?>

Yekpare geniş bir anın, parçalanmaz akışında

Hüseyin Burak Uçar

1 yıl önce

YEKPARE GENİŞ BİR ANIN, PARÇALANMAZ AKIŞINDA

14. yüzyılda yaşamış, ‘Mukaddime’ adlı eseri ile, sosyoloji, tarih yazımı ve iktisat ilmindeki üstünlüğünü tüm dünyaya kanıtlamış büyük alim İbn-i Haldun, zamanın kişilere ve durumlara göre değişkenlik arz eden akış hızı hakkında şöyle söylüyor:

Bekleyince yavaşlar,

Gecikince hızlanır,

Üzülünce can yakar,

Mutlu olunca kısalır,

Acı çekince bitmek bilmez,

Sıkılınca uzar.”

2400 yıl önce ünlü filozof Aristoteles’le başlayan ve bu güne kadar devam eden tartışmalarda, düşünürlerin çoğu, Aristoteles gibi, zamanın, bir kütlesi olan (fiziksel) varlıkların devinimi-hareketi sonucu insan idrakinde oluştuğunu, insanın zamanın içinde değil zamanın insanın içinde olduğunu söylemişlerdir.

Einstein, zamanın, bulunduğumuz yer, mekân ve duruma göre akacağını belirten İbn-i Haldun’un ifadelerine ek olarak konuyu uzay zaman, kütle ve ışık hızı kavramları ile formüle ederek açıklamıştır. (E=Mc2), (İzafiyet Teorisi)

Edebiyatımızın medarı-iftiharı Ahmet Hamdi Tanpınar da bir şiirinde bu izaha yakın ifadelerde bulunuyor:

Ne içindeyim zamanın

Ne de büsbütün dışında

Yekpare, geniş bir anın

Parçalanmaz akışında

İzahı nasıl yapılırsa yapılsın, adına zaman dediğimiz mefhumun, insan hayatı üzerindeki etkisi tartışılmaz. Kanaatimce biz bu etkinin insanın lehine işlemesi için neler yapmamız gerektiği üzerinde durmalıyız.

Çalışma yaşamı, iş stratejileri ve ekonomik dönüşüm konularında uzman olan Daniel H. Pink, zamanı lehimize çevirmek için onun, en verimli bölümlerini tespit etmek konusunda uzun süren araştırmalar yapmış ve Mükemmel Zamanlamanın Bilimsel Sırlarını anlattığı “NE ZAMAN” isimli kitabında, bu araştırma sonuçlarını paylaşmış.

Yeri gelmişken belirtmeliyim ki; onun 2008 yılında yaptığı motivasyon konulu TED konuşması, en çok izlenenler arasında. 18 dakikalık bu konuşmayı izlememiş olanlara tavsiye ederim.

Son kitabı “NE ZAMAN”da ise tüm zamanların belki de en önemli konusunu işliyor:

Zaman ve Zamanlama

Kitaplığımda tavsiye edebileceğim iki kitabı daha var. Birisi, kavram çağı olarak nitelediği çağımızda başarı için gerekli yeni yetenekleri anlattığı AKLIN YENİ SINIRLARI, diğeri ise insanları harekete geçirmenin sırlarını araştırdığı SATIŞIN YENİ KURALLARI isimli kitabı.

‘NE ZAMAN’da bazı sorulara 700’ü aşkın araştırmanın incelenmesi ile ortaya konmuş cevaplar var. Bu sorulardan birkaçı şöyle:

- Beynin çalışma prensipleri günün hangi saatlerinde hangi işleri yapmaya uygun?

- İş yaşamını ve öğrenmeyi daha verimli hale getirmek için zaman nasıl bir strateji ile kullanılmalı?

- İnsan hayatında başlangıçlar ve bitişler hangi yaş aralıklarında hangi nedenlerle oluşuyor ve zamanlamayla ilgili en doğru hayati kararlar nasıl alınabilir?

-Neden geçmişi düşünmek bizi belli bir yöne, geleceği düşünmekse başka yöne itiyor?

Hayatımızın sonu gelmeyen “ne zaman” kararlarından ibaret olduğu, zamanlamanın hem bir sanat hem bir bilim olduğu belirtilen kitapta, başta çalışanların, yöneticilerin, öğretmenlerin, öğrencilerin olmak üzere herkesin istifade edeceği tespitler ve öneriler var.

Öncelikle herkesin günlük döngüdeki ideal zamanını belirlemesi gerektiği üzerinde ısrarla duruyor. Kitap, bu zamanı belirlemeniz için size yardımcı olacak pratikler öneriyor.

Önemli bir iş yaparken ideal zamanınızda olup olmadığınızı bilmeniz, ne zaman spor yapacağınızı, ne zaman fikir üreteceğinizi, üzerinde çalıştığınız projenizi ne zaman daha verimli uygulayacağınızı, en verimli toplantıyı ne zaman yapacağınızı bu ideal zamanlara göre programlamanız başarılı sonuçlar için çok önemli.

Yönetici ve İşverenlerin çalışanların ideal zamanını, eğitimcilerin de öğrencilerin ideal zamanını dikkate alması gerektiği, hangi derslerin sabah, hangi derslerin öğleden sonra yapılması gerektiğine kafa yormanın çok faydalı olacağı, öğrenmenin de ideal zamanları olduğu belirtiliyor.

Kitapta benim en çok ilgimi çeken sabah saatleri ile ilgili bölüm oldu.

Bazı ünlü ve başarılı bilim, sanat ve iş insanlarının hayatı ve çalışma saatleri araştırıldığında,

- çoğunluğunun sabahın erken saatlerinde en verimli çalışmalarını yaptıkları, en güzel eserlerini ürettikleri tespit edilmiş.

- Ve yine çoğunluğunun ortak noktası; sabah erken saatlerde genellikle doğal ortamlarda uzun yürüyüşler yapması ve sonrasında kahvaltı yapıp, öğlene kadar çalışmaları.

- Öğleden sonra tekrar uzun bir yürüyüşü de içeren bir mola veriyorlar ve sonrasında akşam yemeğine kadar çalışmaya devam ediyorlar. Bunlar Tarla Kuşu olarak sınıflandırılıyor.

- Bir de gece kuşu olanlar var. Onlar, gündüz geç saatlere kadar uyuyan, gün içinde diğer faaliyetlerini yapıp, gece çalışanlar. Az da olsa onların içinde de başarılı olanlar mevcut.

Bizim kültürümüzde ve inancımızda da bu konu önemlidir.

- Erken kalkan yol alır.

- Sabah saatleri bereketli saatlerdir.

- Hareket berekettir.

- Güneş doğarken uyumak sakıncalıdır.

- Esnafların dükkanlarını sabah erken açmasının, gün içine yayılan bir berekete neden olduğu tecrübelerle kanıtlanmıştır.

Peygamber Efendimiz (asm) bu konu hakkındaki bir Hadis-i ŞerifindeSabahın erken saatlerinde başarı ve bereket vardır” buyurmaktadır.

“Sabah erken yola koyulmak, akşam ezanında evde olmak” diye bir kavram vardı eskiden.

Şimdi gece yarılarına kadar dışarda olmak revaçta.

Geç saatlere kadar baktığımız ekranlar da cabası.

Durum böyle olunca sabah erken kalkmak, güneşten önce doğmak pek mümkün olmuyor.

Selim Gündüzalp’in ifadesi ile “Allah’ın ilavesi” demek olan bereketten mahrum kalışımız bu yüzden olsa gerek. O ilave olmadığında, kazandıkça kaybediyoruz.

Zamanın bizim için belki de en önemli yanı “sınırlı ve sayılı” olması.

Aziz Mahmut Hüdai‘nin dediği gibi;

Günler gelip geçmekteler

Kuşlar gibi uçmaktalar.

Ömrünün sonuna gelenlere “Göz açıp kapayıncaya kadar geçti” dedirten bir hayat yaşıyoruz, çünkü yekpare geniş bir anın parçalanmaz akışındayız.

Zülfü Livaneli, “Bir insan ömrünü neye vermeli/ Harcanıp gidiyor ömür dediğin” diye soruyor o güzel türküsünde.

Ömrümüz beyhude geçmesin, harcanıp gitmesin!..

Zamanımızı iyi yönetelim.

“NE ZAMAN?” sorusuna doğru cevaplar verelim.

Daha iyi öğrenmek için, daha verimli çalışmak için, daha faydalı olmak için İDEAL ZAMANLARIMIZI tespit etmemiz ve bu hayatı dolu dolu yaşamamız çok önemli.

Bir insan ömrünü iyiliğe ve güzelliğe vermeli.

Her anının kıymetini bilmeli. Aldığı nefeslerin hakkını vermeli. Aksi takdirde, harcanıp gidiyor ömür dediğin.

.

Hüseyin Burak Uçar, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI