?>

Yeni açılan Beytullah Eroğlu Yüzme Havuzu ve çağrışımları

Ahmet Gülümseyen

4 yıl önce

Ümraniye Belediyesi ile Gençlik ve Spor Bakanlığı işbirliğinde yapımı gerçekleştirilen “Beytullah Eroğlu Yüzme Havuzu”nun hizmete açılması bizlere, Şeyh Edebali’nin insanlığa ders niteliği taşıyan o meşhur “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” sözün hatırlattı.

Ailesi başta olmak üzere, çevresinden yeterli desteği görmesi durumunda kolları olmayan özel (engelli) bir bireyin neleri başarabileceğinin en canlı örneği, açılışı yapılan Ümraniye Belediyesi’ne ait yarı olimpik yüze havuzuna ismi verilen sporcu.

Biraz geçmişe gidelim ve Beytullah Eroğlu’nun “çileli başladı” gibi görünen, spor tesisine isminin verilmesiyle taçlanan ve kendi ifadesiyle “2017’de Dünya Şampiyonası’nda herkese İstiklal Marşını söylettiğim duyguları yaşıyorum” sürecinin, hangi evrelerden geçtiğine bakalım. 

Doğuştan iki kolu olmayan ve bir bacağı kısa olan Milli sporcu, kendisiyle yapılan söyleşide “Yüzme sporu sayesinde özgürlüğü kazandım” derken, aynı duyguları babası Mustafa Eroğlu; “Beytullah bizim için Allah’ın bir lütfudur. Bizler için kıymetli olduğu için adını Beytullah olsun dedik” ifadesiyle dile getirmişti.

Hilal Erdoğan Hanımefendi’nin; “Beytullah ilk doğduğunda bana söylemediler. Bir şeyler olduğunu hissediyorum ama ne olduğunu bilemiyorum. Söylediklerinde dünya başıma yıkıldı. Ama böyle olacağını bilseydim hiç ağlamazdım, hiç üzülmezdim. Gurur duyuyorum evladımdan” şeklindeki duyguları, annelik hissiyatının en güzel-net yansıması…

SPOR TESİSLERİNE İSİM VERİLMESİ…

Sporu yararlı kullandığınızda, insanoğlunun kendisiyle barışık yaşayacağı ve toplumsal kazanıma dönüşeceğini görmek, zor olmasa gerek. 

İşte bu süreci yaşatan Ümraniye Belediyesi başta olmak üzere, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve diğer yetkilere buradan teşekkür etmek istiyoruz. 

Elbette ki bir insan yaşarken taltif edilmeli. 

Söz konusu tesisin isminin geçtiği Ümraniye, söz konusu olduğunda, geçmişe uzandık. 

Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde Milli Karatecimiz Haldun Alagaş’ın ismini taşıyan Spor Kompleksi’nin açılışını hatırladık. 

Güreşe emeği geçen Rahmetli Tevfik Aydeniz ağabeyimizin isminin yer aldığı Spor Salonu’nu, Milli Boksörümüz Cemal Kamacı’nın ismi verilen Okmeydanı Yüzme Havuzu ve Spor Kompleksi geldi aklımıza. 

Tüm bu hatırlama ve yaşanalar, ahde vefanın önemli örnekleri…

ENGELLİLİK, 30-35 MİLYON NÜFUS DEMEK...

Paralimpik (engelli) Spor Organizasyonlarında derece yapan sporcunun ismi bugün bir spor tesisine veriliyor ise, yaşananlar önemli olduğu kadar, bir o kadar alınması gereken derslerle de dolu. 

Siz ülke nüfusumuzun yüzde 12-13’ü özel (engelli) diyeceksiniz (Üniversitedeki hocamın dediği gibi, bireyin ailesi ve çevresini de hesaba kattığınızda söz konusu rakam nüfusun yüzde 40’larına karşılık geliyor), sonra bu kesimi göz ardı edeceksiniz! 

Bu kabullenir bir durum değil. 

Öyleyse yapılması gereken, her defasında gündeme getirdiğimiz özel (engelli) bireylerin desteklenmesi. 

Böyle bir etkilenmede beden eğitimi, hareket ve egzersiz, halk diliyle sporun önemi oldukça fazla. 

Bugün kolları olmayan bir birey, spora “Benim kanatlarım oldu”, ayakları olmayan bir başka kişi spora “Benim ayaklarım oldu” gözüyle yaklaşıyor ise, insan olarak bu seslere duyarsız kalmamamız gerek…

“OY”DAN DAHA ÖTE, TAKDİR VE DUA…

İnsanımız başta olmak üzere, ülke yararına bir çivi çakanı ayakta alkışlarız. 

Bir o kadar, memleket yararına inşa edilen yapıya bir tuğla koymaktan uzak olanları ise kınamak gibi bir sorumluluğumuz var.

Sayın Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, “Hamdolsun, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Ekonomik, Sanayi, Eğitim, Sağlık, her alanda iddialı olduğumuz gibi sporda da iddiamız var” diyor. 

Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım ise yaşadıklarını “Halka dokunan, pozitif katkılar sunan projeler üretiyoruz. Kaliteli hizmet anlayışıyla, tecrübemizle bunları ilçemize yansıtmaya çalışıyoruz” şeklinde dile getiriyor. 

Bu gururu yaşayan ve yaşatanların yanı sıra “darısı, diğer merkezi ve yerel yönetimler, belediyelere” diyoruz. 

Bu görevleri yerine getirmeleri ile kişilerin keyfiyetlerinden uzak, ilgili Belediyelerde Kanunun (5261-5393) ilgili maddelerinde yer alan görevleri yerine getirmiş olacaktır. 

Kısacası halk kendilerinden ekstra bir şey beklemiyor, sadece sorumluluklarının gereğini yapsınlar yeter. 

Yapanlar, “oy”dan daha öte, takdir ve dua toplayacaktır…

.

Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI