DA YIKILMADIM DA"
İki evladının ve bir de torununun olduğunu söyleyen Latife Sabitoğlu, "Büyüklerimiz bana yardım ederse, onlar ne annesiz ne de anneannesiz kalacak. Tek dileğim budur benim. Başka bir çaremiz yok. Çünkü eve bağlı kaldım. Herkes dışarıda gezerken ben genç yaşımda eve bağlı kaldım. Bazen neredeyse intihar etmek üzerine geliyorum. Millet sokakta gezerken, ben de dışarıda gezmek istiyorum. Pazara gidemem, çarşıya gidemem, evlatlarıma bir şey alamam. Torunuma bir şey almak istiyorum, eşimi gönderiyorum. Ama tek dileğim şu, Allah büyüktür, yılmadım da yıkılmadım da, 1993 yılından beri ben, böyle ayakta duruyorum. Allah bana güç kuvvet veriyor, ayaktayım evlatlarımın ve eşimin sayesinde. Bir de büyüklerim el uzatırsa, benim ameliyatıma destek çıkarlarsa çok mutlu olacağım. Tek dileğim budur. Eğer ameliyattan kurtulursam bana yardım eden kişinin elini, ayağını öpeceğim. Bu hastalıktan kurtulmak istiyorum" dedi.
"KIŞ AYI GELDİĞİNDE HASTANEDEN ÇIKAMIYORUZ"
Eşinin rahatsızlığının 1993 yılında başladığını belirten Mahir Sabitoğlu (55), "Eşimi, Kastamonu Devlet Hastanesi’ne sayısız defa muayene ettirmek için getirdim. Kastamonu’da tüberküloz şüphesi var diye, Ankara’ya sevk ettiler. Ankara Keçiören Sanatoryumunda eşimin tüberküloz olması kesinleşince, yaklaşık 2 ay tedavi gördük. Daha sonra bizi Kastamonu’ya gönderdiler. 3-4 yıl boyunca Kastamonu’da Verem Savaş Dispanseri’nde muayene oldu, bu esnada bizler, sık sık Ankara ve İstanbul’a kontrolle gittik. Fakat ne yaptıysak, biraz da maddi imkansızlıklar nedeniyle eşimin tedavisini yaptıramadık. Bu rahatsızlık, zamanla çoğaldı. Her yıl eşim, kış ayı geldiğinde 3-4 ay boyunca hastanelerden çıkmaz hale geldi. Geçtiğimiz yıl, yine Ankara’ya bizleri gönderdiler. Ankara’da tedavisi devam etti ama yine bir sonuç alamadık. Eşim, Ankara’da hastanede yatarken ayrıca enfeksiyon kaptı. Böylelikle eşimin ciğeri tamamen durdu. Zaten eşimin ciğeri, yüzde 30 civarında çalışıyordu. Yüzde 30’a kadar düştü ve ciğeri gittikçe tüberküloz nedeniyle küçüldü. Şu anda eşimin rahatsızlığının koah olduğunu söylediler. Eşim, oksijensiz kesinlikle nefes alamıyor" diye konuştu.
"EŞİM İLE BİRLİKTE 23 YILDIR TÜBERKÜLOZLA MÜCADELE EDİYORUZ"
Eşi ile birlikte 23 yıldır, tüberküloz hastalığıyla mücadele ettiklerini ifade eden Mahir Sabitoğlu, "Her yıl eşimin tedavisi için İstanbul ve Ankara’ya gittik. Bu esnada 2010 yılında eşim, guatr ameliyatı oldu. Bu dönemde yine masrafımız oldu. Geçtiğimiz yıl, İstanbul’da yine dört tane damarını açtılar. Benim gelirim zaten asgari ücret, her yıl da eşimin tedavisi için sürekli İstanbul’a ve Ankara’ya gelip gittik. Bütün elimizde, avucumuzda ne varsa eşimin tedavisi için harcadık. Kirada oturuyoruz, evimiz yok. 3-4 ay çalıştıktan sonra eşimin kontrolleri için işten çıkmak zorunda kalıyorum. Maddi açıdan bu yüzden çok sıkıntılı durumdayım. Eşimin tedavisini yaptırmam mümkün değil. Bu yüzden duyarlı vatandaşlarımızdan yardım bekliyoruz" şeklinde konuştu.
"10 BİN DOLAR PARA BULAMAZSAK EŞİM ÖLECEK"
Bu yıl Kurban Bayramı öncesinde Kastamonu’daki doktorların, kendilerini İstanbul’a gönderdiklerini anlatan Mahir Sabitoğlu, şöyle konuştu: "Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde akciğer naklinin yapılabildiğini söyledi. Ben de eşimin tahlillerini alıp, İstanbul’da Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ne götürdüm. Bu hastanede bana, organ naklini yapan profesörlerin istifa ederek, özel hastaneye gittiğini söylediler. Bizi, Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nden Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gönderdiler. Buraya gidip, organ nakli birimiyle görüştüm. Burada 15 gün boyunca yeniden tahliller yapıldı. Eşimin organ naklinin yapılması gerektiği söylendi. İlaç ile tedavisinin mümkün olmadığını söylediler. Eşimin akciğerinin bir tanesinin değişmesi gerektiğini ifade ettiler. Fakat burada da, organ naklini yapan profesörün yılbaşında emekli olup, Gaziosmanpyaşa’ya özel bir hastaneye gittiğini söylediler. Buraya bütün ameliyat ekibini de götürüyormuş. Türkiye’de bu iki devlet hastanesinden başka akciğer nakli yapabilen başka hastane de yokmuş. Bu ameliyatı yapabilen Yedikule ve Kartay Koşuyolu Hastanesi’ndeki doktorlar da hastanelerinden ayrılınca bizler de mecbur kaldık. Gaziosmanpaşa’daki özel hastane ile görüştük, Ocak ayı içerisinde bizleri beklediklerini söylediler. Fakat bu ameliyatın çok büyük masrafları varmış, yani bizce büyük. 10 bin dolar olduğunu söylüyorlar bu ameliyatın. Eşimin sadece evde bakım ücreti var 830 TL, bu para da ancak bizlerin yemesini içmesine yetiyor. Ben de eşime bakıyorum diye sürekli bir işte çalışamıyorum."
"Eğer eşimi ameliyat yaptıramazsam, eşimin akıbeti iyi değil" diyen Mahir Sabitoğlu, "Bu yüzden duyarlı Türk milletinden yardım bekliyorum. Özel hastanenin masrafları, Gaziosmanpaşa’da ev kiraları da yüksekmiş. Bunları benim karşılamam mümkün değil. Eşim de ameliyat olmazsa akıbeti pek iyi değil. Onun için aziz Türk milletinden maddi destek istiyorum" ifadelerini kaydetti.
(İHA)