Yılmaz Öztuna’yı ölümünün 11 inci sene-i devriyesinde rahmetle ve saygıyla anıyorum.
Aramızdan ayrılalı koca 11 yıl geçivermiş.
Bu vesileyle 06 Şubat’ta meydana gelen deprem felâketinde kaybettiğimiz canlara Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar dilerken, kış kıyamet felâketzedelerin yardımlarına koşan yerli yabancı herkese teşekkür ediyorum.
Bu felâketten hepimiz sorumluyuz ve kader deyip geçiştiremeyiz. Umarım bundan bir ders alır ve gelecek depremler, sel, salgın hastalıklar ve sair felâketler için hazırlıklı oluruz.
2010 yılıydı, günlerden bir gün, değerli arkadaşım Prof. Mustafa Kahramanyol, Yılmaz Beyden randevu almış ve beni Dedeman Oteli’ndeki sohbetine götürmüştü.
Söylediği sözler, dün gibi kulağımda çınlıyor.
2010 yılında yayınladığım Değişen Coğrafya ve Miryokefalon Savaşı adlı kitabımı kendine takdim etmiş, şöyle bir süzdükten sonra “imzala öyle ver, değilse kabul etmem” demişti.
O günler Suriye meselesi gündemdeydi.
Sohbette bulunanlar belki hatırlar, Suriye’ye girilmesi fikrini destekliyordu ki, bu düşünce bana tersti. Çünkü Birinci Dünya harbinde başımıza gelenlerin korkusu hâlâ benim üzerimden gitmiş değildi.
18 Eylül 2010 Cumartesi günü Türkiye Gazetesi’ndeki köşesinde “Miryokefalon Türkler için dönüm noktasıydı” başlıklı yazısında, “Biz tarihçilerin 2. Malazgirt dediğimiz Miryokefalon zaferini bugün aydınlarımız, gençlerimiz, çocuklarımız bilmiyor. Miryokefalon’suz, bugün yaşadığımız coğrafyayı edinmemiz mümkün değildi. 17 Eylül 1176 Miryokefalon zaferinin 834. yıl dönümündeyiz. Türk milletine kutlu olsun! Zaferi bizim için kazanan Selçukoğlu İkinci Sultan Kılıç-Arslan’ı (1116-1155-1192), eksiksiz bir saygı, sonsuz bir sevgi ile anıyoruz. Asker, hükümdar ve insan olarak yüce karakterine hayranlığımızı açıklıyoruz. Miryokefalon, Eğridir Gölü’nün az kuzeyindedir. Tam yeri hakkında bu yörenin insanı olan Yk. Müh. Ramazan Topraklı bir kitap yayınladı: M. Savaşı, Ankara 2010” demişti.
II. Haçlı Seferinde 14 Ocak 1148 tarihinde Yalvaç yakınındaki bir nehrin üzerindeki köprü ve devamında yapılan savaş için de, 1977’de çıkan Büyük Türkiye Tarihi adlı kitabında “Yalvaç Meydan Muharebesi” demişti.
Aradan tam 46 yıl geçti, birçok tarihçi hâlâ Haçlıları, Yalvaç yakınına uğratmadan Denizli, Acıpayam ve Korkuteli yoluyla bugünkü Antalya’ya indirir.
Hâlbuki Haçlılar, Denizli, Dinar, Uluborlu, Kemer Boğazı, Eğirdir ve Eğirdir’den dönerek; Gelendost, Şarkîkaraağaç, Beyşehir, Derebucak ve İbradı yoluyla Side, yâni Eski Antalya’ya inmişlerdi.
Değerli tarih ve kültür adamı Yılmaz Öztuna’yı ölümünün 11’inci yılında saygı ve hürmetle anıyorum.
Ruhu şād olsun.
.
Ramazan Topraklı, dikGAZETE.com