YENİ BİR YILA BAŞLARKEN…
HATALARI ESKİYE BIRAKMAK, YENİ BİR AZİMLE, KARARLILIKLA VE YENİDEN BAŞLAMAK…
Millet ve Devletimiz ne kadar güçlü, zengin olursa halkımız da o kadar müreffeh olur. Güç ve zenginlik için azimle, sadakâtle, fedakârlıkla çok çalışmalıyız.
2023 yılı, depremler, teröristlerin alçakça saldırıları, Gazze Katliamı derken büyük acılarla geçti. Tek tesellimiz sanırım Karabağ’ın tamamen işgalden kurtarılması oldu.
Ülke içinde Millî Birliğimizi zayıflatanları affedemiyorum.
Millî Menfaatleri harcayıp, şahsî menfaati ve ikbâl hırsı için çalan, çırpan, kul hakkı yiyen, liyàkât, ehliyet açısından yetersiz olmasına bakmadan kamuda yer talep edip yer tutan, bu tarz adamlara referans olan, atayan…
Kim varsa elbet bir gün hesap da var…
Peki, ya adamcılık?
Allah, onu da sormayacak mı?
Burada hani şeriatı az bulup, tarikât ehli pozlarında adamcılık yapanlar var ya bir de…
Pes diyorum artık…
Bir yıl daha geçti…
LGBT konusunda, genel ahlâk konusunda Rusya kadar kararlı ve ciddi olamaz mıyız?
Ekonomi ile ilgili…
Çok bildiğim bir konu değil ama bakıyoruz Şanghay İşbirliği Teşkilatı (ŞİÖ)’na… Kendi para birimleri ile ticaret yapma kararı aldılar.
Batı, bizim kanımızı emiyor, çevre coğrafyamızda istikrarsızlık, kan ve gözyaşı aralıksız devam ediyor.
Gazze’de katliam devam ediyor. 25.000 insan şehit edildi iki ayda.
ABD vatandaşlarının yüzde 35’i İsrail’in yaptığı katliamları destekliyor. Avrupalılar da yüzde 25 destek veriyorlar.
Hümanist Batı!
Hani hayranları var ya!..
Ukrayna’da krizin gerçek sebebini bilen var mı?
Sadece Rus yayılmacılığı mı sebep?
Ya NATO ile bölgeye yığılan ABD askerî gücü…
Çevremiz kuşatılmış…
Çözüm?...
Çözüm ne gerçekten?
Yılın son on gününde…
Gazze’de Müslümanlar katlediliyor. Çocuklar öldürülüyor. Kadınlar öldürülüyor. Gazeteciler öldürülüyor.
Hani hümanist Batı?
Terör, 12 Mehmetçik’i şehit etti. İsmi Ahmet, Mehmet olan bu hain teröristlerin arkasında kim var peki?
200 yıldır aynı düşmanla savaşıyoruz.
İngiltere, ABD, Fransa, Rusya…
Şimdi aklı evvel biri “ABD yoktu” diyebilir. ABD, İngiltere demek…
Bunca kan içinde S. Arabistan’da FB-GS maçı oynanamıyor.
Sebep?
M. Kemal resimli formalara izin verilmemiş Suudilerce…
Eyvah ki ne eyvah!
“Atatürk düşmanı Araplar oldu.”
Yahu Atatürk, Araplarla mı savaştı?
Sen git İngiltere’de, ABD’nde, Fransa’da giy o formayı. Oralarda aç “Ne mutlu Türküm diyene!” yazan pankartını.
Sen bağımsızlık savaşını Araplara karşı mı yaptın?
Ortak devletimiz Osmanlı, emperyalist Batı tarafından yıkılmadı mı?
Hep birlikte işgâl edilmedik mi?
İstiklâl Savaşlarımızı kime karşı yaptık?
Hàlà da topraklarımız işgâl altında değil mi?
Irak, Suriye, Libya, Yemen, Sudan, Azerbaycan, Bosna-Hersek…
İşgâl edilen toprak bizim, katledilenler biziz. Ama gel gör ki; birileri nedense Medeniyet Topraklarımıza karşı kin besliyor.
Sebebini anlayamıyorum. Ama görünen o ki bu tiplerde sosyal genetik olarak ciddi sorunlar var. Kesinlikle incelenmeliler…
Diğer yanda birileri, TÜRK MİLLETİ’ne buğz ediyor. Hem de dindarlık ve ülke bütünlüğünü gerekçe göstererek…
S. Ahmed ARVASÎ diyor ki; “… Tarih diyor ki, Türk Milleti yücelmişse İslâm da yücelmiş, Türk Milleti çökmüşse İslam Dünyası da perişan olmuştur. Bu sebepten bütün küfür Türk’e düşmandır.”
Yine;
“… Bütün bunları şunun için yazıyoruz: Kendini sen-ben kavgasına kaptırmış, bütün kaygısı “nefsanî saadet” ile mal ve mülk kazanmaktan ibaret olan, gece ve gündüz küçük dünyevî hesaplar peşinde koşan, araba, apartman, makam, mevki ve şöhret arayan; Vatanı, Milleti, Bayrağı, Dini, Dili tahrip edilirken masasından ve kasasından başka tasası olmayan zavallıları uyandırmak istiyoruz.”
Devàmında da;
“Dehşetle görüyoruz ki, bir millet için en büyük felaket insanların idealizmini kaybederek, küçük nefsanî hesaplara kapılmalarıdır. Gerçekten de insanlar, kendilerini adadıkları hedef ve ülküler kadar büyümekte veya küçülmektedirler.
Gönlünüzde yatan en büyük sevgi ne ise “Tanrı”nız odur. Ne için savaşıyorsanız onu tanrılaştırmış olursunuz. Bu sebepten İslâmiyet sadece ve ancak Allah için savaşmamızı istemektedir.”
Evet;
“Tarihine, Kültürüne, Bayrağına, Devletine ve Milletine yabancılaşmış nesiller ve kadrolar teşekkül etmişse, bizi biz yapan milli ve mukaddes değerlerimize alenen tecavüz edilebiliyorsa, devletin ve milletin bütünlüğüne yönelen eylemler pervasızlaşmışsa, bunları sadece sosyal değişmelerin tabii sonuçları olarak yorumlamak mümkün değildir; ihanet, kendini sosyal değişmenin sancıları ile maskeleyemez.”
“İtikat ve ibadete bid'at katan, İslâmiyet'i kendi dar idrâklerine göre tamamlamaya kalkan beyinsizler, kendilerine ne ad verirlerse versinler, asla İslâm'a hizmet etmemektedirler.”
“Dinimizin ve Milliyetimizin düşmanları, din ve milliyet gibi iki mukaddes varlığımızı birbirine düşman göstermek oyunundan kolay kolay vazgeçeceğe benzemiyor.”
“Türk devletini yıkmak ve Türk milletini parçalamak isteyen bölücüler yalnız Türklüğe değil, İslam'a da ihanet etmektedirler.”
Yılın son günü bir film izledim…
“Nefes: Yer Eksi İki”
1990’lı yıllarda Hakkâri’de yaşanan acı terör olaylarını işlemişler. Askerî birlik, halk, PKK terör örgütünün köylerde yaptığı katliamlar, aldatılmış insanlarımız…
Filmi kesinlikle izleyiniz!..
Çevrenizde okulların öğrencilerinin, komşularınızın, bu filmi izlemesini öneriniz.
Film, tüm Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Diyanet İşleri mahareti ile tüm eğitim kurumlarında izletilmelidir.
Kışla, cami, okul, Kur’an Kursu… Artık bu PKK belâsı halkımıza iyi anlatılmalıdır.
Merhum ARVASÎ Hoca ile bitirmek istiyorum.
“Bir Doğu Anadolu çocuğu olarak, doğduğum ve büyüdüğüm bölge etrafında döndürülmek istenen hain niyetlere, kahpe tertiplere karşı elbette kayıtsız kalamazdım.
Beni yakından tanıyanlar, bütün hayatımı ve çalışmalarımı Türk-İslam Ülküsü'ne vakfettiğimi elbette bilirler.”
“Vatanımız ve milletimiz dört bir yandan ayrı renk ve biçimde gelişen kültür emperyalizmine maruz kalmaktadır. Kapitalist ve komünist oyunlara ilaveten Arap ve Fars kültürünün ülkemizdeki tahribatı çok büyük olmaktadır.”
“Türk Milleti’nin hayatî meselesi, Milli Tarihine, Milli Kültürüne gönülden bağlı ve bu değerlere yabancılaşmamış Münevver ve Millî Kadrolardır. İşte Milli Eğitim, Türk Milleti’ne daima bunları vermelidir.”
2024 yılının hayırlı, bereketli olmasını dilerim.
Devlet ve Milletimizin güçlü ve etkin olması için birlik beraberlik içinde çok çalışmak duası ile…
.
Emekli Yarbay Halil Mert, dikGAZETE.com
-Strateji ve Yönetim Uzmanı-