Herkesin hayatında hayretle donup kaldığı, gözlerinin dolduğu ve güzelliklerle dolu daha çook yolunun olduğunu anladığı “an"lar olur.
“An” diyorum; bir göze çarpma, saniyelik geçiş ama orada “..bu benim içindi…” dediğimiz anlar...
Zamanın en yorucu dilimlerinde..
Çok sabır gerektiren..
Birkaç adım atabilirsen, gerisinin bir işareti var.
İnandığın her ne ise, farkedersen yakalıyorsun.
Bir köşeye not etmişim.
Sabrın ve şükrün bir ayağı da paylaşmaksa, vakti gelmiş:
Haziran 2019'dan..
“Benim için öyle yorucu ve yalnız hissettiğim bir andı ki nerede olsam orası ıssızlaşıyor, yalnızlaşıp ben bile siliniyordum sanki...
..bu hisler içimde boğulurken öyle güzel bir Ayete rastladım ki; anladım. O'nun o anda orada olacağı önceden belliydi. Ve hiçbir karşılaşma böyle muazzam olamazdı.
*
Diyordu ki:
“Ve nerede olursanız olun, O sizinle beraberdir.” Hadîd/9
Yarattığın yollarda kendimden bir parçayı hissetmek o kadar değerli ki.
Bana ait bir tevafuk, bana gülen gözlerin vardı adeta.
Hamdlerin en güzeli Sana layık Allah’ım." dedim.
Ve şimdi; bunu daima kendime hatırlatıyor ve her yeni boşlukta “ne olacak”, “ne yapacağım” endişesiyle çıkış için yolları kazımıyorum ya da isteksiz yürümüyor adımlarım.
Aksine cam gibi gülen gözlerle; hayatın yolumuza serptiklerini zamanında fark etmeye çabalıyor, her mesaja kulak veriyorum.
Çünkü hayat, bizi cevaplarımıza yaklaştıran küçük şifrelerden ibaret..
*
O şifrelerse; Bâyezid-i Bistâmî Hz. deyimiyle, “aramakla bulunmaz ama bulanlar hep arayanlardır.”
Tüm mesele, bulmaya değil, aramaya inanmak!
.
Betül Özey, dikGAZETE.com
-Psikolog-Sosyolog-